Ìíîãî ìîë÷èò â ìîåé ïàìÿòè íåæíîãî… Äåòñòâî îòêëèêíåòñÿ ãîëîñîì Áðåæíåâà… Ìèã… ìîë÷àëèâûé, òû ìîé, èñòóêàíèùå… Ïðîâîçãëàñèò,- äàðàõèå òàâàðèùùè… Ñòàíåò ñåêóíäîé, ìèíóòîþ, ãîäîì ëè… Ãðîõíåò êóðàíòàìè, âûñòóïèò ïîòîì è… ×åðåç ñàëþòû… Óðà òðîåêðàòíîå… ß ïîêà÷óñÿ äîðîãîé îáðàòíîþ. Ìÿ÷èêîì, ëåíòî÷êîé, êîòèêîì, ï¸ñèêîì… Êàëåéäîñêîïîì çàêðÓæèò êîë¸ñèêî,

Dostoyevski'nin hayat?

dostoyevskinin-hayat
Òèï:Êíèãà
Öåíà:195.29 ðóá.
ßçûê: Òóðåöêèé
Ïðîñìîòðû: 31
Ñêà÷àòü îçíàêîìèòåëüíûé ôðàãìåíò
ÊÓÏÈÒÜ È ÑÊÀ×ÀÒÜ ÇÀ: 195.29 ðóá. ×ÒÎ ÊÀ×ÀÒÜ è ÊÀÊ ×ÈÒÀÒÜ
Dostoyevski'nin hayat? Aim?e Dostoyevski Fyodor Mihaylovi? Dostoyevski: Tarihin en b?y?k romanc?lar?ndan biri. Klasikler denince ilk akla gelen, kitaplar? h?l? en ?ok tavsiye edilen ve okunan b?y?k yazar. ?nsan ruhunu onun kadar iyi tahlil etmi? ve bunu ustal?kla anlatmay? ba?arabilmi? ba?ka bir yazar yoktur. ?ocuklu?u, ailesi, s?rg?n y?llar?, ba?ka yazarlarla ili?kileri, a?klar?, kitaplar?, hayalleri, ya?am?na dair pek bilinmeyen detaylar, ya?am?yla kitaplar? aras?ndaki paralellikler ve daha pek ?ok ?ey, ?z k?z? Aim?e Dostoyevski’nin kaleminden okurlara ula??yor. “Ya?amakla ya?amamak aras?nda hi?bir fark kalmad???nda ?zg?rl???ne kavu?ur insan.” (Ecinniler roman?ndan) Aim?e Dostoyevski Dostoyevski’nin Hayat? ?ns?z Bundan yakla??k bir bu?uk sene ?nce yapt???m?z yay?n kurulu toplant?s?nda hepimizi heyecanland?ran bir karar ald?k. Aforizma Dizisi ile ba?lad???m?z, Bir Nefeste Dizisi ve D?nya Masallar? Dizisi’yle devam etti?imiz dizilerimize bir yenisini daha ekleyecektik: Biyografi Dizisi. Birka? yay?nevinde gayet ba?ar?l? biyografiler olmas?na ra?men hem g?n?m?z okur kitlesine hitap eden hem de ki?ilerin hayatlar?n?n en s?radan detaylar?n? bile son derece canl? bir ?ekilde anlatan kitaplarda bir bo?luk oldu?unu fark ettik. Bu alanda g?rd???m?z bo?lu?u doldurmak i?in hemen kollar?m?z? s?vad?k ve i?e koyulduk. ?ncelikle biyografisini okumak istedi?imiz ve hayat?n? ilgin? buldu?umuz tarihi ki?ilikleri belirledik. Sonra bunlar?n aras?nda yay?mlanmaya de?er oldu?unu d???nd???m?z biyografileri se?tik. Bu ba?lamda ilk etapta on ?nemli tarihi ki?inin biyografisi ortaya ??kt?. Bu on ki?inin hayat hik?yesini bize ayn? edebi tat ve ruhla aktaracak ?evirmenler aramaya ba?lad?k. Fakat bu s?re?te en ?ok karars?z kald???m?z ?ey kapak tasar?m? oldu. ??nk? bir biyografi dizisine yak???r sadelikte, ayn? zamanda bu ?nemli tarihi ?ahsiyetlerin hayatlar?n? anlatacak canl?l?kta kapaklar olmas?n? istiyorduk. ?n?m?ze gelen ondan fazla taslak ?zerinde g?nlerce kafa yorduk ve ortak bir karar vermek i?in ?abalad?k. En sonunda taslaklar? ikiye indirdik ve hepimizin i?ine sinen bu kapakta karar k?ld?k. Kitaplar? yay?na haz?rlama a?amas?nda metinle o kadar i?li d??l? olduk ki bahsedilen tarihi fig?rlerin hayatlar?na girdik?e yapt???m?z i?ten daha ?ok keyif almaya ba?lad?k. Hepimizin ismen bildi?i ki?ilerin ya?am ?yk?lerini okuduk?a asl?nda onlar?n da sizin bizim gibi bir insan olduklar?n?, bizimle ayn? duygular? payla?t?klar?n?, hayat?n onlar? da t?pk? bizler gibi oradan oraya savurdu?unu g?rd?k. Uzun u?ra?lar sonucu ortaya ??kard???m?z bu diziyi siz okurlar?m?zla payla?maktan memnuniyet duyuyoruz. Birer tarihi kay?t niteli?i ta??yan bu ya?am ?yk?lerini okurken keyif alman?z tek temennimiz. “?yi yaz?lm?? bir hayat ?yk?s?, en az iyi ya?anm?? bir hayat kadar nadidedir.”     Thomas Carlyle Giri? Rusya 30 Ekim 1921 tarihinde Fyodor Dostoyevski’nin do?umunun y?z?nc? y?l?n? kutlamaya haz?rlan?yordu. Yazarlar?m?z ve ?airlerimiz bu b?y?k Rus romanc?s?n? ?iirlerle, s?ylevlerle onurland?rmay? umut ediyor; Slav halklar? ise Slav konfederasyonu fikrine daima sad?k kalan bu b?y?k Slavofile sayg?lar?n? ?ek?e, S?rp?a ve Bulgarca sunabilmek i?in temsilcilerini Petrograd’a g?ndermeye haz?rlan?yordu. Dostoyevski ailesi de bu g?n? Moskova Tarih M?zesi’nde korunan belgelerin yay?mlanmas?yla kutlamay? ?nermi?ti. Annem, ?nl? e?ine ili?kin an?lar?n? d?nyayla payla?acak, ben de babam?n yeni bir ya?am?yk?s?n? yazacak, ona ili?kin ?ocukluk izlenimlerimi k???da d?kecektim. Bir daha b?yle bir ?enli?in ger?ekle?mesi pek olas? de?il. Korkun? bir f?rt?na Rusya’y? vurarak Avrupai uygarl???m?z?n dokusunu yok etti. Devrim, Dostoyevski’nin uzun zaman ?nce tahmin etti?i ?zere, feci bir sava??n ard?ndan y?z?m?zde patlad?. K?yl?lerimizle ayd?nlar?m?z aras?ndaki, iki y?zy?ld?r geni?leyip b?y?yen bo?luk bir u?uruma d?n??t?. Atalar?n?n geleneklerine sad?k kalan halk?m?z y?z?n? do?uya sabitlemi?ken Avrupai ?topyalarla sarho? olan ayd?nlar?m?z bat?ya y?neliyordu. Rus nihilistler ve anar?istler Avrupa ateizmini ?lkemize getirmeyi arzularken son derece dindar k?yl?m?z ?sa Mesih’e sad?k kal?yordu. Bu ?at??man?n sonucu kar??m?zda duruyor. ?ar?n yerine Rusya’da h?k?m s?rmeyi, ?lkeyi istedikleri gibi y?netmeyi arzulayan ayd?nlar, ?ileden ??kan halk?m?z taraf?ndan aptal ve zararl? varl?klar gibi s?p?r?l?p at?ld?. Bunlardan baz?lar? eski el?ilik saraylar?m?za s???n?p Avrupal? el?ilerin alayc? g?l?msemelerini g?rmezden gelmeye ?al??arak Rusya’y? Thames ya da Seine Nehri k?y?lar?ndan y?netiyormu? gibi davrand?; di?erleri ise kimileri y?zlerce kopya bas?lan say?s?z Rus gazetesinde bir araya geldiler ve okumaya ikna edilebilecek herkese bu gazeteleri ?cretsiz da??tt?lar. Ne var ki okurlar? gitgide azal?yor. Avrupal?lar ayd?nlar?m?z?n hayalperest oldu?unu, gazetelerinde bahsettikleri sosyalist ve anar?ist mujiklerin[1 - Rus k?yl?s?. (?.n.)] “Rus Devrimi’nin b?y?kanneleri ve b?y?kbabalar?”n?n saf hayalleri haricinde hi?bir zaman var olmad???n? anlamaya ba?l?yor. Rus muji?i anar?ist olmak ??yle dursun, devasa bir Do?u ?mparatorlu?u in?a etme yolundad?r. Mo?ollarla karde? oluyor, Hindistan, ?ran ve T?rkiye’yle dostane ili?kiler geli?tiriyorlar. Ya?l? Avrupa’y? uzak tutarak onun, Rusya’n?n i?lerine kar??mas?n?n ve ulusal yap?n?n in?as?n? engellemesinin ?n?ne ge?ebilmek i?in Bol?evizmi t?pk? ku?lar? ka??ran bir korkuluk gibi kullan?yorlar. Bu in?a tamamland??? g?n, Rus muji?i g?rev s?resini tamamlayan korkulu?u parampar?a edecek, ?a?k?nl??a u?rayan Avrupa ise kar??s?nda eskisinden daha g??l? ve daha sa?lam, yeni bir Rus ?mparatorlu?u’nun y?kseldi?ini g?recek. Mujiklerimiz iyi mimarlard?r; t?pk? bilge ki?iler gibi ki her zaman ?yleydiler, ayd?nlar? mimarlar? olmaya davet etme gibi bir d???nceleri bulunmamaktad?r. Bu hasta ki?ilerin d?nyadaki en iyi uygarl??? bile yok edebileceklerini fakat bunun yerine herhangi bir ?ey in?a etmekten de son derece aciz olduklar?n? anlam?? durumdalar. Lyubov Fyodorovna Dostoyevskaya (Aim?e Dostoyevski) E?er Dostoyevski’nin do?umunun y?z?nc? y?l? Rusya’da kutlanamazsa, kendisi uzun s?redir d?nya ?ap?nda bir yazar ve insanl???n yolunu ayd?nlatan fenerlerden biri olarak kabul edildi?inden bu anman?n Avrupa’da yap?lmas?n? isterim. Bu nedenle babam?n bir zamanlar Rusya’da yay?mlamay? umdu?um ya?am?yk?s?n? Avrupa’da yay?mlamaya karar verdim; bu arzu etmedi?im fakat g?rece daha uygun buldu?um bir tercihti, zira t?m servetim Bol?eviklerin elinde ve art?k ya?am?m? s?rd?rebilmek i?in ?al??mak zorunday?m. Babam?n ya?am?yla ilgili olarak kitab?mda bulaca??n?z yeni ayr?nt?lar, hayranlar? i?in kendisinin eserlerine dair yeni ele?tirel ?al??malar?n habercisi olabilir ve dahas?, s?zkonusu eserleri Avrupal? ve Amerikal? okuyucular aras?nda pop?ler k?labilir. Hi? ??phesiz ki bu, ?nl? yazar?n y?z?nc? do?um g?n?n? kutlaman?n en g?zel yolu olacakt?r.     Aim?e Dostoyevski     (Lyubov Dostoyevskaya) Dostoyevski Ailesinin K?keni “Halk?m?z? tan?yorum. Hapishanede onlarla ya?ad?m, onlarla yemek yedim, onlarla uyudum, onlarla ?al??t?m. Babam?n evindeyken ??rendi?im fakat sonras?nda, ‘Avrupal? bir liberal’ haline geldi?im zaman kaybetti?im ?sa Mesih’i bana halk?m?z geri verdi.”     A?ustos 1880 Babam?n ya?am?yk?lerini okurken bu ?al??malar? kaleme alan ki?ilerin babam? b?t?n?yle bir Rus, hatta kimi zaman t?m Ruslardan daha Rus olarak ele alm?? olmalar? beni her zaman ?a??rtm??t?r. Dostoyevski yaln?zca anne taraf?ndan Rustu, baba taraf? Litvanya k?kenliydi. D?n???mleri ve y?zy?llar boyunca maruz kald??? ?e?itli etkiler nedeniyle Litvanya hi? ??phe yok ki b?t?n Rus ?mparatorlu?u topraklar? i?indeki en ilgin? yerdir. Litvan soyu da t?pk? Ruslar gibi Slavlar ile Finno-T?rk kabilelerin kar???m?d?r. Yine de iki halk aras?nda olduk?a belirgin bir fark bulunur. Rusya uzun bir s?re boyunca Tatar boyunduru?u alt?nda kalm??, Mo?olla?m??t?r. Litvanya ise Neman ve Dinyeper suyollar? arac?l???yla Yunanlarla ticaret yapan Normanlar taraf?ndan Normanla?t?r?lm??t?r. Bu ticareti olduk?a k?rl? bulan Normanlar, Litvanya’da ?ok b?y?k ticaret depolar? kurmu?, bunlar? koruyucular?n g?zetimine b?rakm??t?. Bu depolar yava? yava? kalelere, kaleler de kasabalara d?n??t?. S?zkonusu kasabalardan baz?lar?, Norman prensi Rogvolod taraf?ndan y?netilen Polotsk gibi ?rne?in, g?n?m?ze kadar ula?m??t?r. B?t?n ?lke belli say?da k???k beyliklere b?l?nm??t?; tebaa Litvan, y?netimdekiler ise Normand?. Bu beyliklerde m?kemmel bir d?zen h?k?m s?r?yor, bu durum kom?u Slav halklar? imrendiriyordu.[2 - Bu imrenme Dinyeper k?y?lar?nda ya?ayan, Ukraynal?lar?n ve Ruslar?n atas? olan Slavlar?n kendileri ad?na Norman prenslerinin onlar? y?netmesini arzulamalar?na yol a?m??t?. Prens Rurik’e Kiev B?y?k D?kl???’n?n tac?n? sunmak i?in bir heyet g?nderdiler. Muhtemelen Litvanya’n?n bir b?lgesini y?netmekte olan bir Norman prensinin karde?i ya da k???k o?lu olan Rurik tac? kabul ederek Norman maiyetiyle birlikte Kiev’e ge?ti. Rurik’in soyundan gelenler ilk ba?ta B?y?k D?k, sonralar? ise ?ar s?fat?yla on yedinci y?zy?la dek Rusya’da h?k?m s?rd?ler. Rurik soyundan gelenlerin sonuncusu Moskova’da ?ld??? zaman Rusya bir anar?i d?neminden ge?ti; ta ki boyarlar Litvanya k?kenli, yani son derece Normanla?m?? bir Slav aileye mensup Mihail Romanov’u ?ar se?inceye kadar. Romanovlar birka? y?zy?l boyunca s?rayla h?k?m s?rd?ler, Rus halk? taraf?ndan sevilip sayg? g?rd?ler. Rus milletinin iki kez Normanlar? ya da Normanla?m?? Slavlar? prens olarak se?mi? oldu?u ger?e?i, yurtta?lar?m?n kavgac? karakteriyle kolayca a??klanabilir. Sonunda tek bir anlaml? s?z dahi s?ylemeden on saat boyunca nutuk ?ekmeye kadir, s?zlerine son vermek nedir bilmeyen konu?mac? ve tart??mac?lar olan Ruslar asla anla?amazlar. Akl? ba??nda, s?zden tasarruf edebilen, icraatta ?retken Normanlar, Ruslar?n birbirleriyle bar?? i?inde ya?amalar?n? sa?lam??, ?lkemizde d?zeni sa?lam??lard?r.] Normanlar Litvanlardan uzak durmam??, prensler ve takip?ileri ?lkenin kad?nlar?yla evlenip yava? yava? b?lgenin esas sakinleriyle kayna?m??lard?r. Norman kan? o d?neme dek dikkat ?ekmeyen Litvanlara ?yle bir din?lik katm??t?r ki Tatarlar?, Ruslar?, Ukraynal?lar?, Polonyal?lar? ve kuzeydeki kom?ular? T?ton ??valyeleri’ni alt etmi?lerdir. Litvanya on be?inci y?zy?lda b?t?n Ukrayna’y? ve Rusya’n?n b?y?k bir b?l?m?n? kapsayan muazzam bir b?y?k d?kl?k haline gelmi?tir. Di?er Slav ?lkeleri aras?nda ?ok b?y?k bir rol oynam??t?r; parlak, son derece uygar bir saray y?netimine sahiptir, parmakla g?sterilen birtak?m yabanc?lar?, ?airleri ve ilim insanlar?n? cezbetmi?tir. ?arlar?n?n tiranl???na kar?? ??kan Rus boyarlar[3 - Tuna b?lgesinde, Transilvanya’da, Rusya’da soylulara verilen unvan. (?.n.)] Litvanya’ya ka?m??, burada ho? kar??lanm??lard?r. ?ar Korkun? ?van’?n can d??man? ?nl? Prens Kurbski’nin durumunda olan da buydu.[4 - Litvanya ve Ukrayna tarihiyle ilgilenen modern tarih?iler Normanlardan nadiren bahseder. Bununla birlikte s?kl?kla Vareglerden s?z eder ve bunlar?n Litvanya’da hatta Ukrayna’da b?y?k rol oynad???n? ?ne s?rerler. Varegler asl?nda Normand?r, ??nk? vareg kelimesi eski Slavcada “d??man” anlam?na gelmektedir. Normanlar s?rekli olarak Slavlar? alt ettikleri i?in Slavlar onlar? “d??man” olarak anm??t?r. Slavlar genel olarak az merakl? insanlard?r, kom?ular?n?n hangi ?rka mensup olduklar?n? bilmekle pek ilgilenmezler; onlara s?sl? isimler vermeyi tercih ederler. Bu nedenle Ruslar, Almanlarla ticarete ba?lad?klar?nda onlara eski Rus?ada “budala” anlam?na gelen “Nemzi” ad?n? vermi?lerdir, ??nk? Almanlar onlar?n dilini anlamam??, sorular?na cevap verememi?tir. Rus halk? Almanlara h?l? “Nemzi” der. “Alman” ya da “T?ton” isimleri yaln?zca ayd?nlar taraf?ndan kullan?l?r.] H?ristiyanl?k d?neminin ba?lang?c?nda ve muhtemelen daha ?ncesinde Normanlar Litvanya’da h?k?m s?rmekteydi. 1392 y?l?nda Normanlar?n, Norman prenslerinin soyundan gelen B?y?k D?k Witold’un ?ahs?nda h?l? iktidarda oldu?unu g?r?yoruz. On d?rt y?zy?ll?k s?re?te Litvanya’n?n ciddi manada Normanla?m?? olmas? gerekti?i a??kt?r. Prensler ve maiyetindekilerin yapt?klar? evlilikler bir yana, Kuzey’den Litvanya’ya gelen t?ccar ve sava???lar, Slav kanlar? sayesinde genel itibar?yla Finno-T?rk kabilelerinin kad?nlar?ndan daha g?zel ve daha zarif olan gen? Litvanlar? memnuniyetle kendilerine e? olarak se?mi?lerdir. Bu evliliklerden do?an ?ocuklar annelerinin Litvan tipini, baba taraf?ndan atalar?n?n ise Norman beyinlerini miras alm??lard?r. Nitekim Litvanyal?lar?n karakterini inceledi?imizde Normanlar?n karakterine olan g??l? benzerli?i fark ederiz. Asl?nda pek de tan?nmayan bu ?lke ?zerine ?al??mak isteyenlere W. St. Vidunas’?n Lithuania, Past and Present[5 - (?ng.) Litvanya’n?n D?n? Bug?n?. (?.n.)] adl? ?al??mas?n? ?neriyorum. Bu ilim irfan sahibi yazardan s?kl?kla al?nt? yapma f?rsat?m oldu, fakat kendisinin bu muhte?em ?al??mas?n?n kendi b?t?nl??? i?inde okunmas? gerekir. Vidunas’?n kitab?n?n ilgin? yan? ?udur ki kendisi Litvan karakterini esasen Norman olarak tan?ml?yor olsa da yurtta?lar?n?n Norman kan? ta??d???n? reddeder ve samimi bir ?ekilde onlar?n b?t?n?yle aslen Asya’dan gelen Finno-T?rkler oldu?unu beyan eder. Yazar bu noktada, Litvanyal?lar?n birtak?m sapk?n milli gururun etkisiyle, Norman atalar?n? her zaman ink?r eden ?o?unlu?unun sahip oldu?u bir tav?r tak?n?r.[6 - Rusya ve Polonya’ya duyduklar? nefret nedeniyle Litvanyal?lar damarlar?nda Slav kan?n?n akt???n? dahi reddetmi?lerdir. Yine de Finno-T?rk’ten daha ziyade Slav olduklar?n? g?rebilmek i?in onlara bir bak?? atmak yeterlidir.] Litvanyal?lar, t?pk? bilge Rumenlerin, Roma’n?n antik sava???lar?na dayanan k?kenleriyle gurur duymalar?na benzer ?ekilde k?kenleriyle gurur duymak yerine her zaman Norman b?y?k d?klerini yerli kana sahip prensler olarak ge?i?tirmeye ?al??t?rm??lard?r. Ruslar bu noktada asla aldanmam??lard?r. Litvanyal?lar?n kendilerini yenemeyecek kadar zay?f oldu?unu, bunu yaln?zca Normanlar?n yard?m?yla yapabileceklerini biliyorlard?. Yurtta?lar?m?n t?m ?u Gediminas, Algardas ve Vitantas’? daima ger?ek Norman isimleri olan Guedimine, Olguerd ve Witold isimleriyle anm?? olmas?n?n sebebi budur. Lehler ve Almanlar da ayn? ?eyi yapt?lar ve Norman prensler t?m Litvanofillere rahats?zl?k verecek ?ekilde tarihe ger?ek isimleriyle ge?tiler. Guedimin bu prenslerin en ?nl?s?yd?. Ger?ek bir Norman tipindeydi, Finno-T?rk kan?ndan neredeyse eser yoktu. Portreleri bana her zaman Shakespeare’in portrelerini an?msatm??t?r; bu iki Norman aras?nda bir aile benzerli?i bulunmaktad?r. Guedimin dini meselelere ili?kin Norman ilgisizli?i ve tolerans? g?stermi?, hem Katolikleri hem de Ortodokslar? korumu?tur. Kendisi ise bir pagan olarak kalmay? tercih etmi?tir. Rusya ve Ukrayna g??lenerek Litvanya’yla olan ba?lar?n? koparmay? ve eski ?zg?rl?klerine kavu?may? ba?ard?. Litvanyal?lar zengin vilayetlerini do?uya ve g?neye kapt?rd?klar?nda zay?flad?lar ve can d??manlar? olan T?ton ??valyeleri tarikat?na kar?? m?cadele edemediler. Almanlar Litvanya’y? fethederek ?lkeye bir s?r? orta?a? kurumu ve fikri getirdi. S?zkonusu kurum ve fikirler Avrupa’n?n geri kalan?nda b?t?n?yle kaybolduklar?nda dahi Litvanlar bunlar? uzun bir s?re boyunca korudu. Almanlar, Litvanlar? Protestan olmaya zorlad?. T?m Slavlar gibi Litvanlar da mistikti, Luther’in dini onlara hi?bir ?ey ifade etmiyordu.[7 - Hi?bir ?ekilde ba?kalar?yla kar??mam?? Finno-T?rkler olan Finler, Estonlar ve Letonlar Protestanl??? ?evkle kabul edip buna sad?k kalm??lard?r. Litvanlar?n Protestanl??a kar?? her zaman g?stermi? olduklar? d??manl?k kendilerinin Slav kan?na sahip oldu?unu geri kalan her ?eyden ?ok daha ikna edici bir ?ekilde kan?tlamaktad?r. Ortodoks ya da Katolik inanc?n? kolayl?kla kucaklayan Slavlar, Luther’in ??retisini asla anlayamad?lar.] Sonralar?, Polonya kendi ba??na g??l? bir devlet olup Litvanya’y? T?ton ??valyeleri’nin elinden ?ekip ald???nda[8 - Bununla birlikte Almanlar, Litvanya’n?n, Litvanyal? Borussi kabilesinin ya?ad??? bir b?l?m?n? ellerinde tuttular. Bu b?lgeyi Almanla?t?rarak buraya Prusya ad?n? verdiler. Prusyal?lar Alman de?il, Litvand?r; ?nce Normanla?t?r?lm?? sonra da Almanla?t?r?lm??lard?r. G??l? karakterleri ve Almanya’da oynad?klar? ?nemli rol kendilerinin Norman karakterinden kaynaklanmaktad?r. Prusyal? Junkerlerin b?y?k bir ?o?unlu?u do?rudan kadim Norman ?eflerinin soyundan gelmektedir.] Litvanlar hemen atalar?n?n Katolik ya da Ortodoks inanc?na d?nd?ler. Polonyal? Katolik din adamlar?, ?zellikle de Cizvitler, Ortodoks manast?r hanelerine kar?? tutkulu bir sava? verdi fakat bunlar Ortodoks dinini tercih eden Litvanyal? bir?ok aile taraf?ndan korundu. Bunlar aras?nda Ortodoks Kilisesi’nin ?nl? m?cahitlerinden Prens Konstanti Ostrogski ba?ta olmak ?zere baz? ?ok n?fuzlu ki?ilikler bulunuyordu. Bu kararl? direni? kar??s?nda Polonyal?lar Ortodokslara ait dini yap?lar?n ?lkede kalmas?na izin vermek zorunda kald?lar, di?er yandan Ortodoks propagandas?n? kontrol edebilmek i?in bunlar? soylu Katolik ailelerin g?zetimi alt?na yerle?tirdiler. Cizvitler harika Latin okullar? kurdular; ?lkedeki soylular?, ?ocuklar?n? bu okullara g?ndermeye zorlad?lar ve k?sa bir s?re i?inde Litvanya’n?n t?m soylu gen?lerini Latinle?tirmeyi ba?ard?lar. Litvanlar? tamamen kendine ba?lamak isteyen Polonya, aralar?nda Schliahta ya da Soylular Birli?i’nin de bulundu?u bir?ok Polonya kurumunu Litvanya’ya getirdi. Schliahtitchi (soylular), sava? zaman? ?lkenin b?y?k lortlar?ndan birinin sanca?? alt?nda bir araya gelme, bar?? zaman?nda ise bu lordun korumas? alt?nda ya?ama gele-ne?ini benimsediler. Bu lortlar, Schliahtitchi’nin kendi armalar?n? kullanmalar?na izin verdi. Sonras?nda ise Litvanya’dan ?ok say?da kurum alm?? olan Rusya, Schliahta’y? taklit ederek Kal?tsal Soylular Birli?i’ni kurdu. Ruslar?n kurdu?u bu birlik sava?a y?nelik olmaktan ziyade tar?mla ilgili bir birlikti, fakat her iki ?lkedeki birlik de her ?eyden ?nce vatanseverdi. Babam?n atalar?, Pinsk’e pek uzak olmayan Minsk Goberniyas?’n?n yerlileriydi; orada h?l? Dostoyeve denen, babam?n ailesine ait kadim topraklar bulunmaktad?r. Buras? eskiden Litvanya’n?n en vah?i yeriydi, neredeyse tamam? engin ormanlarla kapl?yd?; Pinsk’in batakl?klar? g?z alabildi?ince uzan?rd?. Dostoyevski ailesi Schliahtitchi’ydi ve “?imenli Radwan”a dahildi. Di?er bir deyi?le soyluydular, Lort Radwan’?n sanca?? alt?nda sava?a kat?lm?? ve kendisinin armas?n? ta??ma hakk?na sahip olmu?lard?. Annemde, Moskova’daki Dostoyevski M?zesi i?in ?izilmi? Radwan armalar? bulunurdu. Onlar? g?rd?m, fakat armac?l?k ?zerine hi? ?al??mad???m i?in onlar? betimleyemem. Dostoyevski ailesi Katolikti, g?r?ld??? kadar?yla ?ok dindar ve epey ho?g?r?s?zd?ler. Ailemizin k?kenlerine dair yapt???m?z ?al??malar s?ras?nda, Dostoyevski ailesinin g?zetimine verilen bir Ortodoks manast?r?n?n, Dostoyevskilerin Ortodoks ke?i?lere kar?? sert davran??lar?ndan ?ik?yet?i oldu?unu g?steren bir belgeye rastlad?k. Bu belge iki ?eyi kan?tlamaktad?r: 1. Dostoyevskilerin ?lkelerinde iyi bir konuma sahip olduklar?n?; ??nk? aksi takdirde Ortodoks manast?rlar?ndan biri onlar?n g?zetimine verilmezdi. 2. Dostoyevskilerin ate?li Katolikler olarak o?ullar?n? ?lkenin Latin okullar?na g?ndermi? olduklar?n? ve babam?n atalar?n?n, Katolik din adamlar?n?n gittikleri her yere yayd?klar? o muhte?em Latin k?lt?r?ne sahip olmalar? gerekti?ini. On sekizinci y?zy?lda Ruslar Litvanya’y? ilhak ettiklerinde Dostoyevskileri ?lkede bulamad?lar; aile Ukrayna’ya ge?mi?ti. Orada neler yapt?klar?n?, hangi kasabalara yerle?tiklerini bilmi-yoruz. B?y?k b?y?kbabam Andrey’in nas?l biri olabilece?i hakk?nda hi?bir fikrim yok, bu durumun ?ok ilgin? bir nedeni var. Ger?ek ?u ki b?y?kbabam Mihail Andrevi? Dostoyevski son derece nevi ?ahs?na m?nhas?r bir insand?. On be? ya??ndayken babas? ve a?abeyleriyle ?l?m?ne kavga edip evden ka?m??. Ukrayna’dan ayr?l?p Moskova ?niversitesi’nde t?p okumaya gitmi?. Asla ailesinden s?z etmez, k?klerine ili?kin soru soruldu?unda yan?t vermezdi. Sonra, elli ya??na bast???nda, ?yle g?r?n?yor ki baba oca??n? terk etti?i i?in vicdan? onu rahats?z etmi?. Gazetelere ilan vererek kendilerinden bir haber alabilmek i?in babas?na ve a?abeylerine yalvarm??. Bu ilanla ilgili hi?bir d?n?? al?nmam??. Muhtemelen t?m akrabalar? ?lm??t?. Dostoyevskiler ?ok ya?lanmadan ?l?rler. Mihail Andrevi? Dostoyevski Gelgelelim b?y?kbabam Mihail k?kenini ?ocuklar?na anlatm?? olmal?, zira babam?n ve daha sonralar? amcalar?m?n s?k s?k ??yle dediklerini i?itirdim: “Biz Dostoyevskiler Litvanyal?y?z, Polonyal? de?iliz. Litvanya, Polonya’dan olduk?a farkl? bir ?lkedir.” Babam, anneme, s?ylediklerine bak?l?rsa Ortodoks ailemizin kurucusu olan Piskopos Stepan diye birinden bahsetmi?. ?ok ?z?ld???m bir ?ey var ki annem dikkatini e?inin bu s?zlerine pek vermemi? ve ondan daha a??k detaylar vermesini istememi?. San?r?m Lit-van atalar?mdan biri Ukrayna’ya g?? etmi?, bir Ortodoks Ukraynal?yla evlenebilmek i?in dinini de?i?tirip rahip olmu?. E?i ?ld???nde muhtemelen bir manast?ra kapanm?? ve ard?ndan ba?piskoposlu?a y?kselmi?.[9 - Ortodoks Kilisesi’nde yaln?zca ke?i?ler -Kara Ruhbanlar- ba?piskopos olabilir. Beyaz ruhbanlar, yani evli rahipler ?st mevkilere y?kselemezler. E?lerini kaybettiklerinde genellikle ke?i? olur, kariyerlerinin pe?inden gidebilirler.] Bu durum Ba?piskopos Stepan’?n bir ke?i? olmas?na ra?men Ortodoks ailemizi nas?l kurmu? olabilece?ini a??klamaktad?r. Babam Piskopos Stepan’?n varl???na ikna olmu? olmal? ki ikinci o?lunun ismini onun an?s?na Stepane koymu?tur. O d?nem Dostoyevski elli ya??ndayd?. ?lgin?tir ki b?y?kbabam s?zkonusu ilan? elli ya??na bast???nda gazetede yay?mlam??, babam da elli ya??ndayken Ba?piskopos Stepan’?n varl???n? bir anda an?msay?vermi?tir. Her ikisi de atalar?yla birlik ba?lar?n? g??lendirme iste?ini bu d?nemde duymu?lar gibi g?r?n?yor. Litvanya’da sava??? olan Dostoyevskilerin Ukrayna’da rahip olduklar?n? g?rmek biraz ?a??rt?c?d?r. Bununla birlikte Lit-van geleneklerine olduk?a uygundur. Bu ba?lamda Litvanyal? ?lim W. St. Vidunas’tan al?nt? yapabilirim:[10 - Kendisinin Litvanya’n?n D?n? ve Bug?n? adl? ?al??mas?na bak?n?z.] “Eskiden varl?kl? Litvanlar?n bir?o?unun tek bir arzusu vard?: O?ullar?ndan en az birinin din adaml??? yolunu se?ti?ini g?rmek. Onlar? b?yle bir ?a?r?ya haz?rlamak i?in gereken ?dene?i memnuniyetle sa?lad?lar. Gelgelelim daha genel karakterli ?al??malara hi? s?cak bakm?yor, o?ullar?n?n herhangi bir ba?ka serbest mesle?i tercih etmelerine kar?? ??k?yorlard?. Hatta son y?llarda bir?ok Litvan gen?, ebeveyn inad? dolay?s?yla ?ok ?ile ?ekmek zorunda kalm??t?r. Kilise mensubu olmay? kabul etmediklerinde babalar?, ileri sek?ler e?itim i?in gerekli maddi deste?i sa?lamay? reddetti. B?ylece ?ok b?y?k umutlar vaat eden bir?ok ya?am mahvoldu.” B?y?kbabam ile anne babas?n?n aras?nda patlak veren, Moskoval? ailemiz ile b?y?k b?y?kbabam Andrey’in Ukraynal? ailesi aras?ndaki t?m ba?lar? koparan ola?an?st? kavgaya yol a?an ?ey belki de Vidunas’?n bu s?zleriydi. Andrey muhtemelen o?lunun din adaml??? kariyerini tercih etmesini istemi?ti, gen? adam ise t?bba e?ilimliydi. Babas?n?n, t?p e?itimini kar??lamayaca??n? g?ren b?y?kbabam evden ka?m??t?. Paras? ya da arkada?? olmadan hi? tan?mad??? bir ?ehre giden, ?st?n bir e?itim almay? ba?aran, Moskova’da kendine iyi bir yer edinen, yedi ?ocuklu bir aile kuran, ?? k?z?na ?eyiz haz?rlayan ve d?rt o?luna serbest bir e?itim ald?ran on be? ya??ndaki bu gencin hakiki Norman enerjisine hayranl?k duymak gerek. B?y?kbabam?n, kendisiyle gurur duymak ve ?ocuklar?na kendisini ?rnek g?stermek i?in iyi bir nedeni vard?. Andrey Dostoyevski’nin o?lunu bir rahip olarak g?rme iste?i pek tabii ki s?rad??? bir istek de?ildi, zira Ukraynal? din adamlar? her zaman son derece se?kin kimseler olagelmi?tir. Ukraynal? cemaatler kendi rahiplerini se?ebilme haklar?ndan yararlan?yor, do?al olarak yaln?zca g?nahs?z bir ya?am s?ren erkekler se?iliyordu. Daha y?ce dini hassasiyetlere gelince, bunlar neredeyse daima rahiplerin ayr? bir kast oldu?u B?y?k Rusya’da e?ine ?ok ender rastlanan bir durum olarak Ukraynal? soylular taraf?ndan benimsenmi?ti. Stepan Dostoyevski iyi bir aileye mensup ve iyi e?itim alm?? biri olsa gerek, aksi takdirde piskopos olamazd?. Bizde kardinallik olmad???ndan ba?piskoposluk ya da piskoposluk Ortodoks Kilisesi’ndeki en y?ksek payedir. Patrikhanenin kald?r?lmas?ndan sonra kilisemizin i?lerini piskoposlar y?netti, Kutsal Sinod toplant?lar?nda s?rayla yer ald?lar. Maria Fyodorovna Dostoyevskaya Ukraynal? Dostoyevskilerin ayd?n kimseler olduklar?na dair ba?ka bir kan?t?m?z daha var. Ukrayna’da ya?am?? olan arkada?lar bize bir keresinde on dokuzuncu y?zy?l?n ba??nda Ukrayna’da yay?mlanm?? bir t?r almanak ya da ?iir antolojisi olan eski bir kitap g?rd?klerini ilettiler. Bu kitaptaki ?iirler aras?nda Rus?a yaz?l?p zarif?e i?lenmi? k?sa bir pastoral ?iir yer al?yormu?. Alt?na imza at?lmam??, fakat dizelerin ilk harfleri Andrey Dostoyevski ad?n? olu?turuyormu?. Bu, b?y?k b?y?kbabam?n bir ?al??mas? m?yd? yoksa kuzenlerimizden birinin mi? Bilmiyorum, fakat bu durum Dostoyevski’nin ya?am?yk?s?n? yazanlar?n b?y?k ilgisini ?ekecek iki ?ey bar?nd?r?yor: 1. Dostoyevski’nin Ukraynal? atalar? ayd?n insanlard?. Ukrayna’da yaln?zca alt ve orta s?n?flar ?irin ve ?iirsel oldu?u kadar ?ocuksu ve biraz sa?ma bir dil olan Ukraynaca konu?urdu. Ukrayna’daki ?st s?n?flar ?det oldu?u ?zere Leh?e ya da Rus?a konu?urdu; bu sebeple ge?en y?l bu ?lke Rusya’dan ayr?l?p ba??ms?zl???n? ilan etti?inde yeni hetman[11 - Hetmanl?k, Ukrayna askeri hiyerar?isinde en ?st r?tbedir. Bu s?zc???n, dilimizdeki “ataman” s?zc???nden geldi?i d???n?lmektedir. (?.n.)] Skoropadski’nin ?u ifadelerin yer ald??? dokunakl? ?a?r?larda bulunmas? gerekmi?ti: “Ukraynal?lar! Anadilinizi ??renin!” Muhtemelen Hetman’?n kendisi de Ukrayna dilinde tek bir kelime dahi bilmiyordu. 2. Dostoyevski’nin, edebiyat ?evresinden arkada?lar?n?n iddia etti?i ?zere, ?iirsel yetenek kendisinin Moskoval? annesinin meziyetlerinden biri de?il, Ukraynal? ailesinde var olan bir yetenekmi?. Litvanya’n?n ilgin? ve farkl? tarihi, babam?n g??lerinin olu?umunda b?y?k bir etkiye sahiptir. Yap?tlar?nda Litvanya’n?n y?zy?llar boyunca ge?irdi?i t?m d?n???mlerin izlerini buluyoruz. Babam?n karakteri temeli itibar?yla Normand?; ?ok d?r?st, ?ok namuslu, a??k s?zl? ve cesurdu. Dostoyevski tehlikenin g?z?n?n i?ine bakar, herhangi bir tehlike kar??s?nda asla geri ?ekilmez, yorulmak bilmeden hedefine y?r?meye devam eder, yolundaki t?m engelleri bir kenara iterdi. Normanla?m?? atalar? ona muazzam sa?laml?kta bir ahlak miras b?rakm??t? ki bu gen? ve dolay?s?yla zay?f bir ?rk olan Ruslar aras?nda ender bulunan bir ?eydi. Dostoyevski’nin zek?s?na di?er Avrupa uluslar? da katk?da bulunmu?tur. T?ton Tarikat? ??valyeleri, Dostoyevski’nin atalar?na, kendi devlet ve aile anlay??lar?n? aktarm??lard?r. Dostoyevski’nin yap?tlar?nda ve dahas? ?zel hayat?nda orta?a?a ait say?s?z d???nce kar??m?za ??kar. Etkili olduklar? d?nemde Litvanya’n?n, liderleri Roma’dan gelen Katolik din adamlar? babam?n atalar?na gen? ve anar?ik Rus milletinde var oldu?u pek s?ylenemeyecek disiplini, itaati ve g?rev bilincini ??retmi?lerdir. Cizvitlerin Latin okullar? onlar?n zihinlerini ?ekillendirmi?tir. Dostoyevski Frans?zca konu?may? ?abucak ??renmi? ve karde?i Mihail’e Goethe ve Schiller ?evirileri yapmak ?zere i?birli?inde bulunmay? teklif edecek kadar Almanca biliyor olmas?na ra?men bu dili Almancaya tercih etmi?ti. Babam?n dillere kar?? belirgin bir yetene?i vard? ki bu Ruslar aras?nda pek nadir g?r?len bir ?eydir. Avrupal?lar genellikle, “Ruslar t?m dilleri konu?ur,” derler. Bununla birlikte yurtta?lar?m aras?nda iyi d?zeyde Frans?zca ve Almanca konu?up yazan herkesin, atalar? Katolik din adamlar? taraf?ndan Latinle?tirilen Polonyal?, Litvanyal? ve Ukraynal? ailelere mensup oldu?unu fark etmezler. B?y?k Rusya’n?n Ruslar? aras?nda Avrupa dillerini iyi konu?abilenler yaln?zca birka? nesil boyunca Avrupa e?itimi alm?? olan aristokratlard?r. Rus burjuvalar yabanc? diller ?zerine ?al??may? son derece zor bulmaktad?r. Bu dilleri yedi y?l boyunca okulda ??renirler, okuldan ayr?ld?klar?nda ise ancak birka? c?mle kurmay? ba?arabilirler ama en basit kitaplar? bile anlamazlar. Aksanlar? i?ler ac?s?d?r. Avrupa dilleriyle pek ortak noktas? bulunmayan Rus dili, dil ?al??malar?na yard?mc? olmak ??yle dursun ayak ba?? olmaktad?r. Atalar?m?n Ukrayna’ya g??? ?yle veya b?yle ha?in kuzeyli karakterlerini yumu?atm??, kalplerinde yatmakta olan ?airli?i ortaya ??karm??t?r. Rus ?mparatorlu?u’nu olu?turan t?m Slav ?lkeleri aras?ndaki en ?airane ?lke Ukrayna’d?r. Petrograd’tan Kiev’e gelen biri kendini g?neyde hisseder. Ak?amlar? s?cakt?r; sokaklar? ?ark? s?yleyen, g?len, a??k havada masalarda ya da kafelerin ?n?ndeki kald?r?mlarda yemek yiyen insanlarla doludur. G?neyin g?zel kokulu havas?n? i?imize ?eker, kavaklar? g?m?? rengine boyayan aya bakar?z; insan?n kalbi dolup ta?ar, o an ?air oluverir. G?ne?in ?en ???klar?yla y?kanan bu hafif engebeli ovada her ?ey ?iir solur. Mavi nehirler denizlere berrak ve aheste akar, ?i?eklerle ?rt?lm?? k???k g?ller sakince uyur; bereketli me?e ormanlar?nda hayal kurmak ne g?zeldir. Ukrayna’da her ?ey ?iirdir: k?yl?lerin k?yafetleri, ?ark?lar?, danslar? ve her ?eyden ?nemlisi de tiyatrolar?. Ukrayna, ba?ka yerlerde oldu?u gibi kitlelerin zevkini geli?tirmek i?in ayd?nlar taraf?ndan organize edilmemi?, bizzat halk taraf?ndan yarat?lm?? bir tiyatroya sahip olup da Avrupa’da yer alan tek ?lkedir. Ukrayna tiyatrosu halkla ?yle ?zde?le?mi?tir ki bundan bir burjuva tiyatrosu dev?irmek dahi m?mk?n olmam??t?r. Eskiden Ukrayna, Karadeniz k?y?lar?ndaki Yunan kolonileriyle yak?n temas halindeydi. Ukraynal?lar?n damarlar?nda bir miktar Yunan kan? akar, bu kan kendini onlar?n b?y?leyici g?ne? yan??? y?zlerinde ve zarif tav?rlar?nda g?sterir. Hatta Ukrayna tiyatrosu antik Yunanlar?n sevgilisi draman?n uzaklardan gelen bir yank?s? bile olabilir. I??k, ?i?ekler ve Ukrayna’n?n Yunan ?iiri, Litvanya’n?n karanl?k ormanlar?ndan ve rutubetli batakl?klar?ndan ??kan atalar?m?n g?zlerini kama?t?rm?? olmal?. Y?rekleri g?neyin g?ne? ???klar?yla ?s?nm??, dizeler yazmaya ba?lam??lar. B?y?kbabam Mihail, babas?n?n evinden ka?t?ktan sonra bu Ukrayna ?airli?inin bir k?sm?n? yoksul ??renci c?zdan?nda ta??m?? ve bunu uzaklardaki evinden bir hat?ra olarak ?zenle saklam??. Sonras?nda ise bunlar? iki b?y?k o?lu Mihail ve Fyodor’a aktarm??. Bu gen?ler de d?rtl?kler ve ?iirler yazm??; babam gen?li?inde Venedik’te ge?en a?k hik?yeleri ve tarihi dramalar kaleme alm??t?r. Muazzam bir hayranl?k besledi?i Ukraynal? b?y?k yazar Gogol’u taklit ederek yazmaya ba?lam??t?r. Dostoyevski’nin ilk yap?tlar?nda bu duygusal ve romantik ?iire s?kl?kla rastl?yoruz. Hapse girinceye, yani bir Rus oluncaya kadar, b?y?k bir dehaya ve muhte?em bir gelece?e sahip bir ulus olan Ruslara mahsus geni? bak?? a??s?n? ve d???nce derinli?ini romanlar?nda bulam?yoruz. Yine de Dostoyevski’nin o g??l? ger?ek?ili?inin Rus as?ll? oldu?unu s?ylemek do?ru olmayacakt?r. Ruslar ger?ek?i de?ildir; hayalperest ve mistiktirler. Ya?am? mercek alt?na almaktansa kendilerini hayallerde kaybetmeye bay?l?rlar. Ger?ek?i olmak istediklerinde ise bir anda Mo?ol kinizmine ve erotizmine kap?l?rlar. Dostoyevski’nin realizmi ise Normanla?m?? atalar?ndan kalan bir mirast?r. Norman kan?ndan gelen t?m yazarlar derin ger?ek?ilikleriyle di?erlerinden ayr?l?rlar. Dostoyevski bo? yere Balzac’a son derece kalpten bir hayranl?k beslemiyor, onu kendine ?rnek alm?yordu. Dostoyevskiler aslen g??ebe bir aileydi. Bir bakm???z Litvanya’dalar, bir bakm???z Ukrayna’da; bir g?n bak?yoruz Moskova’da ya??yorlar, ertesi g?n Petersburg’a ta??nm??lar. Bu pek ?a??rt?c? de?ildir, zira Litvanya tuhaf “g??ebe ayd?nlar” s?n?f?yla di?er ?lkelerden ayr?lmaktad?r. Di?er ?lkelerde ise g?? eden proletaryad?r. Rusya’da her y?l kitleler halinde Ural Da?lar?’n? a?an ve Asya taraf?ndan yutulanlar mujiklerdir; Avrupa’da ise k?smetini Amerika, Afrika ya da Avustralya’da arayanlar k?yl?ler ve orta alt s?n?flard?r. Oysa Litvanya’da halk ?lkede kal?rken yaln?zca ayd?nlar g?? eder. Litvanya, Avrupal? ?airleri ve ?limleri kendine ?eken muhte?em bir b?y?k d?kl?kken Litvanyal? soylular yuvalar?nda kald?lar. Fakat Litvanya’n?n ihti?am? azalmaya ba?lad???nda ayd?nlar[12 - Ele?tirmenler beni her zaman e?anlaml? olmayan “soylu” ve “ayd?n” kelimelerini birbirine kar??t?rmakla itham edebilir. Fakat unutmamalar? gerekir ki bir zamanlar proletarya ve orta s?n?flar i?in e?itim almak imk?ns?zd?. Litvanya’n?n ba?l?ca e?itimcileri olan Katolik ve Ortodoks din adamlar? yaln?zca soylular?n ?ocuklar?yla, yani gelece?in yasa koyucular? ve ?lkelerinin y?neticileriyle ilgileniyorlard?.] ?ok ge?meden kendilerini ormanlar?nda, batakl?klar?nda hapsolmu? hissederek kom?u ?lkelere g?? ettiler. Lehlerin ve Ukraynal?lar?n hizmetine girerek medeniyetlerini kurmalar?na yard?mc? oldular. ?nl? Lehlerin ve Ukraynal?lar?n ?ok b?y?k bir b?l?m? Litvanya k?kenlidir.[13 - B?y?k Leh ?air Mickiewicz’in Litvanyal? oldu?u d???n?lmektedir. ?iirlerinden biri ??yle ba?lar: “Litvanya, ?lkem.”] Sonra, Rusya Litvanya’y? ilhak etti?inde bir s?r? Litvanyal? aile b?y?k kentlerimize dolu?tu. On dokuzuncu y?zy?l?n ba??nda Lehler kendi istekleriyle Rusya’n?n hizmetine girdiler, fakat yurtta?lar?m ?ok ge?meden Leh ve Litvan “ski”lerinin[14 - Leh ve Litvan soylular?n?n soy isimleri “ski” sonekiyle biter.] birbirlerinden farkl? oldu?unun ay?rd?na vard?lar. Lehler Rusya’da ya?ay?p zenginle?melerine kar??n Katolik olarak kald?lar, kendi aralar?nda Leh?e konu?up Ruslara barbar muamelesi yapt?lar. Litvanlar ise anadillerini unuttular, Ortodoks inanc?na ge?ip ata topraklar?n? d???nmeyi b?rakt?lar.[15 - Litvanya k?kenli b?y?k Rus aileler aras?nda ?zellikle son zamanlara dek h?k?m s?ren ailenin Borussi kabilesine mensup atalar? Romanovlar?; Litvanca isimleri Saltik olan Solitikovlar? ve D?k Guedimin’in soyundan gelen Golitsinleri saymak gerekir. Polonya’da da Jagellon kraliyet ailesi de dahil olmak ?zere aristokrat ailelerin ?o?unlu?u Litvanya k?kenliydi.] Ayd?nlar?n bu g??? ve onlar? kabul eden uluslarla birle?ebilme yetenekleri Normanlar?n, kendilerinden sonra gelen Litvanyal? torunlar?na b?rakt?klar? en karakteristik ?zelliktir. Antik d?nem uluslar? aras?nda yaln?zca Normanlar g??ebe soylulara sahipti. En ?nde gelen ailelerin gen?leri Norman prenslerinden birinin sanca?? alt?nda toplan?r, yeni yurtlar aramak ?zere hafif tekneleriyle yelken a?arlard?. Kuzey Avrupa aristokrasilerinin t?m?n?n Normanlar taraf?ndan kuruldu?u fikri ?o?unlukla ?ne s?r?lmektedir. Bunda ?a??lacak hi?bir ?ey yoktur: Gen? Norman soylular? ne zaman ilkel insanlar?n aras?nda boy g?sterseler do?al olarak vah?ilerin ve cahil yerlilerin ?efleri olmu?lard?r. Onlar?n soyundan gelen y?netmeye al??k?n ki?iler, birbirini izleyen y?zy?llar boyunca y?netimde bulunmaya devam ettiler. Daha ?nce de g?rm?? oldu?umuz ?zere Normanlar fethettikleri uluslardan uzak durmam??lar, ?lkenin kad?nlar?yla evlenip d???ncelerini, giyim ku?amlar?n? ve inan?lar?n? benimsemi?lerdir. Normandiya’ya varmalar?ndan iki y?zy?l sonra Normanlar anadillerini unutup birbirleriyle Frans?zca konu?mu?lard?r. Fatih William, sava???lar?yla beraber ?ngiltere’ye ayak bast???nda ?ngilizlere getirdi?i k?lt?r Norman de?il Latin k?lt?r?yd?. Norman Comtes d’Hauteville ailesi Sicilya’y? fethetti?inde ?lkede bulduklar? Bizans ve ?slam k?lt?r?n? inan?lmaz bir h?zla benimsemi?lerdi. Litvanya’da fethedenlerle fethedilenler tam bir kayna?ma i?indeydi; Normanlar Litvanyal?lara g??l? karakterlerini aktarm??, kom?u halklar? uygarla?t?rma g?revini miras b?rakm??lard?. Litvanya’n?n t?m g??ebe ayd?nlar? asl?nda gizli Normanlard?r. Atalar?n?n m?thi? ?al??mas?n? bitmek t?kenmek bilmeyen bir cesaret, sab?r ve adanm??l?kla s?rd?rmektedirler. Irk?n?n se?kinli?ini di?er ?rklara da??tan zavall? Litvanya’n?n bir daha asla b?y?k bir devlet olamayaca?? a??kt?r. Bunu kendi de anl?yor ve bundan pi?manl?k duyuyor. “Litvanyal?lar genel olarak en zeki ?rk olarak de?erlendirilmelidir,” diyor Vidunas, “buna kar??n Litvanya’n?n Avrupa uygarl??? ?zerinde hi?bir etkisinin olmamas?, Litvan zek?s?n?n daima di?er uluslar?n hizmetinde olmas? ve t?m g??lerini anayurdu i?in ortaya koyamam?? olmas?yla a??klanabilir.” Vidunas Litvanyal? ayd?nlar?n g?? etmi? olmalar?ndan dolay? hay?flanmakta ??phesiz ki hakl?d?r, ne var ki Litvanya’n?n Avrupa uygarl?klar? ?zerinde hi?bir etkide bulunmad???n? s?yleyerek hata etmektedir. Asl?na bak?lacak olursa hi?bir ?lke, Slav devletlerinin uygarla?mas? i?in Litvanya kadar ?ok ?ey yapmam??t?r. Di?er halklar yaln?zca kendileri, kendi ihti?amlar? i?in ?al??m??lard?r; Litvanya ise kendi dehas?ndan do?an yetenekleri kom?ular?n?n hizmetine sunmu?tur. Polonya, Ukrayna ve Rusya bunu hen?z anlam?yor, bu nedenle de Litvanya’ya haks?zl?k ediyorlar. Ancak g?n gelecek m?tevaz? ve suskun Litvanya’ya neler bor?lu olduklar?n? a??k?a g?recekler. Dostoyevskiler b?yle gezginlerdi, yeni d???ncelerle yeni izlenimler edinmeye ?yle susam??lard? ki ge?mi?i unutmaya ?al???p atalar?n?n ?ocuklar?yla konu?may? reddetmi?lerdi. Ne var ki b?ylece ge?mi?ten feragat ederken bir yandan da gezip duran ailelerini Ariadne’nin ipine benzer bir ?ekilde birbirine ba?lama arzusunu ta??yorlard?. Onlar? y?zy?llar boyunca takip edebilmemizi sa?layan bu ip, ta??d?klar? aile ad? olan Andrey’dir. Litvanyal? Katolik Dostoyevskiler geleneksel olarak erkek ?ocuklar?ndan birine, genellikle de ikincisine ya da ???nc?s?ne bu ad? verirlerdi; Ortodoks Dostoyevskiler de bu gelene?i g?n?m?ze dek s?rd?rm??lerdir. Ailemizin her neslinde her zaman bir Andrey olur ve t?pk? eskiden oldu?u gibi bu isim ikinci ya da ???nc? erkek ?ocuk taraf?ndan ta??n?r. Fyodor Dostoyevski’nin ?ocuklu?u Moskova’daki t?p e?itimini tamamlad?ktan sonra b?y?kbabam Mihail cerrah olarak orduya kat?l?p 1812 Sava?? s?ras?nda bu s?fatla g?rev yapt?. Kendisinin mesle?inde ?ok yetenekli oldu?unu tahmin edebiliriz, zira ?ok ge?meden Moskova’da yer alan b?y?k bir devlet hastanesinin ba?hekimli?ine atand?. Bu s?rada gen? bir Rus k?z?yla, Mariya Ne?ayev’le evlendi. Bu evlili?in her ?eyden ?nce kar??l?kl? sevgi ve sayg? ?zerine kurulu olmas?n?n yan?nda Mariya ayn? zamanda kocas?na yeterli miktarda ?eyiz de getirmi?ti. Gen? ?iftin pek tabii ki herhangi bir eksi?i yoktu, zira o g?nlerde kamu g?revleri epey kazan?l?yd?. Devlet, e?er maa?lar y?ksek de?ilse memurlar? i?in konforlu bir ya?am?n t?m gereklerini kar??layarak bunu telafi ederdi. Bu sayede b?y?kbabam Mihail maa??na ek olarak bir kraliyet binas?nda, on dokuzuncu y?zy?lda t?m kraliyet yap?lar?m?z taraf?ndan benimsenen baya?? imparatorluk tarz?nda in?a edilmi? tek katl? k???k bir eve yerle?tirilmi?ti. Bu ev hastaneye yak?nd? ve bir bah?eyle ?evriliydi. Fyodor Dostoyevski, 30 Ekim 1821’de bu k???k evde do?du. B?y?kbabama, hastanede ?al??an u?aklar?n hizmetleri ve kentteki hastalar?n? ziyaret edebilmesi i?in bir araba tahsis edilmi?ti. ??ini iyi yap?yor olmal?, zira ?ok ge?meden Moskova’dan 150 verst[16 - Verst, 1,0668 kilometreye kar??l?k gelen Rus ?l?? birimidir. 150 verst yakla??k olarak 160 kilometreye kar??l?k gelmektedir. (?.n.)] uzakl?kta bulunan Tula Guberniyas?’ndan iki arsa alabilmi?ti. Bu arsalardan Darovoye olarak an?lan ilki Dostoyevskilerin tatil mek?n?yd?. Baba hari? olmak ?zere t?m aile yaz? burada ge?irirdi. T?bbi g?revleri nedeniyle ?ehirde kalan b?y?kbabam yaln?zca temmuz aylar?nda birka? g?nl???ne onlara kat?l?rd?. Her y?l, s?z?n? etti?imiz demiryolu ?ncesi zamanlarda troykayla yap?lan bu yolculuklar, ?ocuklu?unda atlara vurgun olan babam? mest ediyordu. B?y?k o?ullar?n?n do?umundan birka? y?l sonra b?y?kbabam, kendisini ve o?ullar?n? Moskova’n?n kal?tsal soylular? k?t???ne kaydettirdi.[17 - Kal?tsal soyluluk unvan? ta??mayan kimse soyluluk k?t???ne kaydedilmezdi. Rus soylular Leh, Litvan, Ukraynal?, Balt?k ve Kafkas soylular?n? birliklerine hevesle kabul ettiler.] O d?nemde babam be? ya??ndayd?. B?t?n hayat? boyunca Moskoval?lardan uzak duran b?y?kbabam?n, ailesini Rus soylular?n?n korumas? alt?na almak istemesi tuhaf. Burada, Rus Soylular Birli?i’nin asl?nda taklit etti?i Litvanya Schliahta’s?n? g?rm?? olmas? muhtemeldir.[18 - On sekizinci y?zy?lda Ruslar kal?tsal soylular?na h?l? Schliahetstvo diyordu. Bu s?zc?k art?k kullan?lm?yor, ayr?ca Rus soylular?n?n b?y?k bir ?o?unlu?u kal?tsal soyluluk kurumlar?n?n Litvanya k?kenli oldu?unun fark?nda de?ildir.] Nas?l ki kadim atalar?, o?ullar?n? birle?ik Litvan soylular?n?n sanca?? alt?na yerle?tirdiyse, b?y?kbabam da bir an ?nce ?ocuklar?n? birle?ik Rus soylular?n?n korumas?na vermi?ti. B?y?kbabam Moskoval? bir soylu olsa da ahlaki a??dan Litvanyal? bir Schliahtitch olmaya devam etmi?tir; gururlu, h?rsl?, d???ncelerinin b?y?k bir b?l?m?nde son derece Avrupal?yd?. Neredeyse cimrilik seviyesinde tutumlu biriydi, fakat o?ullar?n?n e?itimi s?zkonusu oldu?unda hi?bir masraftan ka??nmad?. ?ki o?lunu da Suchard’?n Frans?z okuluna yerle?tirerek i?e koyuldu. Bu kurumda Latince ??retilmedi?inden b?y?kbabam Latince derslerini kendisi ?stlendi. Eve geldiklerinde o?ullar? Frans?zca derslerini haz?rlar, ak?am oldu?unda ise babalar?yla Latince al??t?rmalar? yaparlard?. Babalar?n?n huzurunda oturmaya asla cesaret edemiyor, babalar?na b?y?k bir hayranl?k ve sayg? duyarak fiillerini ayakta ?ekimliyor, hata yapmamaya ?al???yorlard?. B?y?kbabam ?ok asabiydi, gelgelelim ?ocuklar? asla fiziksel ?iddet g?rmemi?tir. Bu her ?eyden ?ok daha dikkat ?ekicidir, zira o d?nemin Moskoval? minikleri ?ok ?iddetli bir ?ekilde dayak yerdi. Tolstoy ?ocukluk an?lar?nda, on iki ya??ndayken nas?l dayak yedi?ini bize anlatmaktad?r. B?y?kbabam Mihail’in e?itimle ilgili Avrupai d???ncelere sahip oldu?u a??kt?r. Polonya ve Avusturya’ya olan yak?nl?klar? sayesinde Litvanya ve Ukrayna, Rusya’ya g?re ?ok daha uygard?. Sonraki y?llarda Dostoyevski ?ocuklu?unu hat?rlad???nda k???k karde?leri Andrey ve Nikolay’a anne babalar?n?n muhte?em insanlar oldu?unu, fikri a??dan ?a?da?lar?n?n b?y?k bir b?l?m?nden ?ok daha ileride olduklar?n? s?yleyecekti. Atalar? Katolik din adamlar? taraf?ndan Latinle?tirilen bir?ok Litvanyal? gibi b?y?kbabam?n da Frans?zcaya kar?? bir sevgisi vard?. E?iyle Frans?zca konu?ur, ?ocuklar?n? da kendilerini bu dilde ifade etmeye te?vik ederdi. Onu ho?nut edebilmek i?in babaannem ve k?zlar? kendisinin do?um g?n?nde iyi dileklerini Frans?zca yazarlard?. B?y?kannem m?sveddelerin ?zerinde k?zlar?n?n hatalar?n? d?zeltir, ?ocuklar da s?sl? k???tlara bunlar? kopyalard?. Do?um g?n? geldi?inde s?rayla babalar?n?n yan?na gidip renkli kurdelelerle ba?lanm?? k???t rulolar?n? y?zleri k?zararak ona sunarlard?. B?y?kbabam rulolar? a?ar, bu yapayl?ktan uzak tebrikleri duygulanarak y?ksek sesle okur, ?ocuklar?n? ?perdi. Daha sonralar?, o?ullar? iyi dileklerde bulunmakla yetinmemeye ba?lad?lar; babalar?n? mutlu edebilmek i?in Frans?zca ?iirleri g?zelce ezberleyip bunlar? karde?lerinin huzurunda okudular. Bir keresinde babam, bir aile bulu?mas?nda Henriade’dan bir par?a okumu?tu. Dostoyevski babas?n?n Frans?zca sevgisini miras alm??t?; romanlar?nda ve gazete yaz?lar?nda Frans?zca t?mcelere s?k?a rastlanmaktad?r.[19 - Babam?n m?thi? arkada?? yazar Strahov, hat?rat?nda kendisinin Dostoyevski’yle ciddi ?eyler konu?mak istedi?ini, onun ?akalar?n? dinlemeyi sevmedi?ini ??nk? kendi kan?s?na g?re Dostoyevski’nin her zaman ? la fran?aise (Frans?z tarz?) bir mizah anlay???na sahip oldu?unu s?ylemektedir. Frans?z mizah?n?n ?z? olan s?z ve imge oyunlar? daha kat? muhabbetleri seven yurtta?lar?m taraf?ndan pek de?er g?rmemektedir. Strahov, Dostoyevski’nin yaln?zca sohbetlerinde de?il yaz?lar?nda da ? la fran?aise mizah yapt???n? d???nmekteydi. Hi? ??phe yok ki bu, Dostoyevskilerin zihinlerinin kal?tsal olarak Latinle?mesinin sonucuydu. yaln?zca kendi akrabalar?yla g?r??t?. Ne bir ?ocukluk arkada?? ne de babas?n? ziyarete gelecek eski dostlar? vard?.] Almancay? da ?ok iyi derecede bilmesine ra?men Alman dilinde Frans?zca kadar ?ok okuma yapmam??t?. O d?nemde Almanca, Rusya’da pek reva?ta de?ildi. Yine de babam bu dili unutmad?; Almanca babam?n beyin h?crelerinden birinde bozulmadan kalm?? olmal? ??nk? Prusya s?n?r?n? ge?er ge?mez Almanca konu?maya ba?lam??, ?stelik annemin dedi?ine g?re ak?c? bir ?ekilde konu?mu?. B?y?k o?ullar? Suchard’?n okulundaki Frans?zca derslerini tamamlad?klar?nda b?y?kbabam onlar? Moskova’daki en iyi ?zel okula; ?ehrin ayd?nlar?n?n ?ocuklar?yla dolu pahal? bir kurum olan ?ermak’?n haz?rl?k okuluna yerle?tirdi. Derslerini ??retmenlerinin g?zetiminde ?al??abilmeleri i?in b?y?kbabam onlar? okula yat?l? olarak g?nderdi, eve yaln?zca pazar g?nleri ve bayramlarda geldiler. O d?nemin Moskoval? soylular? ?ocuklar?n? ?zel okullara g?ndermeyi tercih ediyorlard?, ??nk? kraliyet kurumlar?nda en a??r fiziksel cezalar uygulanmaktayd?. ?ermak’?n okulu ataerkil bir karaktere sahipti, t?m d?zenlemeler aile ya?am?na g?re planlanm??t?. Bay ?ermak ??rencileriyle yemek yer, onlara sanki kendi evlatlar?ym?? gibi kibar davran?rd?. Okulunda e?itim vermesi i?in Moskova’daki en iyi ??retmenleri getirmi?ti, okulunda yap?lan i?ler ise ?st d?zeydi. B?y?kbabam Moskoval? ayaktak?m?n?n gaddarl???ndan ?ok korkuyordu, dolay?s?yla ?ocuklar?n?n sokaklarda y?r?mesine asla izin vermezdi. Andrey Amcam bir keresinde, “Okula babam?z?n arabas?yla g?nderiliyor, eve de ayn? ?ekilde geliyorduk,” demi?ti bana. Babam memleketi olan bu ?ehirle ilgili o kadar az ?ey biliyordu ki romanlar?ndan herhangi birinde Moskova’yla ilgili tek bir betimleme bile yoktur. Pek ?ok Leh ve Litvan gibi b?y?kbabam da Ruslar? k???ms?yordu, onlar? barbarlar olarak g?rerek tepeden bakacak kadar da ?nyarg?l?yd?. Evinde a??rlad??? Moskoval?lar e?inin akrabalar?ndan ibaretti. Daha sonra babam da Petersburg’tan Moskova’ya gitti?inde B?y?kbabam Rus uygarl???na itimat etmiyor olsa bile bunu ?ocuklar?n?n ?n?nde s?ylememeye dikkat ediyordu. Onlar? Avrupai bir tarzda yeti?tirmi?ti; kalplerindeki vatanseverli?i uyand?rmaya ve beslemeye ?al??m??t?. Bir Yazar?n G?nl??? yap?t?nda Dostoyevski, kendisi bir ?ocukken babas?n?n ak?amlar? y?ksek sesle Karamzin’in Rus tarihinden kesitler okumaktan ve bunlar? k???k o?ullar?na a??klamaktan ho?land???n? aktarmaktad?r.[20 - Karamzin’in History of Russia (Rusya Tarihi) kitab?, babam?n en sevdi?i kitapt?. ?ocuklu?unda bu kitab? tamamen ezberleyene kadar tekrar tekrar okumu?. Bu durum son derece ilgi ?ekicidir zira Rusya’da yaln?zca ?ocuklar de?il yeti?kinler dahi ?lkelerinin tarihi hakk?nda ?ok az ?ey bilir.] Bazen ?ocuklar?n? Kremlin’in tarihi saraylar?n? ve Moskova’n?n katedrallerini gezmeye g?t?r?rd?. Bu geziler, o?ullar?n?n g?z?nde neredeyse b?y?k vatanseverlik t?renleri kadar ?nemliydi. B?y?kbabam?n, bahsi ge?ti?i ?zere Moskoval?lardan uzak durarak ?ok tipik bir Litvan ?zelli?i olan tecrite boyun e?mi? olmas? da muhtemeldir. “Litvanyal?lar yaln?zl???n cazibesine kap?lm??lard?r,” diye yaz?yor Vidunas, “kendi ba?lar?na ya?amay? severler. Yaln?zl?k onlar i?in bir s???nakt?r.” Litvanyal?lar?n bu tuhaf ?ekingenli?i muhtemelen topraklar?n?n verdi?i bir ?r?nd?r. Engin d?zl?klerin sakinleri olan Ruslar ve Ukraynal?lar b?y?k k?yler kurabilmi?, kom?u kasabalardaki pazarlara gidebilmi?, di?er k?yl?lerle g?r??ebilmi?, onlarla ili?kiler kurabilmi? ve b?ylece sosyal ve konuksever olmu?lard?r. Litvanya’n?n devasa ormanlar? ve geni? batakl?klar? b?y?k k?ylerin ortaya ??kmas?n? engellemi?tir. Sa?lam zemine sahip yerlere birka? ev in?a edilebiliyordu fakat ge?it vermez yollar nedeniyle herhangi bir aile, kom?u yerle?imlerin sakinlerini ziyaret edemiyordu. Bu ?ekilde birbirlerinden uzakta ya?ayan Litvanyal?lar sosyalle?emez olmu?lard?. Y?zy?llar?n b?y?tt??? bu miza? kusurlar?n? d?zeltmek yine y?zy?llar al?r, farkl? bir ?lkede farkl? ko?ullarda ya?amaya ba?layanlar i?in bile bu ge?erlidir.[21 - Litvanyal?lar ormanlar?n? asla unutmazlar, nesiller ?nce terk etmi? olsalar bile onlara tapmaya devam ederler. Bir Yazar?n G?nl???’nde Dostoyevski ??yle der: “B?t?n hayat?m boyunca mantarlar?yla, meyveleriyle, b?cekleri, ku?lar? ve sincaplar?yla orman? sevdim; ?slak yapraklar?n?n kokusuyla mest oldum. ?u an bunlar? yazarken bile hu? a?a?lar?n?n kokusunu alabiliyorum.”] Litvanyal?lar genellikle muhte?em birer e? ve baba olurlar. Sadece evlerindeyken mutludurlar; fakat evlerini ?yle i?tenlikle severler ki bu sebeple e?lerini ve ?ocuklar?n? k?skanmaya e?ilimli olurlar, onlar? d?? etkilerden muhafaza etmeyi isterler. B?y?kbabam, en nihayetinde birer Rus olan ve yurtta?lar?yla birlikte ?al??mak zorunda kalan o?ullar?n? Moskova’n?n g?be?inde bulunan bir t?r yapay Litvanya’ya kapad???nda b?yle bir e?itimin ?ocuklar?n ya?am?n? nas?l g??le?tirece?ini fark edememi?ti. Neyse ki b?y?kbabam en az?ndan ev hapsindeki ?ocuklar? i?in iyi bir arkada? olmu?tu; bayram ak?amlar? b?t?n aile konuk salonunda toplan?r, s?rayla y?ksek sesle b?y?k Rus yazarlar?n eserlerini okurdu. Babam, on be? ya??na geldi?inde ba?yap?tlar?m?z?n ?o?unu biliyordu. ?ocuklar ??rendikleri ?iirleri okumay? al??kanl?k haline getirmi?ti. Kimi zaman erkek ?ocuklar aras?nda ?iir okuma yar??malar? d?zenlenirdi. Babam ve karde?i Mihail, Rus?a ?iirleri g?zelce ezberler, anne babalar? ise hangisinin en iyi okudu?una karar verirdi. Babaannem ?ocuklar?n?n okumalar?na b?y?k bir ilgi g?steriyordu. Kendini ailesine adam??, kocas?na mutlak surette itaat eden sevimli, nazik bir varl?kt?. Hassas biriydi; ?ok say?da lo?usal?k ya?amak onu ?ok yormu?tu.[22 - B?y?kbabamlar?n d?rt o?lu ve d?rt k?z? olmak ?zere sekiz ?ocu?u vard?. Bunlardan biri, Vera Halam?n ikiz karde?i ?l? do?mu?tu. Babaannem yaln?zca ?ocuklar?ndan birini, geri kalan herkesten daha ?ok sevdi?i en b?y?k o?lu Mihail’i emzirebilmi?ti. Di?er ?ocuklar, Moskova ?evresindeki k?yl? kad?nlar aras?ndan se?ilen s?tanneler taraf?ndan emzirildi.] Bebe?iyle birlikte g?nlerce yatakta kalmas? gerekiyor, o zaman da o?ullar?n?n, kendisinin en sevdi?i ?iirleri okumalar?n? duymaya bay?l?yordu. ?ki b?y?k o?lu Mihail ve Fyodor ona tap?yordu. Erken ya?ta ?ld???nde son derece b?y?k bir kederle yas tuttular, mezar ta??n?n kitabesi i?in bir ?iir yazd?lar. B?y?kbabam, babaannemin an?s?na dikti?i mermer an?ta onun suretini i?letti. G?n?n modas?na uygun olarak b?y?kbabam?n ve e?inin Moskoval? bir sanat?? taraf?ndan yap?lm?? portreleri vard?. Babaannem 1830 y?l?n?n k?yafeti ve ba??rt?s?yle, gen?, g?zel ve mutlu biri olarak resmedilmi?ti. Babas? Moskoval? bir Rustu, buna kar??n kendisinde Ukraynal? tipi vard?. Annesi muhtemelen Ukraynal?yd?.[23 - Ukrayna’da e?ine s?k?a rastlanan bir ad olan Kotelenitski ailesine mensuptu. Ayd?nlardan olu?an bir aileydi, babaannemin amcas? olan Vasil Kotelenitski Moskova ?niversitesi’nde profes?rd?. Hi? ?ocu?u yoktu, b?y?k ye?enlerine ?ok d??k?nd?, s?kl?kla babam? ve erkek karde?lerini Novinskoye’deki evinde uzunca bir s?re kalmaya davet ederdi.] Belki de b?y?kbabam? ilk ba?ta etkileyen ve bu Moskoval? k?zla evlili?e g?t?ren ?ey onun k?keniydi. B?y?kbabam?n portresi onu alt?n i?lemeli t?ren elbisesiyle g?steriyordu. O d?nemde Rusya’daki her ?ey askerile?tirilmi?ti. Devlete hizmet eden doktorlar?n sivil k?yafet giymelerine izin verilmiyor, ?niforma giymeleri ve k?l?? ku?anmalar? gerekiyordu. Dostoyevski an?lar?nda babas?n? bir ordu mensubu olarak g?r?r, bunun en b?y?k sebebi ise hayata askeri cerrah olarak ba?layan babas?n?n bir subay?n askeri tav?rlar?n? her zaman muhafaza etmi? olmas?d?r. Kendisi Litvan tipinin ?zelliklerine sahipti, d?rt o?lu da ona ?ok benziyordu. Ne var ki babam?n g?zleri kahverengiydi, hakiki Ukraynal? g?zleriydi, ayr?ca Rus annesinin nazik g?l?msemesine sahipti. Geri kalan erkek karde?lerinden daha canl?, daha tutkulu ve daha giri?kendi. Anne babas? ona “delifi?ek” derdi. Kibirli de?ildi, genellikle Lehlerin ve Litvanlar?n proletaryaya kar?? sergiledi?i k???mseyici tavra sahip de?ildi. Yoksullar? sever, onlar?n ya?amlar?na b?y?k bir ilgi duyard?. B?y?kbabam?n ?zel bah?esi ile hastanenin, nekahet d?nemlerindeki hastalar?n y?r?y??e ??kar?ld??? bah?esi aras?nda bir demir kap? vard?. K???k Dostoyevskilerin bu kap?ya gitmeleri kesinlikle yasakt?, b?y?kbabamlar?n Moskoval? alt s?n?flar?n tav?r ve davran??lar?na itimatlar? yoktu. T?m ?ocuklar bu yasa?a boyun e?mi?ti, babas?n?n gazab?na meydan okuyarak sessizce kap?ya yakla??p nekahet d?nemindeki k?yl?ler ve k???k esnaflarla muhabbet eden babam hari?. Yaz?n Darovoye’ye yap?lan ziyaretlerde babam, anne babas?n?n serfleriyle[24 - Derebeylik toplum d?zeninde toprakla birlikte al?n?p sat?lan k?le. (?.n.)] arkada? olmu?tu. Andrey Amcama g?re karde?i Fyodor’un en b?y?k zevki tarlada ?al??an zavall? k?yl? kad?nlara yard?mc? olmakt?. B?y?kbabamlar ?ok dindard?. S?k s?k kiliseye gider, ?ocuklar?n? da yanlar?na al?rlard?. Babam, kilisedeyken i?itti?i ?ncil okumalar?n?n ?zerinde yaratt??? derin etkiyi yap?tlar?nda an?msamaktad?r. B?y?kbabam?n inanc?n?n, Rus ayd?nlar?n?n mistik, histerik ve a?lamakl? inanc?yla pek bir ortak yan? yoktu. Yurtta?lar?m ya?am?n insanlar?n ba??na sard??? sonu gelmez dertlerden yak?n?rlar; Tanr?’y? ac?mas?zl?kla su?lar, ona k?freder, t?pk? aptal ?ocuklar gibi yumruklar?n? g?klere do?ru sallarlar. B?y?kbabam?n Litvan inanc? ise ac? ?eken ve m?cadele eden olgun insanlar?n inanc?yd?. Cizvitler ve belki de T?ton ??valyeleri, Litvanyal?lara Tanr?’ya sayg? g?stermeyi ve onun iradesine boyun e?meyi ??retmi?lerdi. Din adaml???n?, t?m meslekler i?indeki en soylu ve en se?kin kariyer olarak g?ren dindar Ukraynal?lardan geliyor olmalar? Dostoyevski ailesini Tanr?’y? sevmeye, ona yak?nla?may? arzu etmeye y?neltmi?ti. B?y?kbabam gen? e?ini, o?ullar?n? ve k?zlar?n? i?te bu ideallerle yeti?tirmi?ti. ?ocukluk an?lar?ndan biri, babam?n zihnini derinden etkilemi?ti. Bir bahar ak?am?, b?t?n ailenin toplanm?? oldu?u konuk salonunun kap?s? bir anda savrularak a??lm??, Darovoye’deki m?lk?n k?hyas? e?ikte belirmi?ti. “Arazimiz yand?,” demi?ti ac?kl? bir sesle. B?y?kbabamlar ilkin mahvolduklar?n? d???nm??lerdi; fakat bundan yak?nmak yerine ikonalar?n ?n?nde diz ??k?p onlara verilen bu derdi ta??mak i?in kendilerine g?? vermesini dileyerek Tanr?’ya dua etmi?lerdi. Ne b?y?k bir inan? ve tevekk?l ?rne?iydi bu ?ocuklar?na verdikleri; babam f?rt?nal? ve talihsiz ya?am? boyunca bu sahneyi ne ?ok an?msam??t?r kimbilir! Delikanl?l?k B?y?k o?ullar? ?ermak’?n haz?rl?k okulundaki e?itimlerini tamamlad?ktan sonra b?y?kbabam onlar? Petersburg’a g?t?rd?. Onlar? doktor yapmaya niyetli de?ildi; o?ullar?n? o d?nem zeki insanlar i?in muhte?em olanaklar sunan orduya sokmay? istiyordu. Rusya’da her memurun ?ocuklar? i?in devlet okullar?nda ?cretsiz e?itim talep etme hakk? vard?. B?y?kbabam i?ini bilen biri oldu?undan g?r?n??te iki nedenden dolay? Askeri M?hendishane’yi tercih etmi?ti; buradan mezun olan ??renci ?mparatorluk Muhaf?zlar? alay?nda subay olup muhte?em bir kariyere sahip olabilir ya da in?aat m?hendisi olup ciddi bir servet biriktirebilirdi. ?ocuklar? s?zkonusu oldu?unda b?y?kbabam Mihail ?ok h?rsl?yd?, dur durak bilmeden ?al??mak zorunda olduklar?n? onlara her zaman hat?rlat?rd?. “Siz yoksulsunuz,” derdi. “Size bir servet b?rakamam, g?venebilece?iniz tek ?ey kendi g?c?n?z, ?ok ?al??mal?, yapt???n?z i?e d?rt elle sar?lmal?, s?zlerinize ve hareketlerinize dikkat etmelisiniz.” O d?nem babam on alt?, Mihail Amcam ise on yedi ya??ndayd?. Her daim babalar?n?n g?zetiminde, ya?ama dair hi?bir ?ey bilmeden, kendileriyle ya??t arkada?lar? olmadan b?y?t?lm?? olduklar?ndan i?ten ve romantik iki koca ?ocuktan ba?ka bir ?ey de?ildiler. ?ki karde? aras?nda ?ok b?y?k bir sevgi vard?. Hayal d?nyas?nda ya??yor, ?ok okuyor, edebi g?r??lerini birbirleriyle payla??yor, ortak idolleri Pu?kin’in eserlerine tutkulu bir hayranl?k besliyorlard?. Petersburg’a do?ru yola ??kt?klar?nda ?ocukluklar?n?n sona erdi?ini, yeni bir d?nyaya ad?m atmakta olduklar?n? fark etmemi?lerdi.[25 - Andrey Amcam hat?rat?nda b?y?kbabam?n, o?ullar?n?n yaln?z ba??na d??ar? ??kmalar?na asla izin vermedi?ini ve onlara hi? para vermedi?ini s?yler. Onlar?n davran??lar?n? b?y?k bir k?skan?l?kla izler; en masum fl?rtle?meye bile tahamm?l etmezmi?. Bu gen? sofular yazd?klar? ?iirler haricinde kad?nlardan bahsetmeye cesaret dahi edememi?lerdi. Gen? Ruslar?n a?k maceralar? erken ya?ta ba?lad???ndan onlar?n bu iffetli halleri M?hendishane’deki arkada?lar? i?in pek tabii ki b?y?k bir e?lence kayna?? olmu?tu. Dostoyevski, kendi ad?na, arkada?lar?n?n kinizminden ?ok ?ekmi? olmal?. Karamazov Karde?ler’de babam Alyo?a’n?n okul arkada?lar?n?n m?stehcen konu?malar?n? i?itmemek i?in kulaklar?n? kapad???n? anlat?rken muhtemelen kendi tecr?belerinin bir resmini ?izmekteydi.] Dostoyevski Askeri M?hendishane’de. Moskova’dan Petersburg’a yap?lan ve birka? g?n s?ren bu yolculuk boyunca[26 - O g?nlerde demiryolu yoktu. Yolcular genellikle at arabas?yla ya da troykayla seyahat ederdi ki bu ?ekilde Moskova’dan Petersburg’a gitmek neredeyse bir hafta s?rerdi.] gen? Dostoyevskiler hayal kurmaya devam etmi?lerdi. “A?abeyim ve ben,” diyor babam, “b?y?k ve g?zel ?eyler hayal ediyorduk. S?zc?kler kula??m?zda muhte?em t?nl?yordu. Onlar? ironi yapmaks?z?n kullan?yorduk. O g?nlerde hepsi de e? d?zeyde g?zel kimbilir ka? s?zc?k tekrarlay?p durduk. Ne oldu?unu bilmedi?im bir ?eye tutkulu bir inan? duyuyorduk, matematik s?navlar?n?n t?m zorluklar?n?n fark?nda olmam?za ra?men yaln?zca ?iirleri ve ?airleri d???nebiliyorduk. A?abeyim ?iirler yaz?yordu, ben ise Venedik’te ge?en a?k hik?yeleri yaz?yordum.” Gen? hayalperestleri Petersburg’ta b?y?k bir talihsizlik bekliyordu. B?y?kbabam, ?ocuklar? i?in M?hendishane’de iki ki?ilik yer elde etmi? olmas?na ra?men buraya yaln?zca Fyodor’u yerle?tirebildi. Mihail ba?kentte ?al??mak i?in fazla narin bulundu ve yetkililer onu baz? gen?lerle birlikte M?hendishane’nin bir t?r ek binas?n?n bulundu?u Reval’e g?nderdi. Babam?n, ?ok sevdi?i karde?inden ayr?lmas? kar??s?ndaki ?aresizli?inin bir e?i daha yoktu. Babas? Moskova’ya d?nd???nde, hi?bir arkada?l?k ili?kisi olmadan kelimenin tam manas?yla yapayaln?z kald??? i?in daha ?ok ac? ?ekti. Yat?l? okuyordu, ?ehirde kimseyi tan?mad??? i?in t?m tatillerini okulda ge?irmek zorundayd?.[27 - B?y?kbabam, o?lunu Petersburg’taki okula yerle?tirdi?inde ?nemli bir idari g?revde bulunan akrabas? General Krivopi?in’in nezaketine g?venmi?ti. Ama Krivopi?in Moskoval? akrabas?n? sevmiyordu ve babam i?in hi?bir ?ey yapmayacakt?. Gelgelelim b?y?kbabam?n vefat?n?n ard?ndan General y?k?ml?l?klerini hat?rlad?, babam? g?rmek i?in M?hendishane’ye giderek onu evinde kalmaya davet etti. O zamana dek on sekizine basm?? olan Dostoyevski, karde?i Mihail’e yazd??? mektuplarda kendilerinden sevgiyle bahsetti?i b?t?n Kripovi?in ailesinin g?zdesi haline gelmi?ti.] M?hendishane, kentin en iyi b?lgesinde bulunan Yaz Bah?esi’nin kar??s?nda, Fontanka Nehri’nin k?y?s?ndaki, talihsiz imparatorun katledildi?i kadim Paul Saray?’nda bulunuyordu. Odalar geni? ve ayd?nl?kt?, temiz hava ve g?ne? ?????yla doluydu. Kimse ?ocuklar?n?n kalmas? i?in daha iyi bir yer isteyemezdi; b?y?kbabam bir doktor oldu?undan geni? alan?n ve ?????n gen?lerin beden e?itimlerinde ?nemli bir rol oynad???n?n fark?ndayd?. Ne var ki babam M?hendisler Kalesi’nde mutlu de?ildi.[28 - M?hendishane, Petersburg’ta bu isimle biliniyordu. Paul Saray? asl?nda kadim bir kaleye benziyordu.] Di?er ??rencilerle payla?t??? ortak ya?am? sevmiyordu, ?al??mak zorunda oldu?u matematik bilimleri ?air ruhuna itici geliyordu. Babas?n?n isteklerine ba?l? kalarak g?revini itinayla yerine getiriyordu fakat bunu kalben yapm?yordu. Bo? vakitlerini pencere bo?lu?unda oturup akan nehri izleyerek, gemilerin ah?ap g?vdelerine hayranl?k duyarak, hayal kurarak ve okuyarak ge?iriyordu. Babas?n?n evinden pek ender ??km??t?, Litvan asosyalli?i onu ele ge?irdi?inde yaln?zl???n cazibesine kap?ld???n? hissetti. Yeni arkada?lar? ilgisini ?ekmiyordu. Bunlar?n ?o?u, ?e?itli ta?ra kasabalar?ndaki garnizonlara komuta eden albaylar?n[29 - B?y?kbabam?n Moskova’daki konumu bir albay?nkine denkti.] ve generallerin ?ocuklar?yd?. Bu d?nemde ta?rada okuryazar pek yoktu, d???nen insanlar?n say?s? ise ?ok daha azd?. Buralarda ciddi kitaplar bulmak zordu, buna kar??n iyi bir markan?n g?zel bir ?i?e ?ampanyas? dikkate al?n?rd?. ?nsanlar ?ok i?er, ?ok y?ksek bahislerden kumar oynar, fl?rt eder ve her ?eyden ?nemlisi tutkuyla dans ederdi. Anne babalar ?ocuklar?na pek az dikkat eder, onlar? u?aklar?n bak?m?na b?rak?rlard?. Babam?n yeni arkada?lar? ne?e dolu, g?lmeyi, ko?may? ve oynamay? seven gen? hayvanlara benziyordu. Moskoval? okul arkada?lar?, babam?n ciddi havas? ve okuma tutkusuyla dalga ge?iyorlard?. Dostoyevski ise cahillikleri nedeniyle onlardan nefret ediyordu, ona sanki bu insanlar ba?ka d?nyaya aitmi? gibi geliyordu. Bu ?a??rt?c? de?ildi. Babam Rus yurtta?lar?ndan birka? y?zy?l ilerideydi. “D???nme tarzlar?, oyunlar?, konu?malar? ve u?ra?lar?ndaki aptall?k kar??s?nda ?a?k?na d?nm??t?m,” diye yazacakt? sonralar?. “Ba?ar?dan ba?ka hi?bir ?eye sayg?lar? yoktu. Erdemli, fakat k???k d???r?lm?? ve zul?m g?rm?? ne varsa onlar?n ac?mas?z alayc?l?klar?n? ortaya ??kar?yordu. On alt? ya??ndayken ufak tefek g?zel kazan? getiren i?lerden konu?uyorlard?. ??ledikleri g?nahlar canavarl?klar?yla yar???rd?.” Dostoyevski okul arkada?lar?n? g?zlemlerken babas?n?n Ruslara kar?? duydu?u Litvanya k?kenli k???msemenin, uygar bir bireyin vah?i ve cahil kimselere kar?? duydu?u i?renme hissinin, kalbinde uyand???n? hissediyordu.[30 - Arkada?lar?n? hor g?rmesine ra?men onlarla ili?kisini asla kesmedi. M?hendishane’nin eski ??rencileri onun, okula geldiklerinde yeni ??rencileri korumaya her zaman haz?r oldu?unu, onlar? b?y?k ?ocuklar?n tiranl???na kar?? savundu?unu ve derslerinde yard?mc? oldu?unu hat?rlarlar. S?zkonusu d?nemde s?n?flar?n belletmenli?ini ?stlenen gen? bir subay olan General Saveliyev hat?ralar?nda okul y?netiminin Dostoyevski’nin g??l? bir karaktere, derin bir haysiyet anlay???na sahip y?ksek k?lt?rl? bir gen? oldu?unu d???nd?klerini belirtmektedir. ?stlerinin emirlerine g?n?lden uyar, fakat kendisinden b?y?k arkada?lar?n?n buyruklar?na boyun e?meyi reddeder ve onlar?n g?sterilerinden uzak dururdu. Bu olduk?a karakteristik bir ?zellikti, zira Rus okullar?nda ?ocuklar genellikle b?y?klerine, ??retmenlerinden daha ?ok sayg? g?sterirlerdi.] T?m bunlara ra?men babam sonunda bir arkada? bulabilmi?ti. Bu ki?i t?pk? kendisi gibi yar? Rus olan gen? Grigorovi?’ti, anneannesi Frans?zd?. Torununun e?itimine b?y?k bir dikkat g?stermi?, onun ?ok bilgili bir gen? adam olmas?n? sa?lam??t?. Frans?zlar?n geneli gibi ne?eli ve sosyal olan Grigorovi? arkada?lar?yla oyun oynamaya her zaman haz?rd?, fakat o babamla vakit ge?irmeyi tercih ediyordu. Onlar? birbirine ba?layan bir ?ey vard?; her ikisi de gizlice yaz?yor, roman yazar? olmay? arzuluyorlard?.[31 - Babam?n bu d?nemde ba?ka bir arkada?? daha olmu?tu, ?ermak’?n okulundan eski arkada?? gen? ?itlovski. Bilmedi?im bir nedenden dolay? ?itlovski ?ok seyahat eder, bazen Reval’e bazen de Petersburg’a giderdi. Gen? Dostoyevski’ye g?nderilen ?eylerin ta??y?c?s? g?revi g?r?rd?. ?itlovski bir ?air, idealist ve bir mistikti. Babam ?zerinde b?y?k bir etkisi olmu?tu. Muhtemelen Litvanya k?kenliydi.] Babam?n gen? Grigorovi?’le olan arkada?l??? ona karde?i Mihail’i unutturmam??t?. S?rekli yaz???yorlard?; bu mektuplardan baz?lar? yay?mlanm??t?r. Bu mektuplarda Racine’den, Corneille’den, Schiller ve Balzac’tan konu?uyorlar, birbirlerine ilgin? kitaplar ?neriyorlar, edebi izlenimlerini payla??yorlard?. Amcam Reval’de ge?irdi?i s?rede Alman dilini derinlemesine ?al??ma ?ans? bulmu?tu. Sonralar? Goethe ve Schiller’in baz? yap?tlar?n? ?evirdi, ?evirileri Rus kamuoyunun b?y?k takdirini toplad?. Gen? Dostoyevski’nin babas?na g?nderdi?i mektuplar da yay?mlanm??t?r. Bu mektuplar sayg? doluydu, fakat genellikle para talebinden ba?ka bir ?ey i?ermiyordu. B?y?kbabam ?ocuklar? taraf?ndan sevilmiyordu. ?ok say?da iyi ?zelli?i bulunan bu Litvanyal?n?n b?y?k bir kusuru bulunuyordu: ?ok i?iyor, sarho?ken ?iddet dolu ve kuruntulu biri oluyordu. E?i, kendisi ile ?ocuklar?n aras?na girip m?dahale etmek i?in orada bulunuyorken her ?ey yolundayd?, b?y?kbabam?n ?zerinde ciddi bir etkisi vard?, ?ok i?mesinin ?n?ne ge?iyordu. Kad?n?n ?l?m?n?n ard?ndan b?y?kbabam zaaf?na yenik d??t?, ?al??amaz hale gelip g?revinden istifa etti. K???k o?ullar? Andrey ve Nikolay’? ?ermak’?n okuluna yerle?tirdikten, en b?y?k k?z? Barbara’y? Moskova’n?n yerlilerinden biriyle evlendirdikten sonra emekli olup Darovoye’ye ?ekilerek kendini tar?ma adad?. ?ki k???k k?z?n? da yan?na ald?. Vera ve Alexandra’n?n, kendisiyle birlikte korkun? bir ya?am s?rmelerine yol a?t?. O d?nem k?z ?ocuklar?n?n ebeveyn g?zetiminde yeti?tirilmesi ola?and?. Onlara verilen e?itim ?ok kapsaml? de?ildi: Frans?zca, Almanca, biraz piyano ve dans, diki? nak??. Yaln?zca yoksullar?n k?zlar? ?al???rd?. Soylu ailelerin k?zlar? evlenmeye mahk?mdu, bek?retleri dikkatle korunurdu. B?y?kbabam g?zel k?zlar?n?n tek ba?lar?na d??ar? ??kmalar?na asla izin vermemi?, ta?radaki kom?ular?n? ziyaret etmeye gittikleri ender zamanlarda onlara bizzat e?lik etmi?ti. Babalar?n?n bu k?skan? teyakkuz hali halalar?m?n narinli?ine halel getirdi. Daha sonralar? babalar?n?n, gizli ???klar?n? yataklar?n?n alt?nda saklamad?klar?ndan emin olmak i?in geceleri yatak odalar?na nas?l girdi?ini de korkuyla an?msayacaklard?. O zamanlar halalar?m saf ve masum ?ocuklard?. B?y?kbabam?n i?ki al??kanl??? kendini gitgide daha ?ok g?sterdik?e tamahk?rl??? da art?yordu. O?ullar?na o kadar az para g?nderiyordu ki neredeyse her ?eye muhta? kalm??lard?. Babam genellikle sa?anak ya??? alt?nda ger?ekle?tirilen idmanlardan d?nd???nde bir fincan ?ay?n tad?n? ??karam?yor, botlar?n? de?i?tiremiyordu; hepsinden k?t?s?, stajyer m?hendislere hizmet eden emir erlerine verecek paradan yoksundu. Dostoyevski, babas?n?n rezilli?inin kendisini mahk?m etti?i yoksullu?a ve a?a??lanmaya isyan etti; bu rezilli?in ?zr? yoktu, zira b?y?kbabam toprak sahibiydi ve k?zlar?n?n ?eyizi i?in ay?rd??? paras? vard?. Babam, kendisi i?in b?y?kbabam?n parlak ve se?kin bir okul tercih etmi? olmas? sebebiyle ona arkada?lar?yla ayn? d?zeyde ya?amas?na yetecek paray? da vermesi gerekti?ini d???n?yordu. Baba ile o?ullar? aras?ndaki bu s?rt??me ?ok uzun s?rmedi. B?y?kbabam serflerine kar?? her zaman ?ok zalim davranm??t?. Sarho?lu?u onu ?yle vah?ile?tirmi?ti ki sonunda onu ?ld?rd?ler. Bir yaz g?n? di?er arazisini, ?erma?naya’y? ziyaret etmek ?zere evden ayr?ld? ve bir daha geri d?nmedi. Biraz vakit ge?tikten sonra iki arazinin ortas?nda, arabas?ndaki yast?klarla bo?ulmu? olarak bulundu. Arabac? atlarla birlikte kay?pt?, k?y sakinlerinden baz?lar? da e? zamanl? olarak ortadan kaybolmu?tu. Mahkemece sorguland?klar?nda b?y?kbabam?n di?er serfleri bunun bir intikam cinayeti oldu?unu kabul ettiler. Bu korkun? ?l?m ger?ekle?ti?inde babam evde de?ildi. Art?k Darovoye’ye gitmiyordu, ??nk? yaz?n M?hendishane ??rencilerinin Petersburg civar?nda manevra yapt?rmalar? gerekiyordu. Darovoye’nin, ?ocukken ?ok sevdi?i k?yl?leri taraf?ndan i?lenen bu cinayet onun gen?lik imgeleminde b?y?k bir etki yaratt?.[32 - Aile i?inde anlat?ld???na g?re Dostoyevski ilk sara n?betini babas?n?n ?ld???n? duydu?unda ge?irmi?. Nas?l bir ruh halinde oldu?unu ancak tahmin edebiliriz, zira a?abeyi Mihail’le aralar?nda ger?ekle?en ve ya?am?n?n bu b?l?m?ne ???k tutabilecek t?m yaz??malar yok edildi. Sonras?nda ise karde?ler mektuplar?nda babalar?ndan hi? s?z etmediler, muhtemelen bu konu her ikisi i?in de fazlas?yla ac? vericiydi. Babas?n?n katledilmesinden ?nceki son mektupta yer alan baz? c?mlelerden Dostoyevski’nin, babas?n?n ta?radaki hayat?yla ilgili ?e?itli olaylardan haberdar oldu?u sonucuna ula?abiliriz. “Zavall? babam!” diye yazm?? a?abeyi Mihail’e, “Ne ola?an?st? bir karakter. Ah! Ne talihsizlikler geldi ba??na! Onu teselli edemiyor olmam ne yaz?k! Ama biliyor musun, babam?z?n herhangi bir ya?am felsefesi yok. Elli be? y?ld?r ya??yor ve insanlara ili?kin g?r??leri h?l? otuz ya??ndayken sahip olduklar?yla ayn?.” Her zaman oldu?u gibi Dostoyevski’nin ?ng?r?s?, babas?n?n talihsizliklerinin ba?at nedenini tahmin etmesini sa?lam??t?. B?y?kbabam b?t?n hayat?n? bir Litvan olarak s?rd?rd?, Ruslar?n karakterini anlama zahmetine girmedi. Cehaletinin bedelini a??r ?ekilde ?dedi.] B?t?n ya?am? boyunca bunun hakk?nda d???nd?, bu korkun? sonun nedenleri ?zerine derinlemesine kafa yordu. B?y?kbabam?n b?t?n ailesinin, onun ?l?m?n? bir utan? kayna?? olarak g?rmeleri, bu olaydan hi? bahsetmemeleri ve Dostoyevski’nin ya?am?n? detayl?ca bilen yazar arkada?lar?n?n, babama ili?kin hat?ralar?nda bu konuyla ilgili konu?malar?n? engellemeleri son derece ilgin?tir. Amca ve halalar?m?n k?lelikle ilgili olarak o d?nemin Ruslar?ndan daha Avrupai d???ncelere sahip olduklar? a??kt?r. K?yl?ler taraf?ndan i?lenen intikam cinayetlerine o s?ralar ?ok rastlan?yordu fakat kimse bundan hicap duymuyordu. Kurbanlara ac?n?yor, katiller deh?etle k?nan?yordu. Ruslar?n, efendilerin serflerine k?pek gibi davranabilece?ine ve serflerin de buna kar?? ??kma haklar?n?n olmad???na ili?kin saf d???nceleri vard?. B?y?kbabam?n Litvan ailesi ise meseleye ?ok farkl? bir bak?? a??s?yla yakla??yordu. Dostoyevski’nin ya?l? Karamazov tipini yarat?rken akl?nda babas?n?n bulundu?unu d???nm???md?r her zaman. Bu karakterin, b?y?kbabam?n kopyas? olmad??? a??kt?r. Fyodor Karamazov bir soytar?d?r, b?y?kbabam ise her zaman onurlu biriydi. Karamazov ?apk?n bir adamd?r, Mihail Dostoyevski ise e?ini seviyordu, ona sad?kt?. Ya?l? Karamazov o?ullar?n? bir kenara b?rakt? ve onlarla ilgilenmedi, b?y?kbabam ise ?ocuklar?na titiz bir e?itim verdi. Ancak baz? ?zellikler her ikisinde de ortakt?r. Dostoyevski, Fyodor Karamazov tipini yarat?rken belki de babas?n?n, o?ullar?n?n ?ok fazla ?st?rap duymalar?na ve u?rad?klar? haks?zl?k dolay?s?yla ?fkelenmelerine yol a?an tamahk?rl???n?, sarho?lu?unu ve bunun ?ocuklar?nda yaratt??? fiziksel tiksinmeyi an?msam??t?r. Alyo?a Karamazov’un bu tiksinmeyi payla?mad???n? fakat sefil babas?na ac?d???n? s?yledi?inde Dostoyevski muhtemelen gen? kalbinde hissetti?i o tiksinti anlar?n? takip eden ac?ma hissini hat?rlamaktad?r. Babas?n?n en nihayetinde hastal?kl? ve mutsuz bir varl?k oldu?unu sezmi? olmal?. B?y?kbabam ile ya?l? Karamazov aras?ndaki benzerli?in b?t?n?yle benim varsay?m?m oldu?unun anla??lmas? gerek, zira bu konuyla ilgili belgeye dayal? hi?bir kan?t bulunmamaktad?r. Yine de ya?l? Karamazov’un ?lmeden ?nce o?lunu g?nderdi?i k?ye ?erma?naya[33 - Yukar?da da g?rd???m?z ?zere buras? b?y?kbabam?n ?ld?r?ld???, ?erma?naya’da yer alan arazisine giden g?zerg?hta yer al?yordu.] ad?n? vermi? olmas? bir tesad?ften ibaret olmayabilir. B?yle d???nmeye e?ilimliyim zira aile i?inde babam?n asl?nda Ivan Karamazov’da kendini resmetti?i s?ylenir. B?ylece kendini yirmi ya??ndayken hayal etmi?ti. Ivan’?n dini inan?lar?n?, ?iirini, B?y?k Engizisyon’u ve Katolik Kilisesi’ne olan b?y?k ilgisini yakalamak olduk?a ilgi ?ekicidir. Dostoyevski ile atalar?n?n Katolikli?i aras?nda yaln?zca ?? ya da d?rt y?z y?ll?k bir s?renin bulundu?u unutulmamal?d?r. Katolik inanc?n? ruhunda h?l? ya??yor olmal?yd?. Dostoyevski’nin kendi ismi Fyodor’u ya?l? Karamazov’a vermesi ve Smerdyakov’un a?z?ndan Ivan’a ?unlar? s?ylemesi ?ok daha ilgi ?ekicidir: “T?m o?ullar? aras?nda babana en ?ok benzeyen sensin.” Babas?n?n kanl? hayaletinin, ya?am? boyunca Dostoyevski’ye musallat olmu? olmas? ve babas?n?n g?nahlar?n? miras alm?? olabilece?inden korkarak eylemlerini titizlikle incelemi? olmas? muhtemeldir. Oysa ger?ekler b?yle olmaktan ?ok uzakt?, Dostoyevski’nin karakteri tamamen farkl?yd?. ?araptan ho?lanm?yordu, t?pk? sinirli yap?daki insanlar gibi ?arap da midesini buland?r?yordu. ?evresindeki herkese kar?? kibar ve sevgili doluydu, ku?ku uyand?ran biri olmak ??yle dursun gayet sade ve g?ven veren biriydi. Dostoyevski, para tutmay? bilmemesi nedeniyle s?kl?kla k?nanm??t?r. Ondan para isteyenleri asla geri ?eviremez, sahip oldu?u her ?eyi ba?kalar?na verirdi. Bunu yaln?zca hay?r i?in de?il ayn? zamanda babas? gibi tamahk?r biri olmaktan korktu?u i?in yapt???na ??phe yok. B?yle olmaktan daha ?ok korkuyordu ??nk? bu k?t?l???n, karde?i Barbara’da yeniden kendini g?sterdi?ini ve yava? yava? ger?ek bir delili?e d?n??t???n? g?rm??t?. Hi? ??phesiz ki Dostoyevski tamahk?rl???n, bu ahlaki illetin ailesinde kal?tsal oldu?unu ve e?er dikkatli olmazlarsa her birinin bu illetin sald?r?s?na u?rayabilece?ini kendine itiraf etmi?ti. B?y?kbabam?n alkolikli?i neredeyse t?m ?ocuklar?n?n ya?amlar?n? mahvetti. En b?y?k o?lu Mihail ile en k???k o?lu Nikolay bu hastal??? miras alm??lard?. Mihail Amcam, sarho? olmas?na ra?men en az?ndan ?al??abiliyordu, ne var ki talihsiz Nikolay, parlak bir e?itim hayat?n?n ard?ndan hi? ama hi?bir ?ey yapamayarak b?t?n ya?am? boyunca ailesine y?k olmaya devam etti. Babam?n kendisine ?ok fazla ?st?rap veren epilepsisi de muhtemelen ayn? nedenden kaynaklan?yordu. Ancak ailenin en sefil ?yesi kesinlikle halam Barbara’yd?. Kendisine Moskova’da hat?r? say?l?r miktarda gayrimenkul b?rakan hali vakti yerinde biriyle evlenmi?ti. Evler iyi gelir getiriyordu; halam?n ?ocuklar? hayatlar?n? rahat?a kurmu?lard?, hi?bir ?eyin eksikli?ini hissetmiyorlard?. Bu sayede ilerleyen ya??nda rahat?n? sa?lamak i?in gerekli olan her ?eye sahip olmu?tu, ancak talihsiz kad?n cimrili?inin ve hastal?k derecesindeki tamahk?rl???n?n kurban? oldu. Para ?antas?n? bir t?r yeisle a?ard?, en ufak harcamalar bile onun i?in bir i?kenceydi. En sonunda maa?lar?n? ?demekten ka??nmak i?in t?m hizmetk?rlar?n? kovdu. Odalar?nda ate? yanm?yordu, b?t?n k??? bir pelerine sar?nm?? halde ge?irirdi. Yemek yapm?yordu, haftada iki defa d??ar? ??k?yor, biraz ekmek ve s?t al?yordu. Ya?ad??? ?evrede onun bu ak?l almaz tamahk?rl??? hakk?nda b?y?k dedikodular d?n?yordu. Muhtemelen ?ok paras? oldu?u ve bu nedenle t?m varyemezler gibi paras?n? evinde saklad??? konu?uluyordu. Bu dedikodu, halam?n kirac?lar?na hamall?k yapan gen? bir k?yl?n?n akl?na yatm??t?. Mahallede sinsice dolanmakta olan bir serseriyle anla?arak bir gece zavall? deli kad?n?n evine girip onu ?ld?rd?ler. Bu cinayet babam?n ?l?m?nden ?ok sonra i?lendi. B?y?kbabam?n alkolikli?inin kal?tsal olmas? gerekti?i sonucunu ??kar?yorum, zira kendisinin m?nferit sarho?lu?u ailemizde b?yle bir felakete yol a?amazd?. Bu rahats?zl?k Mihail Amcam?n ailesinde de kendini g?stermeye devam etti, ikinci ve ???nc? nesiller de bu illetin kurban? oldular. Barbara Halam?n o?lu ?yle aptald? ki budalal??? neredeyse zek? gerili?i d?zeyindeydi. Andrey Amca’m?n gen? ve parlak bir d?hi olan o?lu t?m v?cuduna yay?lan fel? y?z?nden hayat?n? kaybetti. B?t?n Dostoyevski ailesi nevrasteni[34 - Ba? a?r?lar?, sindirim g??l?kleri vb. fiziksel rahats?zl?klar ve ruhsal g?revlerde gev?eme ve bitkinlik bi?iminde g?r?len, sinirsel g??lerin zay?flamas?ndan do?an nevroz, sinir arg?nl???. (?.n.)] hastas?yd?. ?lk Ad?mlar Dostoyevski, M?hendisler Kalesi’ndeki ?al??malar?n? tamamlad?ktan sonra Askeri M?hendislik Daire Ba?kanl???’na atand?. Bu pozisyonda uzun s?re kalmad?, ?ok ge?meden istifa etti. Art?k kendisini devlete hizmet etmeye zorlayacak babas? yoktu, askerlikten tat alm?yor, roman yazar? olmay? ise her zamankinden daha ?ok istiyordu. Gen? Grigorovi? de onu ?rnek ald?. Birlikte ya?amaya karar verdiler, bek?r evine ??k?p kendilerine bir u?ak tuttular. Grigorovi? ta?rada ya?ayan annesinden para al?yordu. Babam ise Moskova’daki velisinden har?l?k al?yordu ki kendisi m?tevaz? bir ya?am s?rmeye yetecek kadar para g?nderiyordu. Ne yaz?k ki babam ekonomiyle ilgili her zaman u?uk ka??k d???ncelere sahipti. B?t?n ya?am? boyunca bir sonraki g?n nas?l ya?ayaca??n? kendine sormadan cebindeki paray? harcayan bir Litvan Schliahtitch oldu. Ya?land?k?a da ak?llanmad?. Ya?am?n?n sonlar?na do?ru kendisiyle birlikte yapt???m?z bir yolculu?u hat?rl?yorum, yaz? Jean Amcamla birlikte ge?irmek i?in Ukrayna’ya gidiyorduk. Yol ?st?nde birka? g?nl???ne Moskova’da kalmam?z gerekiyordu, Dostoyevski, annemi ?ok g?cendiren bir ?ey yaparak kentte yer alan en iyi otelde konaklamakta ?srar edip birinci katta yer alan s?itlerden birini tutmu?tu; oysa Petersburg’ta olduk?a m?tevaz? bir evimiz vard?. Annem kendisine bo? yere kar?? ??km??t?, kocas?n?n m?srifli?ine ?are olmay? asla ba?aramad?. Aile ziyafetlerimizden biri i?in akrabalar?m?z ak?am yeme?ine geleceklerinde, babam gidip Ruslar?n ak?am yeme?inde ?ok ?nemli bir yere sahip olan, meyve ve tatl?dan olu?an ord?vr almay? teklif eder-di. Annem buna r?za g?sterecek kadar basiretsiz olursa Dostoyevski kentteki en iyi d?kk?nlara gidip orada buldu?u t?m iyi ?eyleri al?rd?. Dimitri Karamazov’un Mokroye’ye do?ru yola ??kmadan ?nce Plotnikov’un d?kk?n?ndan erzak ald???n? ne zaman okusam g?l?mserim. Staraya Russa’da, bazen babamla gitti?imiz d?kk?nda oldu?umu, eksiklerini giderirken tak?nd??? o kendine ?zg? tav?rlar?n? hevesli bir ?ocuk gibi ilgiyle izledi?imi g?z?mde canland?r?r?m. Buraya annemle gitti?imizde kad?nca??z d?kk?ndan elinde m?tevaz? bir paketle ??kard?. Babama e?lik etti?imde ise d?kk?ndan elimiz bo? ??kard?k, fakat birka? k???k ?ocuk ?n?m?zde ya da arkam?zda bizimle birlikte evimize do?ru y?r?r, iyi bir bah?i? alacaklar?n? umarak b?y?k sepetleri ne?eyle ta??rd?. Babam ger?ek bir Schliahtitch gibi zengin ya da yoksul olup olmad???n? asla sorgulamad?. Eskiden Polonya ve Litvanya’n?n yerlisi soylular evde a?l?k ?eker, halka a??k toplant?lara ise yald?zl? arabalarla, muhte?em kadife ceketlerle, paltolarla giderdi. Bor?lardan belleri b?k?lm?? vaziyette ya?ar, ald?klar?n?n ancak onda birini geri ?der, finansal durumlar? hakk?nda d???nmez, kendilerini e?lendirir, g?ler ve dans ederlerdi. Bu ?rksal kusurlar?n ortadan kald?r?lmas? y?llar alacak, Dostoyevski soyundan gelenlerin bir?o?u atalar?n?n ??lg?n m?srifli?inden mustarip olmaya devam edecek. Ancak babamla Litvanya Schliahtitchi’si aras?nda ?nemli bir fark vard?. Onlar yaln?zca mutlu ya?amay? umursuyor, ba?ka ?eylere ?nem vermiyordu. Babam ise kar??la?t??? t?m fakirlere sadaka verirdi, bedbahtl?klar?ndan bahsederek kendilerine yard?m etmesi i?in ona gidenlere para vermekten asla geri duramazd?. En ufak hizmetleri kar??l???nda u?aklara verdi?i bah?i?ler ola?an?st?yd? ve bu durum zavall? annemi ?ileden ??kar?yordu. Babam?n bu ?ekilde ya?ayarak Moskova’daki velisinin g?nderebilece?inden ?ok daha fazlas?n? harcad??? a??kt?r. Borca girmi?, alacakl?lar?n?n usand?r?c? ?srarlar?ndan kurtulma iste?iyle velisine sahip oldu?u miras? g?rece az miktarda nakit para kar??l???nda takas etmeyi teklif etmi?ti. Gazetelerle ya da yay?mc?lar?yla ilgili hi?bir ?ey bilmedi?inden t?m masumlu-?uyla kalemi sayesinde ge?imini sa?lamay? umuyordu. Velisi pazarl??a oturmay? kabul etmi?ti, asl?nda bundan memnuniyet duymamas? gerekirdi. Halalar?m, a?abeyleri Fyodor’un ticaretten anlamad???n?, ona en dezavantajl? ?artlar?n bile kabul ettirilebilece?ini d???n?yordu. Bu s?reci daha sonra, Dostoyevski ailesi birka? arazi daha miras ald???nda tekrarlamaya ?al??t?lar; babam?n k?z karde?leriyle girmek zorunda kald??? bu m?cadele ya?am?n?n son demlerini karartt?. Bu meselelerden kitab?m?n son b?l?m?nde b?t?n?yle bahsedece?im. Bor?lar?n? kapatan Dostoyevski ?ok ge?meden geriye kalan paray? da harcad?. ?eviriler[35 - Eugenie Grandet’nin muhte?em ?evirisini bu d?nemde ger?ekle?tirmi?ti.] yapmaya ?al??t? ama pek tabii ki bunun getirisi pek az oldu. Bu noktada Kumanin Teyzesi yard?m?na ko?arak ona bir ?denek sa?lad?. Kumanin, Dostoyevski’nin annesinin zengin bir adamla evlenen k?z karde?iydi, etraf? kendini i?lerine adam?? bir hizmetk?r ordusuyla ?evirili bir h?lde Moskova’da iyi bir evde ya??yor, birka? han?m arkada?? taraf?ndan refakat edilip e?lendiriliyor, kar??s?nda titreyen bu zavall? kad?nlar?n zengin despotlu?undan do?an kaprislerine kaynakl?k ediyordu. Ye?enlerini her daim korurdu, ?zellikle de her daim favorisi olan babama kar?? nazik davran?rd?. B?t?n ailede babam?n yeteneklerinin k?ymetini bilen tek ki?iydi ve her zaman yard?m?na ko?maya haz?rd?. Di?er gen? ye?enleri gibi Dostoyevski de onunla biraz dalga ge?se bile ya?l? teyzesi Kumanin’i ?ok severdi. Kumarbaz’da Almanya’ya gelen, rulet oynay?p servetinin yar?s?n? kaybettikten sonra t?pk? geldi?i gibi aniden Moskova’ya geri d?nen Moskoval? ya?l? b?y?kannenin ?ahs?nda teyzesini resmetmi?tir. Ruletin Almanya’da pop?ler oldu?u zamanlarda b?y?k teyzem seyahat etmek i?in fazlas?yla ya?l?yd?. Ger?i Moskova’da iskambil oynay?p b?y?k paralar kaybetmi? olabilir. Dostoyevski, teyzesini Almanya’ya gelip yan?nda rulet oynarken resmederek belki de kumara olan tutkusunun nereden geldi?ini g?stermek istiyordu. Bununla birlikte ?ok para harcad??? i?in babam?n m?srif bir hayat ya?ad??? san?lmas?n. Dostoyevski’nin gen?li?i ?al??mak ve ?retmekle ge?mi?ti. D??ar? pek nadiren ??kard?, g?n boyunca yaz? masas?nda oturur, kahramanlar?yla konu?ur, g?ler, a?lar ve onlarla birlikte ac? ?ekerdi. Ondan daha pratik biri olan Grigorovi? bir yandan yazarken bir yandan da gelecekteki kariyerine yard?m? dokunabilecek ili?kiler kurmaya ?al???yordu, kendini edebiyat ?evresine tan?tm?? ard?ndan Dostoyevski’yi de bu ?evreyle tan??t?rm??t?. Grigorovi? yak???kl?, ?en ve zarif biriydi; kad?nlarla sevi?ir, her birini b?y?lerdi. Babam ise tuhaf, utanga?, sessiz, g?rece ?irkin biriydi, az konu?ur ?ok dinlerdi. ?ki arkada?, m?davimi olduklar? konuk salonlar?nda kendisi de roman yazarl??? kariyerine Petersburg’ta ba?layan gen? Turgenyev’le tan??m??lard?. Babam ona b?y?k bir hayranl?k duyuyordu. Masum bir dille, “Turgenyev’e ?????m,” diye yazm??t? askeri e?itimini tamamlay?p Reval’de subay olarak g?rev yapmakta olan a?abeyi Mihail’e. “?ok yak???kl?, ?ok ince, ?ok zarif biri!” Turgenyev, babam?n sundu?u sayg?lar? sanki l?tufta bulunuyormu? edas?yla kabul etmi?ti. Babam? ?nemsiz biri olarak g?r?yordu. Grigorovi?, bir edebiyat dergisi ??karmay? planlayan ?air Nekrasov’la tan??may? ba?arm??t?. Grigorovi? bu dergiyle o veya bu ?ekilde ba?lant?da olmaya hevesliydi. ?lk ?al??malar? hen?z tamamlanm?? de?ildi -cemiyet hayat?n? biraz fazla seviyordu- fakat babam?n halihaz?rda bir roman yazm?? oldu?unu ve pek ba?ar?l? olmad???ndan endi?e duyarak bunu durmadan d?zeltti?ini biliyordu. Grigorovi?, kitab?n tasla??n? kendisine teslim etmesi konusunda Dostoyevski’yi ikna ederek roman? Nekrasov’a g?t?rd?. Nekrasov, Grigorovi?’e arkada??n?n ?al??mas?ndan haberdar olup olmad???n? sordu ve kendisinin roman? okumak i?in hen?z vakit bulamad??? yan?t?n? ald?; roman?n herhangi bir de?ere sahip olup olmad???n? g?rebilmek i?in iki ya da ?? b?l?m?n ?zerinden birlikte ge?meyi teklif etti. Babam?n ilk roman?n?n tamam?n? bir oturu?ta bitirdiler.[36 - Bu kitab?n ad? ?nsanc?klar’d?. Bu roman? yazmaya koyulmadan ?nce babam bir trajediye, daha sonra Boris Godunov adl? bir drama yazmak i?in bir kenara b?rakaca?? Mary Stuart’a ba?lam??t?. Bahsi ge?en konu se?imleri ?ok ?nemlidir. Muhtemelen ilk gen?li?inde baba taraf?ndan atalar?n?n Norman kan? ile Moskoval? atalar?n?n Mo?ol kan? Dostoyevski’nin kalbinde birbiriyle sava??yordu. Fakat en g??l?s? Slav mizac?yd?, Norman ve Mo?ol atac?l???na bask?n gelmi?ti. Dostoyevski, Mary Stuart ve Boris Godunov’u terk edip bize Slavlara ?zg? b?y?leyici ac?ma duygusuyla dolu ?nsanc?klar’? verdi.] Kitab? bitirdiklerinde, g?n?n ilk ???klar? pencereden i?eri s?z?l?yordu. Nekrasov hayretler i?inde kalm??t?. “Haydi gidip Dostoyevski’yi g?relim,” teklifinde bulundu, “?al??mas?yla ilgili neler d???nd???m? s?ylemek istiyorum.” Grigorovi?, “Ama ?u anda uyuyordur, hen?z sabah olmad?,” diyerek kendisini reddetti. “Ne ?nemi var? Uykudan ?ok daha ?nemli bir ?ey bu!” Hayranl?kla dolan Nekrasov, babam? sabah?n be?inde yata??ndan kald?r?p kendisinin ola?an?st? bir yetene?e sahip oldu?unu s?ylemek i?in yola koyuldu, Grigorovi? de pe?inden geliyordu. Daha sonra kitab?n tasla?? ?nl? ele?tirmen Belinski’ye g?nderildi, kendisi tasla?? okuduktan sonra gen? yazar? g?rmek istedi. Dostoyevski, Belinski’nin huzuruna heyecandan titreyerek ??kt?. Belinski ise onu ciddi bir ifadeyle kar??lad?. “Gen? adam,” dedi, “Sen ne yazd???n? biliyor musun? Hay?r, bilmiyorsun. Bunu hen?z anlayamazs?n.” Nekrasov ?nsanc?klar’? dergisinde yay?mlad?, roman b?y?k ba?ar?ya ula?t?. Babam bir g?n i?inde ?ne kavu?mu?tu. Herkes onu tan?mak istiyordu. Her yerde insanlar, “Kim bu Dostoyevski?” diye sorar olmu?tu. Babam daha yeni yeni edebiyat ?evresinin m?davimi olmaya ba?lam??t?, kimse ?zel olarak onu fark etmemi?ti. ?ekingen Litvan her zaman ya bir k??eye ya da bir pencere bo?lu?una ?ekilir veya bir perdenin ard?na gizlenirdi. Fakat art?k saklanmas?na izin verilmiyordu. Etraf? sar?l?yor ve iltifatlar ediliyordu; konu?maya te?vik ediliyor, insanlar onu b?y?leyici buluyordu. Petersburg’ta roman yazar? olmay? arzu edenlerin ya da edebiyata ilgi duyanlar?n a??rland??? edebi toplant?lar?n yap?ld??? salonlara ek olarak yaln?zca ?nl? yazarlar?n, ressamlar?n ve m?zisyenlerin kabul edildi?i daha ilgi ?ekici ba?ka salonlar da vard?. Se?kin ?air Prens Odoyevski’nin, on dokuzuncu y?zy?l?n ilk yar?s?ndaki Rus ya?am?n?n i?e i?leyen betimlemelerini bizlere sunan zevk sahibi roman yazar? Kont Sollohub ve onun kay?nbiraderinin salonlar? da i?te bu t?rden salonlard?. Kont Viyellegorski, Rusla?m?? bir Lehti. T?m bu beyefendiler bir an ?nce Dostoyevski’yle tan??mak istiyordu, onu evlerine davet edip i?tenlikle a??rlad?lar. Babam en ?ok Viyellegorski’yle birlikteyken keyif al?yordu, burada m?zik harikayd?. Dostoyevski m?zi?e bay?l?rd?. Bununla birlikte kendisinin m?zik kula??na sahip oldu?unu d???nm?yorum, zira yeni bestelere ??pheyle yakla??yor, halihaz?rda bildi?i par?alar? dinlemeyi tercih ediyordu. Bu par?alar? ne kadar ?ok dinlerse o kadar tat al?yordu. Kont Viyellegorski tutkulu bir m?zik a????yd?; m?zisyenlere kol kanat geriyordu, ba?kentin kuytu k??elerinde m?zisyen av?na ??kmay? al??kanl?k haline getirmi?ti. Tuhaf tipli, biraz yoksul, sarho?, muhteris, d??k?n bir kemanc?n?n, bir tavan aras?nda Kont Viyellegorski taraf?ndan bulunup kendisinin resepsiyonlar?nda ?almaya te?vik edilmi? olmas? babam?n hayal g?c?n? tetiklemi?ti; zira kendisinin Neto?ka Nezvanova roman?n?n ge?ti?i yer Kont Viyellegorski’nin evidir. Bu romanda Dostoyevski, gen?li?inden kaynaklanan deneyimsizli?iyle bunu okurlar?na yeterince a??klayamam?? olsa da kad?n psikolojisine ili?kin ger?ek bir ba?yap?t ortaya koymu?tur. Kontes Viyellegorski’nin Prenses Biron olarak do?du?u s?ylenir. Kurlandiya’n?n yerlilerinden olan Prenses Biron her zaman Avrupa aristokrasisinden ziyade hanedana mensup oldu?unu iddia etmekteydi. E?er Neto?ka Nezvanova’y? dikkatle okursak ?ok ge?meden, zavall? bir yetim k?za yuvas?n? a?an Prens S.’nin iyi e?itim alm??, iyi ?evresi olan bir adamken kar?s?n?n bir hayli kibirli ve evine bir saray havas? veren biri oldu?unu fark ederiz. ?evresindekiler kendisinden sanki bir hanedan mensubuymu? gibi bahsederler. “Ekselanslar?,” diye hitap edilen ??mar?k ve kaprisli k?z? Katya, hizmetindekilere bir an deh?et sa?arken bir an onlar? g?zdeleri yapar. Neto?ka’ya duydu?u sevgi bir anda tutkulu hatta biraz erotik bir hal al?r. Rus ele?tirmenler bu erotizm imas? nedeniyle Dostoyevski’yi yerden yere vurmu?lard?r. Babam ger?eklere m?kemmelen sad?kt?; asla a?k evlili?i yapamayan ve her zaman devletin ??karlar? i?in kurban edilen s?zkonusu Alman prensesler s?kl?kla b?ylesi tutkulu ve hatta erotik kad?ns? dostluklar kurmaktan mustariptiler. Bu rahats?zl?klar onlarda kal?tsald?r, dolay?s?yla kendini o soydan gelen birinde, erken geli?mi? bir ?ocuk olan k???k Katya’da g?stermi? olabilir. Viyellegorski’nin hi? k?z? yoktu; Katya tipi b?t?n?yle, onlar? inceledikten sonra asil hane halk?n? resmeden babam taraf?ndan yarat?lm??t?. Bu k???k nevroti?e ili?kin ?izdi?i portreyle Dostoyevski, kad?nlara yakla?maya neredeyse hi? cesaret edememi? utanga? bir gen? adama g?re kad?n psikolojisine ili?kin olduk?a dikkat ?ekici bir bilgi birikimi ortaya koymaktad?r. O d?nemde yetene?i ?oktan ?st d?zeye ula?m??t?. Ne yaz?k ki model olarak kullanabilece?i kimse yoktu. Hi?bir ?ey Petersburg’un bir batakl?kta do?up b?y?yen mutsuz yerlilerinden daha s?n?k ve birbirinin bu kadar ayn?s? olamazd?. Onlar Avrupa’n?n kopyalar?ndan ve karikat?rlerinden ibarettiler. “Bu insanlar?n hepsi ?ok uzun zaman ?nce ?lm??,” der Rus yazar Mihail Saltikov. “S?rf polis onlar? g?mmeyi unuttu?u i?in ya?amaya devam ediyorlar.” Dostoyevski’nin, edebi kariyerlerine yeni ba?layan roman yazar? arkada?lar? onun bu beklenmedik ba?ar?s?n? kabullenecek olgunlu?a sahip de?ildi. K?skan?l??a kap?ld?lar, bu ?ekingen ve m?tevaz? gen? adam?n tan?nm?? ki?ilerin, yazar adaylar?n?n hen?z kabul edilmedi?i salonlar?nda a??rlan?yor olmas? fikrinden rahats?zl?k duydular. Roman?n? takdir etmeyeceklerdi. ?nsanc?klar onlara b?kk?nl?k verici ve sa?ma g?r?nm??t?. ?iirlerle, yaz?larla bu yap?t?n parodilerini yap?p gen? yazarla ac?mas?zca alay ettiler.[37 - Turgenyev, babam?n komik bir tablosunu ?izdi?i bir ta?lama kaleme alm??t?.] Kamuoyu nezdinde onu karalamak i?in hakk?nda grotesk hik?yeler uydurdular. Ba?ar?n?n Dostoyevski’nin ba??n? d?nd?rd???n?, ?ok yak?nda Nekrasov’un dergisinde yay?mlanacak olan ikinci roman?n, dergide yer alan di?er ?al??malardan ay?rt edilebilmesi i?in her bir sayfas?n?n ?er?eveye al?nmas? konusunda ?srarc? oldu?unu ?ne s?r?yorlard?. Pek tabii ki bu bir yaland?. ?teki ?er?evesiz yay?mland?. Dostoyevski’nin, kad?nlar aras?nda kald??? zamanki ?ekingenli?iyle alay edip konuk salonlar?ndan birinde takdim edildi?i gen? g?zelin ayaklar?n?n dibine heyecandan nas?l da bay?ld???n? anlat?yorlard?. Babam arkada?l??a ili?kin g?r??lerini yitirirken ?ok ac? ?ekti. Arkada?l?kla ilgili ?ok farkl? d???nceleri vard?; t?m masumiyetiyle, onlar?n ba?ar? elde etmesi kar??s?nda nas?l ki hi? ??phesiz sevin?le dolacaksa onun elde etti?i ba?ar?ya da arkada?lar?n?n sevinece?ini d???n?yordu. ?nsanc?klar’?n ba?ar?s? kar??s?nda ?ileden ??k?p Dostoyevski’yi yaralamak i?in elinden geleni ard?na koymayan Turgenyev’in yapt??? k?t?l?kler babam i?in ?zellikle yaralay?c?yd?. Turgenyev’e ?ok ba?lanm??t?, ona ?ok i?ten bir hayranl?k duyuyordu. Bu, ya?amlar? boyunca devam eden ve Rusya’da epey bir tart???lan d??manl???n ba?lang?c?yd?. Babam?n ya?am? boyunca sahip oldu?u t?m arkada?lar?n? g?zden ge?irdi?imizde ilk yeti?kinlik d?nemindeki arkada?lar?n?n olgunluk d?nemindekilerden belirgin bir ?ekilde farkl? oldu?unu g?r?r?z. K?rk ya??na kadar Dostoyevski’nin ili?kileri neredeyse Ukraynal?lar, Litvanyal?lar, Lehler ve Balt?k eyaletleri yerlileriyle s?n?rl?yd?. Yar? Ukraynal? yar? Frans?z Grigorovi? onun ilk arkada??yd? ve ilk kitab? i?in yay?nc? bulmu?tu. Annesi bir Leh olan Nekrasov ona ilk ba?ar?s?n? arma?an etmi?ti; k?keni itibar?yla Leh ya da Litvan olan Belinski, Dostoyevski’nin dehas?n? halkla bulu?turmu?tu. B?y?k bir Litvanyal? ailenin soyundan gelen Kont Sollohub ve bir Leh olan Kont Viyellegorski, babam? salonlar?nda i?tenlikle a??rlayan ki?ilerdi. Daha sonralar? Dostoyevski’yi Sibirya’da ?sve?liler ve Balt?k eyaletleri yerlileri taraf?ndan korunurken bulaca??z. T?m bu insanlar Dostoyevski’yi bir Avrupal?, Bat? k?lt?r?ne sahip biri, kendi Slavo-Norman d???ncelerini payla?an bir yazar olarak tan?m??lar gibi g?r?n?yor. Bununla birlikte t?m Ruslar ona d??mand?. M?hendishane’deki arkada?lar? onunla ac?mas?zca dalga ge?er, edebi ?evreden gen? arkada?lar? ise ondan nefret eder, onu hor g?r?r ve komik duruma d???rmeye ?al???rd?. Sanki onda Rusya’ya ili?kin d???ncelerine ayk?r? bir ?ey g?r?yormu? gibiydiler. Dostoyevski’nin keskin bir ?ekilde Rus tavr?n? tak?nd??? k?rk ya??ndan sonra arkada?lar?n?n milliyeti de de?i?ti. Slavo-Normanlar ya?am?ndan silinip gitti. Ruslar onun arkada?l???n? arar olup ?evresinde canl? kalkan olu?turdular. ?l?m?nden sonra da t?pk? ge?mi?te oldu?u gibi onu k?skan?l?kla korumaya devam ettiler. Ne zaman ailemizin Litvan ge?mi?inden bahsetsem yurtta?lar?m ka?lar?n? ?atarak ??yle der: “Unut ?u sefil Litvanya’y?! Aileniz oray? y?llar ?nce terk etti. Baban Rustu, t?m Ruslar aras?ndaki en b?y?k Rus oydu. Kimse ger?ek Rusya’y? onun gibi anlayamad?.” K?skan?l?ktan bahsederken g?l?ms?yorum ??nk? bu k?skan?l?k ?z?nde sevgiydi. Netice itibar?yla Ruslar?n hakl? oldu?unu d???n?yorum, zira Dostoyevski’ye sahip oldu?u o muhte?em yetene?i veren onlard?. Litvanya onun karakterini ve uygar zihnini bi?imlendirmi?, Ukrayna ise atalar?n?n kalbinde yatan ?airli?i uyand?rm??t?; fakat y?llar, ?a?lar sonunda ortaya ??kan bu me?ale ancak Kutsal Rusya’n?n b?y?k dehas?n?n k?v?lc?m?yla yanmaya ba?lad?. Babam?n ilk roman? kesinlikle ?ok iyi yaz?lm??t?, fakat ?zg?n de?ildi. Zaman?n?n Frans?z edebiyat?n? taklit eden Gogol’un romanlar?ndan birinin taklidiydi. O m?thi? Jean Valjean’?yla Sefiller bu yeni edebi ak?m?n temelinde yer almaktad?r. Sefiller’in daha sonra yaz?ld??? do?rudur ama m?thi? soylu bir zihne sahip bir h?k?ml? olan Valjean tipi ?oktan Avrupa’da ortaya ??kmaya ba?lam??t?. Frans?z Devrimi’yle uyanan demokratik d???nceler yazarlar? yoksul insanlar?,[38 - Dilimize ?nsanc?klar olarak ?evrilen roman?n Rus?a asl? Bednyye Lyudi, yani “Yoksul ?nsanlar” ad?yla yay?mlanm??t?r. (?.n.)] k?yl?leri ve k???k esnaflar? soylular?n ve orta ?st s?n?f ayd?nlar?n?n yer ald??? saflara ta??maya itti. Edebiyattaki bu yeni e?ilim, hi?bir zaman feodal aristokrasiye sahip olmam??, her zaman demokratik d???ncelerin cazibesine kap?lm?? Ruslar i?in olduk?a memnun ediciydi. Bu d?nemde parlam?? ve y?ksek??renim g?rm?? ki?iler olan Rus yazarlar art?k konuk salonunu betimlemeyecek; kahramanlar?n? tavan aras?nda aramaya ba?layacaklard?. Bu tip insanlar?n ger?ekte nas?l olduklar?na dair en ufak bir fikirleri yoktu, onlar? ger?ekte olduklar? gibi okuma yazma bilmeyen, yoksulluk nedeniyle ac?mas?zla?an kimseler olarak betimlemek yerine yeni kahramanlar?na ??valye hassasiyetleri bah?ederek onlara Madame de S?vign?’ye yara?acak mektuplar yazd?rd?lar. Bu durum sahte ve sa?mayd?, yine de bu romanlar ?lkemizin gurur kayna?? olan muhte?em on dokuzuncu y?zy?l edebiyat?m?z?n ba?lang?? noktas?yd?. Yazarlar, yeni bir d?nyay? betimlemeden ?nce onu ?al??malar? gerekti?ini yava? yava? anlad?lar. K?yl?leri, din adamlar?n?, t?ccarlar?, kasaba halk?n? g?zlemlemek i?in i?e koyuldular; hakk?nda pek az ?ey bilinen Rus ya?am?na dair m?kemmel betimlemeler sundular. Ama bunlar ?ok sonralar? yap?ld?. Hakk?nda yazmakta oldu?um d?nemde ise Rus yazarlar hayal g??lerinden yararlan?p bizi sa?mal?klarla dolu yap?tlarla ba? ba?a b?rakt?lar. Babam?n bu romanlar?n ne kadar sahte oldu?unu fark etti?ine ??phe yok, ??nk? ikinci yap?t?nda bu yeni edebi t?rden kopmaya ?al??m??t?. ?teki, ?nsanc?klar’a k?yasla ?ok daha y?ksek kalitede bir kitapt?r. ?zg?nd?r, b?t?n?yle “Dostoyevski”dir. Ruhbilimcilerimiz bu k???k ba?yap?ta b?y?k hayranl?k duyuyor ve gen? bir roman yazar?n?n t?p okumaks?z?n bir delinin son g?nlerini b?yle detayl? bir ?ekilde betimleyebilmi? olmas?na ?a??r?yorlar.[39 - Dostoyevski ?teki ?zerinde ?ok d???nm??t?. Sibirya’dan d?nd?kten sonra a?abeyi Mihail’e yazd??? bir mektupta ??yle diyordu: “Bu m?thi? bir fikirdi, ilk kez benim taraf?mdan yarat?l?p sunulacak, b?y?k bir sosyal ?neme sahip yeni bir t?rd?.”] Ne var ki bu ikinci roman ilki kadar ba?ar?l? olamad?. Fazla yeniydi; insanlar, insan kalbinin bu kadar titiz bir ?ekilde ??z?mlenmesini anlamam??lard?, oysa bu daha sonralar? ?ok b?y?k takdir toplayacakt?. O d?nem deliler reva?ta de?ildi, erkek ya da kad?n ba?kahraman?n yer almad??? bu roman ilgi ?ekmedi. Ele?tirmenler hayal k?r?kl?klar?n? saklam?yorlard?. “Yan?lm???z,” diye yaz?yorlard?, “Dostoyevski’nin yetene?i sand???m?z kadar b?y?k de?ilmi?.” E?er babam biraz daha b?y?k olsayd? muhtemelen bu ele?tirileri g?rmezden gelir, yeni t?rde ?srarc? olur, bunu halka benimsetir ve o d?nemde bile ?ok iyi psikolojik ?al??malar ortaya koymu? olurdu. Ama ?ok gen?ti, ele?tiriler onu ?zm??t?. ?lk roman?yla elde etti?i ba?ar?y? kaybetmekten korkuyordu, bu nedenle sahte Gogol tarz?na geri d?nd?. Fakat bu kez kendi hayal g?c?nden yararlanmakla yetinmeyecekti. Rus edebiyat?n?n yeni kahramanlar?n? inceledi, tavan aras?nda ya?ayanlar? g?zlemlemek i?in ba?kentin kafelerine ve i?ki d?kk?nlar?na gitti. Onlarla sohbet etti, onlar? izledi, ?rf ve ?detlerini dikkatle not etti. Kendini utanga? hisseden ve onlara nas?l yakla?aca??ndan emin olamayan Dostoyevski onlar? bilardo oynamaya davet etti. Oyuna yabanc?yd? ve hi? de ilgi duymuyordu, do?al olarak epey bir para kaybetti. Ama bundan pi?manl?k duymad?, ??nk? bilardo oynarken ilgin? g?zlemler yapabilmi?, ?ok say?da ?zg?n ifadeyi not edebilmi?ti.[40 - Babam?n arkada?lar? hat?ratlar?nda onun kafelerde tan??t??? yabanc?lar? s?k s?k misafirli?e davet etti?ini, b?t?n g?n?n? onlar?n sohbetlerini ve ?yk?lerini dinleyerek ge?irdi?ini aktar?yorlar. Babam?n arkada?lar?, onun b?ylesi e?itimsiz insanlarla konu?maktan nas?l bir zevk duydu?unu anlayam?yorlard?; sonra, romanlar?n? okuduklar?nda kar??la?m?? olduklar? bu tipleri tan?d?lar. T?m yetenekli gen? adamlar i?in ge?erli oldu?u gibi Dostoyevski’nin de bu d?nemde yaln?zca do?al modelleri kullanarak bir resim ortaya koyabildi?i a??kt?r. Daha sonralar? modellere ihtiyac? kalmad?, kendi tiplerini kendi yaratt?.] Dostoyevski, hakk?nda hi?bir ?ey bilmedi?i bu ilgi ?ekici kesimi inceledikten sonra halk?n ilgisini ?ekebilece?ini d???nerek toplumun alt kesimini oldu?u gibi betimlemeye ba?lad?. Ama heyhat! ?ncekinden daha da ba?ar?s?z oldu. Rus halk? sefil insanlara ilgi duymaya haz?rd?, tabii e?er Jean Valjean tarz?nda servis edilseydi. T?m o menfur al?akl???yla bu insanlar?n ger?ek ya?am? kimseyi ilgilendirmiyordu. Dostoyevski g??lerine duydu?u g?veni yitirmeye ba?lam??t?. Sa?l??? bunu kald?ramam??, gergin ve histerik biri haline gelmi?ti. Epilepsi i?inde gizleniyordu, onu fena halde bask?l?-yordu.[41 - Babam?n ?ok sevdi?i ve muayene oldu?u Dr. Yanovski, Dostoyevski’nin hapse d??meden ?ok ?nce epilepsiye ?ok benzeyen bir sinir rahats?zl???ndan mustarip oldu?unu s?ylemektedir. Yukar?da da bahsetti?im gibi, babam?n ailesi onun ilk n?betini b?y?kbabam?n trajik ?l?m?n? ??rendi?inde ge?irdi?ini belirtmi?ti. Bu rahats?zl?k Dostoyevski’nin hapisli?inin ertesindeki ?iddetli haline b?r?nmemi? olsa da sekiz ya??ndayken halihaz?rda epilepsiden mustarip oldu?u a??kt?r.] Dostoyevski toplum i?ine ??kmaktan ka??n?yor, saatlerce odas?na kapan?yor ya da Petersburg’un en karanl?k ve en ?ss?z sokaklar?nda dolan?yordu. Y?r?rken kendi kendine konu?uyor, el kol hareketleri yap?yor, yan?ndan ge?enlerin d?n?p kendisine bakmas?na neden oluyordu. G?r??t??? arkada?lar? onun delirdi?ini d???n?yorlard?. Bu renksiz, aptal ?ehir yetene?ini s?nd?rm??t?. ?st s?n?flar, Avrupal?lar?n karikat?rleri olmaktan ibaretti; Dostoyevski’ye b?y?k Rus halk?yla ilgili herhangi bir fikir vermeyen, a?a?? ?rklardan birine mensup bir kitleydiler. Dostoyevski’nin Avrupa’ya, Kafkasya’ya ya da K?r?m’a gidecek kadar paras? yoktu; o d?nemde seyahat etmek maliyetliydi. Babam Petersburg’ta ??r?yor, kendini yaln?zca edebiyata adamay? isteyerek g?revinden istifa edip Petersburg’a yerle?en karde?i Mihail’le birlikteyken mutlu oluyordu. Mihail, Revalli bir Alman olan Emilie Dibmar’la evlenmi?, birka? ?ocu?u olmu?tu. Babam ye?enlerine ?ok d??k?nd?, onlar?n ?ocuk?a kahkahalar? melankolisini da??t?yordu. ?o?u erkek i?in a?k?n tam vakti olan bu ilk gen?lik d?neminde Dostoyevski’nin ya?am?nda hi?bir kad?na rastlamamak ?a??rt?c?d?r. Ni?anl?s? yok, metresi yok, bir fl?rt? bile yoktu! Bu ola?an?st? erdem yaln?zca b?nyesinin ge? geli?imiyle a??klanabilir ki bu durum Kuzey Rusya’da pek ender g?r?len bir ?ey de?ildir. Rus kanunlar? kad?nlar?n on alt? ya??nda evlenmesine izin vermektedir; fakat yak?n d?nemde, sava?tan birka? y?l ?nce, Rus d???nce insanlar? bu barbar gelene?e kar?? ??kmaya ba?lad?. Onlar?n g?zlemlerine g?re Kuzey Rusyal? kad?nlar yirmi ?? ya?lar?na dek geli?imlerini b?t?n?yle tamamlayamamaktayd?lar. E?er bundan ?nce evlenecek olurlarsa hamilelik onlara b?y?k zarar verebilir ve sa?l?klar?n? kal?c? olarak mahvedebilirdi. Doktorlar?m?z, ?ok say?da Rus hanesini kas?p kavuran histeri ve sinirsel rahats?zl?klar? i?te bu k?t?c?l gelene?e ba?lamaktad?r. E?er d???nce insanlar? hakl?ysa, erkekler her zaman kad?nlardan daha ge? olgunla?t?klar?ndan Kuzey Rusyal? erkek bireylerin geli?imlerini b?t?n?yle tamamlad?klar? ya?? yirmi be? olarak belirleyebiliriz. S?zgelimi, epilepsi hastalar? gibi anormal b?nyelerin ise daha yava? olgunla??yor olmalar? gerekir. O ya?ta Dostoyevski’nin sezgilerinin hen?z uyanmam?? olmas? olas?d?r. Kad?nlara uzaktan hayranl?k besleyen, onlardan olduk?a korkan ve hen?z onlara ihtiya? duymayan bir okul ?ocu?u gibiydi. Babam?n arkada?lar?, g?rd???m?z ?zere, kendisinin kad?nlarla bir aradayken ya?ad??? gerginli?iyle alay ederdi.[42 - Babam? ya?am?n?n o d?nenimde ?ok iyi tan?yan Dr. Riesenkampf hat?rat?nda ?unlar? yazar: “Yirmi ya??ndaki bir gen? adam genellikle kad?nlar? kafas?na koyup t?m gen? g?zellerin pe?inden ko?ar. Dostoyevski’dekine benzer bir duruma daha ?nce hi? ?ahit olmam??t?m. Kad?nlara kar?? kay?ts?zd? hatta onlara kar?? antipatisi vard?.” Riesenkampf, bununla birlikte Dostoyevski’nin arkada?lar?n?n a?k ili?kileriyle ilgilendi?ini ve duygusal ?ark?lar s?ylemekten ho?land???n? ekler. Bahsi ge?en ?ark? s?yleme al??kanl??? ?mr?n?n sonuna kadar ona keyif vermeye devam etmi?tir. Odas?nda tek ba??nayken genellikle k?s?k sesle ?ark? s?ylerdi.] Dostoyevski’nin romantik d?nemi hapisli?inden sonra ba?lad?, o zaman hi? de gerginlik g?stermedi. Dostoyevski’nin ilk romanlar?ndaki kad?n kahramanlar soluk, bulan?k ve canl?l?ktan yoksundur. Bu d?nemde yaln?zca iki iyi kad?n portresi ?izebilmi?tir, bunlar on ile on iki ya?lar?ndaki Neto?ka Nezvanova ve k???k Katya’d?r. ?teki’yi d??ar?da tutacak olursak bu roman s?zkonusu d?nemde ortaya koydu?u en iyi ?al??mayd?. Tek bir kusuru vard? ki bu Dostoyevski’nin hapse d??meden ?nce yazd??? t?m romanlarda ortakt?: Kahramanlar fazlas?yla enternasyoneldi. Bu kahramanlar herhangi bir yerde ya?ayabilir, herhangi bir dili konu?abilir, herhangi bir iklime dayanabilirler. Anayurtlar? yoktur ve t?m kozmopolitler gibi soluk, belirsiz ve anla??lmazd?rlar. Onlar? ya?atmak i?in kendilerine bir milliyet yaratmak gerekiyordu. Dostoyevski’nin Sibirya’da yapmak ?zere oldu?u ?ey buydu. Petra?evski Kumpas? Babam, ya?am?n?n bu tats?z d?neminde Petra?evski kumpas?na kar??m??t?. Dostoyevski’nin, ya?am?n?n ilerleyen d?nemlerindeki monar?ik ilkelerine a?ina olanlar babam?n kendisini devrimcilerle nas?l ili?kilendirebildi?ini asla anlayamad?lar. Babam?n Litvanya k?keni g?z ard? edilirse bu durum insana pek tabii ki anla??lmaz gelir. ?ar’a kar?? kumpas kurmu?tu, ??nk? hen?z Rus monar?isinin ger?ek anlam?n? kavrayamam??t?. Dostoyevski, ya?am?n?n bu d?neminde Rusya hakk?nda pek az ?ey biliyordu. ?ocuklu?unu, Moskova’n?n kalbinde babas? taraf?ndan yarat?lan bir t?r yapay Litvanya’da ge?irmi?ti. M?hendisler Kalesi’nde ge?irdi?i delikanl?l??? s?ras?nda Rus arkada?lar?ndan m?mk?n oldu?unca uzak durmu?tu. Roman yazar? oldu?unda b?t?n ?lkedeki en dengesiz topluluk olan Petersburg edebiyat ?evresinin m?davimi olmu?tu. O d?nemde Rusya pratikte tan?nm?yordu, co?rafyac?lar?m?z ve tarih?ilerimiz yok denecek kadar azd?. Seyahat etmek zor ve pahal?yd?. ?lkede ne demiryolu ne de buharl? gemiler vard?. K?yl? serfler topraklar?n? i?leyip sessizliklerini korurdu; mujiklere “sfenks” denirdi. Rus yazarlar yaln?z Avrupa akl?yla ya?ar, sadece Frans?zca, ?ngilizce ve Almanca kitaplar okur, Avrupal?lar?n ?zg?rl?kle ilgili g?r??lerinin hepsini payla??rlard?. Yazarlar?m?z, Avrupal?lar? Rus d???ncesiyle tan??t?rmak yerine m?thi? bir maharet g?stererek Avrupa’dan Rusya’n?n nas?l bir yer oldu?unu kendilerine a??klamas?n? rica ediyorlard?. Yurtta?lar?m Rusya hakk?nda pek az ?ey biliyorsa, Avrupa hi?bir ?ey bilmiyordu. Avrupal? yazarlar, bilim insanlar?, devlet y?neticileri ve diplomatlar Rus dilini ??renmiyor, Rusya’ya gitmiyor, kalk?p da mujikleri evlerinde inceleme zahmetine girmiyorlard?. Kentlerinde ya?ayan siyasi m?ltecilerden bilgi edinmek onlara yetiyordu. T?m bu Yahudiler, Lehler, Litvanlar, Ermeniler, Finler ve Letonlar Rus?a bile konu?am?yor, konu?abilenlerin de berbat bir aksan? oluyordu. Ne var ki bu durum onlar?n Rus halk? ad?na Avrupal?lara hitap etmesine engel olmuyordu. Mujiklerin ?ar’?n boyunduru?u alt?nda inim inim inledikleri, onlara (m?ltecilere g?re) gece g?nd?z hayalini kurduklar? Avrupai cumhuriyeti arma?an etmek i?in Avrupal? milletlerin gelip kendilerini kurtarmalar?n? sab?rs?zl?kla bekledikleri konusunda Avrupal?lar? temin ediyorlard?. Avrupa onlar?n s?zlerine inanm??t?. Avrupal?lar ancak ?imdilerde, “?arc?l???n” yerini Bol?evizmin ve bozgunculu?un ald???n? g?rd?klerinde nas?l da kand?r?lm?? olduklar?n? anlamaya ba?lad?lar. Ger?ek Rusya’y? anlamalar? ise daha ?ok vakit alacak. Petra?evski kumpas? s?ras?nda babam bir Rustan ziyade bir Litvand?, Avrupa onun i?in anavatan?ndan daha de?erliydi. Hapsedilmeden ?nce yazd??? romanlar?n hepsi Avrupal? yap?tlar?n taklitleriydi: Schiller, Balzac, Dickens, Georges Sand ve Walter Scott onun ustalar?yd?. Avrupa gazetelerine ?sa’n?n ??retilerine inan?r gibi inan?yordu. Avrupa’da ya?amay? hayal ediyor ve iyi yazabilmeyi bir tek orada ??renebilece?ini ?ne s?r?yordu. Mektuplar?nda arkada?lar?na bu tasar?dan bahsediyor, bunu ger?ekle?tirmek i?in gerekli olan ?eylerin eksikli?inden yak?n?yordu. B?y?k bir Rus yazar? olabilmek i?in do?uya gitmenin iyi bir fikir olabilece?ini akl?ndan bile ge?irmiyordu. Dostoyevski, Ruslardaki Mo?ol damar?ndan nefret ediyordu; ya?am?n?n bu d?neminde ger?ek bir Ivan Karamazov’du. Serflerin kurtulu?u o d?nem ?ok yak?nd?. Herkes bunun hakk?nda konu?uyordu, herkes bunun gerekli oldu?unun fark?na varm??t?. Gelene?ine sad?k kalan devletimiz ise reform yapmaktan ka??n?yordu. Kendi a??r ve ??enge? ulusal karakterinin fark?nda olan Ruslar bunu elde edebilmek i?in bir ya da iki y?l sab?rla beklemeleri gerekti?ini biliyordu. Lehler, Litvanlar ve Balt?k eyaletleri yerlileri bu gecikmeye anlam veremiyor, ?ar’?n bu insanlara asla ?zg?rl?k vermeyece?ine inan?yorlard?. K?yl?ler ad?na onlar?n ?zg?rl???n? g?venceye alabilmek i?in ?ar’? devirmeyi planlad?lar. Dostoyevski de onlar?n kuruntular?n? payla??yordu. Do?uya ?zg? ??enge?lik hakk?nda hi?bir ?ey bilmiyordu, t?m hayat? boyunca etkin ve enerjik biri olmu?tu. Bir fikir ona do?ru g?r?nd???nde derhal uygulamaya koyard?, Rus b?rokrasisinin i?i a??rdan alma e?ilimine anlam veremiyordu. Babas?n?n trajik ?l?m?n? unutam?yor; efendileri zulme, k?leleri ise cinayete sevk eden sistemin y?k?lmas?n? y?rekten arzuluyordu. O zamanki d???n?? tarz?yla Petra?evski’yle yapt??? toplant?n?n ?l?mc?l sonu?lar?n?n olmas? ka??n?lmazd?. Ad?ndan da anla??laca?? ?zere Petra?evski Polonya ya da Litvanya k?kenliydi; Dostoyevski’yle aralar?nda bulunan bu ba?, di?erlerininkinden ?ok daha g??l?yd?. Petra?evski uzdilli ve h?nerliydi; Petersburg’taki t?m gen? hayalperestleri kendine ?ekip onlar? alevlendirdi. Di?erlerinin mutlulu?u i?in kendini feda etme fikri, gen? ve c?mert kalpleri cezbediyordu; ?zellikle de kendi ya?amlar? t?pk? babam?nkinin de o zamanlar oldu?u gibi mutsuz oldu?unda. Petersburg’un karanl?k sokaklar?nda yaln?z ba??na y?r?rken kendi kendine soylu bir dava i?in ?lmenin hi?bir i?e yaramayan bir varl??? bo? yere s?rd?rmekten daha iyi olaca??n? d???nm?? olmal?. Petra?evski davas?, t?m Rus siyasi davalar? aras?ndaki en karanl?k davalardan biridir. Yay?mlanan gizli belgeler; Avrupa’dan gelen yeni fikirlerle ilgili herkes?e bilinen ger?ekleri tekrarlamak, Sans?r Kurulu’nca yasaklanan kitaplar? birbirlerine ?d?n? vermek ve devrimci bildirilerin k??k?rt?c? b?l?mlerini ate?li bir ?ekilde okumak i?in bir araya gelen gen?lerin kat?ld??? politik toplant?lar?n son derece ola?an bir resmini ?izmektedir. Yine de babam bunun ?ar’? devirmeyi ve Rusya’da ayd?nlar cumhuriyeti kurmay? ama?layan politik bir kumpas oldu?unu her zaman savunmu?tur. Petra?evski’nin g?n?ll?ler ordusu kurarken giri?imlerinin gizli ama?lar?n? yaln?zca se?ilmi? birka? ki?iye a?m?? olmas? muhtemeldir. Dostoyevski’nin zek?s?n?, cesaretini ve g??l? ahlak?n? takdir eden Petra?evski muhtemelen babam?n gelecekteki cumhuriyette ?nemli bir rol oynayaca??n? d???n?yordu.[43 - Petra?evski ?rg?t?n?n ?yelerinden biri, ki?isel g?r???ne g?re ekipteki tek tipik kumpas??n?n Dostoyevski oldu?unu s?ylemi?ti. Sessiz ve sakindi, Rus anlay???n?n pe?inden gidip kalbindekileri herkese a?maya yatk?n biri de?ildi. Bu suskunluk ya?am? boyunca devam etti. Anneme kar?? bile bu tavr?n? korumu?tu, kad?nca??z evliliklerinin ilk g?nlerinde babam? ge?mi? ya?am?yla ilgili konu?turmakta ?ok zorlanm??t?r. Ancak daha sonra, Dostoyevski ikinci kar?s?n?n kendisine ne kadar ba?l? oldu?unu fark etti?inde kalbini a?m??, hi?bir s?rr?n? ondan gizlememi?tir.] Mihail Amcam da s?zkonusu toplulu?a ilgi duyuyordu fakat evli ve bir aile babas? oldu?undan Petra?evski toplant?lar?na b?y?k bir gayretle s?k s?k kat?lmaman?n ak?ll?ca olaca??n? d???n?yordu. Bununla birlikte yasakl? kitaplar kitapl???ndan faydalan?yordu. Amcam o zamanlar Fourier’nin b?y?k hayranlar?ndan ve kendisinin romantik kuramlar?n?n ate?li takip?ilerinden biriydi. Andrey Amcam da bu toplant?lara kat?l?yordu. O d?nemde ?ok gen? bir adamd?, y?ksek??renimine hen?z ba?lam??t?. ?ki b?y?k a?abeyiyle aras?nda y?llar vard?, onlara e?itlerinden ziyade ebeveyn g?z?yle bak?yordu. A?abeyleri ise ona k???k bir ?ocukmu? gibi davran?yorlard?. Ruslarda bu ili?kiler olmasa da Leh ve Litvan ailelerde s?zkonusu ili?kilere s?kl?kla rastlan?rd?. Babam k???k karde?iyle asla siyaset tart??mazd?, Andrey Amcam Petra?evski’nin toplulu?unda nas?l bir rol oynad???n?n fark?nda de?ildi. Andrey Dostoyevski, karde?lerinin edebi yeteneklerinden hi?birine sahip de?ildi; bununla birlikte b?y?kbabam Mihail’in k???k o?ullar? i?in s?rd?rd??? aile okumalar? ona b?y?k bir edebiyat merak? kazand?rm??t?. Sonralar?, ?e?itli ta?ra kasabalar?nda devlete hizmet ederken b?lgenin t?m ayd?nlar?n? etraf?nda toplayabilmeyi her zaman ba?arm??t?r. Petra?evski’nin evinde ger?ekle?en ilgin? toplant?lardan haberdar oldu?unda arkada?lar?ndan birine kendisini bu toplant?lara katmas? i?in yalvard?. Babamla kar??la?madan birka? toplant?ya kat?ld?. Bir gece, Andrey bir gruptan di?erine ge?erek gen? adamlar?n siyasi tart??malar?n? b?y?k bir ilgiyle dinliyorken aniden y?z? bembeyaz kesilmi?, ?fkeyle gerilmi? bir halde a?abeyi Fyodor’u kar??s?nda buldu. “Burada ne i?in var?” diye sordu korkun? bir sesle. “Defol, derhal defol git buradan; bir daha seni bu evde g?rmeyeyim.” Amcam, a?abeyinin ?fkesi kar??s?nda ?yle tela?lanm??t? ki Petra?evski’nin resepsiyonundan hemen ayr?ld? ve bir daha da geri d?nmedi. Polis daha sonra bu kumpas? ke?fetti?inde Dostoyevski biraderlerin hepsi tutukland?. Andrey Amcam?n masumane yan?tlar? kumpasla ilgili hi?bir ?ey bilmedi?ini h?kimlere a??k?a g?sterdi ve ?ok ge?meden serbest b?rak?ld?. A?abeyinin ?fkesi onu kurtarm??t?. Mihail Amcam birka? hafta hapis yatt?. Dostoyevski daha sonra, Bir Yazar?n G?nl???’nde Mihail’in ?ok ?ey bildi?ini s?ylemi?tir. Babam?n, kendisinden herhangi bir s?r saklamam?? olmas? muhtemeldir. Amcam ayn? zamanda diline nas?l h?kim olaca??n? da biliyordu, b?ylece hi?bir itirafta bulunmad?. Petra?evski’yi pek nadiren ziyaret etti?ini, evine yaln?zca kitap almak i?in gitti?ini kolayl?kla kan?tlayabildi. Sonunda serbest b?rak?ld?, davaya bakmakta olan Prens Gagarin iki karde? aras?ndaki sevgiden haberdard?; karde?inin sal?verildi?ini, onun i?in endi?elenmemesi gerekti?ini hemen babama bildirdi. Babam Prens Gagarin’in bu c?mert davran???n? asla unutmad? ve Bir Yazar?n G?nl???’nde bundan bahsetti. Fyodor Dostoyevski, karde?lerinden daha sert muameleyle kar??la?t?. Petro ve Pavel Kalesi’ne, siyasi kumpas??lar?n kapat?ld??? korkun? hapishaneye g?nderildi. Burada hayat?n?n en sefil aylar?n? ya?ad?. Bunlar hakk?nda konu?mak istemez, unutmaya ?al???rd?. Bunu s?ylemek tuhaf. Hapishanede yazd??? K???k Kahraman roman? t?m yap?tlar? aras?ndaki en ?iirsel, en nazik, en gen? ve en taze ?al??mayd?. Roman? okurken Dostoyevski’nin karanl?k h?cresinde ?i?eklerin kokusunu, b?y?k parklarda y?zy?ll?k a?a?lar?n yaratt??? ?iirsel g?lgeleri, ?ocuklar?n en ne?eli kahkahalar?n? ve gen? kad?nlar?n zarafetini zihninde canland?rmaya ?al??t???n? d???nebiliriz. Petersburg’ta yaz h?k?m s?r?yordu, fakat g?ne? ya?l? kalenin nemli duvarlar?na neredeyse hi? vurmuyordu. Rusya’da her zaman oldu?u gibi Petra?evski davas? da uzad?k?a uzad?. Vali kumpas??larla ciddi anlamda ilgilenmeye karar verdi?inde ?oktan sonbahar gelmi?ti. Siyasi davalar?m?za neredeyse her zaman askeri mahkemeler taraf?ndan bak?l?rd?; Petra?evski olay?n? soru?turmakla y?k?ml? generallerin ba??nda General Rostovzov bulunuyordu. Kendisi, daha sonra serflerin ?zg?rle?tirilmesi i?in kurulan komisyonun ba?kanl???na atanm??; serfleri ?zg?r b?rakmay? fakat t?m topraklar? ellerinde tutmay? isteyen b?y?k toprak sahipleriyle etkin bir m?cadele y?r?tm??t?r. Ona b?y?k bir sayg? duyan II. Aleksandr taraf?ndan desteklenen Rostovzov zafere ula?m??, k?yl?ler kendi paylar?na d??en topraklar? kazanm??lard?. General Rostovzov ate?li bir vatanseverdi, siyasi kumpaslar? birer cinayet olarak g?r?rd?. Polisin Petra?evski ile onun partisine mensup gen?lerin evlerinde ele ge?irdi?i belgeleri dikkatle inceledi; onlara kar?? toplanan delillerin zay?fl??? kar??s?nda muhtemelen ?a?k?na d?nm??t?. Dostoyevski’nin zek?s? ve yetene?i hakk?nda bir ?eyler bildi?inden onun, hareketin liderlerinden biri oldu?undan ??phelendi ve onu konu?turmay? akl?na koydu. Duru?ma g?n? babama kar?? s?cakkanl? ve cana yak?nd?. Dostoyevski’y-le, yapmakta oldu?u ?eyin a??rl???n?n b?t?n?yle fark?nda olmadan talihsiz bir ?ekilde bir siyasi kumpas?n i?ine ?ekilmi?, b?y?k yeteneklere, y?ksek Avrupa k?lt?r?ne sahip gen? bir yazarla konu?ur gibi konu?tu. General a??r bir cezadan kurtulabilmesi i?in Dostoyevski’nin oynamas? gereken rol? a??k?a belirtiyordu. Babam her zaman ?ok masum ve saf bir insand?. Bunlar?n hi?birini anlamam??t?; kendisine bir su?lu gibi de?il de bir d?nya insan? olarak davranan bu generalden etkilenmi?ti, t?m sorular?n? b?y?k bir istekle yan?tlad?. Rostovzov a?z?ndan bir ?eyler ka??rm?? olmal?yd?, ??nk? babam yolda?lar?n? satarak kendi ?zg?rl???n? kazanmaya davet edildi?inin aniden fark?na varm??t?. Ona b?yle bir teklifte bulunuldu?u i?in derinden ?fkelenmi?ti. Rostovzov’a duydu?u sempati nefrete d?n??m??t?. ?nat?? ve temkinli bir hal alarak kendisine y?neltilen her soruya ka?amak cevaplar verdi. Gen? adam heyecanl?, histerik ve hapiste ge?en uzun aylardan sonra yorgun d??m?? olsa da General’den daha g??l?yd?. Takti?inin fark edildi?ini g?ren Rostovzov kontrol?n? kaybetti; salondan ayr?l?p sual varakas?n? soru?turmada yer alan di?er ?yelere b?rakt?. Arada s?rada, biti?ikte bulunan odan?n kap?s?n? a??p ??yle diyordu: “Dostoyevski’yi sorgulamay? bitirdiler mi? Bu pi?kin g?nahk?r, mahkeme salonunu terk edinceye dek oraya d?nmeyece?im.” Babam Rostovzov’un d??manca tutumunu asla affedemedi. Ona ?arlatan derdi, b?t?n ya?am? boyunca onun hakk?nda kaba bir ?ekilde konu?tu. Onu daha ?ok k???ms?yordu, ??nk? dava s?ras?nda Dostoyevski hakl? oldu?una inan?yor, kendini ?lkesini kurtarmaya istekli bir kahraman olarak g?r?yordu. Sorgu esnas?nda ?ekti?i ac?lar onun zihninde ?ok derin bir etki b?rakm??t?. Bu durum daha sonralar? kendini Raskolnikov’un Porfiri’yle; Dimitri Karamazov’un ise kendisini Mokroye’de sorguya ?ekmeye gelen sorgu memurlar?yla yapt??? d?elloda ifade bulmu?tur. Rostovzov ba?kanl???ndaki generaller ?l?m cezas?n? I. Nikolay’a sundular. O ise bunu imzalamay? reddetti. ?mparator zalim biri de?ildi fakat dar g?r??l?yd?, psikolojiye dair en ufak bir fikri yoktu. Do?rusunu s?ylemek gerekirse s?zkonusu bilim o d?nem Rusya’s?nda pek az biliniyordu. ?mparator kumpas??lar?n ?lmesini arzu etmiyor; fakat “bu gen? adamlara iyi bir ders vermek” istiyordu. Dan??manlar? ac?kl? bir komedi oynamay? ?nerdiler. Mahk?mlara ?l?me haz?rlanmalar? s?ylendi. ?dam iskelesinin kuruldu?u halka a??k bir alana getirildiler. ?skelenin ?zerine ??kar?ld?lar. Kumpas??lardan biri g?zleri ba?lanarak bir dire?e ba?land?. Askerler sanki bu talihsiz mahk?mlar? vurmak ?zereymi? gibi davran?yorlard?. O anda bir ulak geldi ve ?mparator’un bu ?l?m cezas?n? a??r i? cezas?na ?evirdi?ini ilan etti. O d?neme ait kay?tlarda herhangi bir kaza ya?an?r korkusuyla askerlerin t?feklerinin dolu bile olmad???, Saray’dan gelmi? olmas? gereken ula??n ise kumpas??lar hen?z oraya gelmeden ?nce orada bulundu?u belirtilmektedir. T?m bunlar ??phesiz ki do?rudur; gelgelelim talihsiz gen?ler bunlardan haberdar de?ildi ve ?lmeye haz?rlan?yorlard?. E?er I. Nikolay daha zarif bir yarad?l??ta olsayd? kumpas??lar? vurman?n onlar?n b?yle bir ac?ya katlanmak zorunda kalmalar?ndan ?ok daha c?mert bir davran?? olaca??n? anlard?. Gelgelelim ?mparator d?neminin gereklerine uygun davranm??t?, dedelerimiz sahte duygusall?k dolu sahnelere bay?l?rd?. Hi? ??phe yok ki Nikolay, gen? adamlara ya?amlar?n? idam i?in kurulan iskelede geri vererek onlara b?y?k bir mutluluk bah?etti?ini d???nmekteydi. Fakat onlardan pek az? bu mutlulu?u hissedebildi, kimileri akl?n? ka??rd?, di?erleri ise gen? ya?ta ?ld?. E?er bu ac?mas?z jest olmasayd? belki de babam?n epilepsisi asla b?yle korkun? bir hal almayacakt?. Petra?evski Kumpas? Dostoyevski ne kadar hasta ve zay?f d??m?? olsa da idam iskelesine cesurca ??km??, ?l?mle yi?it?e y?zle?mi?ti. Bize o an hissetti?i tek ?eyin, haz?rl?ks?z bir ?ekilde Tanr?’n?n huzuruna ??kacak olmas?ndan kaynaklanan mistik bir korku oldu?unu s?ylemi?ti. ?dam iskelesinin etraf?nda toplanan arkada?lar? da onun sakin ve a??rba?l? oldu?unu s?yl?yorlar. Babam o an hissettiklerini Budala’da betimlemi?tir. Burada ?l?me mahk?m edilen birinin ac?s?n? resmetse de cezas?n?n tecilini ??rendi?inde hissetti?i sevince dair hi?bir ?ey anlatmaz bize. Hayvani ne?enin ilk h?cumu sona erdi?inde kendisiyle oynand??? ve ?ok zalimce i?kence edildi?i d???ncesiyle b?y?k bir ac?, engin bir ?fke duymu? olmas? muhtemeldir. G?z?n? ?oktan g??e y?kselmeye dikmi? olan saf ruhu muhtemelen d?nyaya geri d?nmek ve hepimizin ??rp?nmakta oldu?u ?amura bir kez daha saplanmak zorunda kalmaktan yeis duymu?tu. Babam kaleye geri d?nd?. Birka? g?n sonra bir polis memurunun e?li?inde Sibirya’ya gitti. Petersburg’tan Noel ak?am? ayr?lm??t?. Bir k?za??n i?inde ba?kent sokaklar?ndan ge?erken evlerin ayd?nlat?lm?? pencerelerine bakt? ve kendine ??yle dedi: “?imdi a?abeyim Mihail’in evinde Noel a?ac?n? ???kland?r?yorlard?r. Ye?enlerim a?aca hayranl?kla bak?yor, etraf?nda g?l?yor, dans ediyor ama ben onlar?n yan?nda de?ilim. Onlar? tekrar g?rebilecek miyim, Tanr? bilir!” Dostoyevski bu so?uk kalpli ?ehri arkas?nda b?rak?rken kederli zihninde yaln?zca ye?enleri vard?. Sibirya’ya ula?t?ktan sonraki mola yerlerinin ilkinde iki han?mefendi babam? ziyaret etti. Bunlar, yeni gelen siyasi mahk?mlarla, onlar? rahatlatacak birka? s?z s?ylemek ve birer h?k?ml? olarak onlar? bekleyen ya?amla ilgili baz? tavsiyeler vermek ?zere tan??may? kendilerine g?rev edinen “Aral?k??lar”?n e?leriydi.[44 - I. Nikolay’?n h?k?mdarl???n?n ba?lar?nda ona kar?? kurulan siyasi kumpasa kar??an ki?iler. Otokratik y?netimi devirme giri?imlerini aral?k ay?nda ger?ekle?tirmi?lerdi, bu nedenle isimleri “Aral?k??lar”d?. Cezalar?n? ?ekecekleri yere g?nderilmi?, e?leri de onlar?n pe?inden gitmi?ti. Kad?nlar, Petra?evski kumpas? d?neminde cezalar?n? ?oktan tamamlam?? olan, fakat h?l? Sibirya’da polis g?zetiminde kalmalar? gereken kocalar?ndan daha ?zg?rd?ler. Aral?k??lar, Rusya’da bir aristokrat cumhuriyet ilan etmeyi ve iktidar? soylular birli?i mensuplar? aras?nda b?l??t?rmeyi istemi?lerdi. Soylular, Aral?k??lar’a her zaman derin bir sayg? beslemi?, onlar? ?ehit olarak g?rm??lerdir.] Babama bir ?ncil vermi?lerdi, hapishaneye kabul edilen tek kitap buydu. Kad?nlardan biri, polis memurunun s?rt?n?n d?n?k oldu?u bir andan yararlan?p babamla Frans?zca konu?arak ona yaln?z kald???nda kitab? dikkatle incelemesini s?yledi. Babam, ?ncil’in iki yapra?? aras?na s?k??t?r?lm?? 25 rublelik bir k???t para buldu. Bu parayla kendine k???k bir ?ar?af, sabun, zahmetli yolculu?unu biraz iyile?tirmek i?in t?t?n ve beyaz ekmek ald?. S?rg?nde ge?irdi?i s?re boyunca ba?ka hi? paras? olmad?. Karde?leri, teyzesi ve arkada?lar?, i?ledi?i su? ve ?arpt?r?ld??? ceza nedeniyle korkuya kap?larak onu son derece al?ak bir ?ekilde terk etmi?ti. Hapishane Ya?am? Bir insan yerinden yurdundan edilip de y?llar?n? yabanc? bir d?nyada, kaba halleri ve e?itimsizlikleriyle onu ?zecek insanlarla birlikte ge?irmeye mecbur b?rak?ld???nda, duyarl?l?klar?na gelebilecek en b?y?k zararlardan ka??nmas?n? sa?layacak bir plan d???n?r, bir tav?r tak?n?r, belli bir davran?? bi?imi ?zerine kafa yorar. Baz?lar? rahat b?rak?lacaklar?n? ?mit ederek kendini sessizlik ve kibir i?inde emniyete al?r, di?erleri ise dalkavukla??p en a?a??l?k ?ekilde yaltaklanarak g?ven sat?n almaya ?al???r. Y?llarca hapiste etraf?na korku salan, kaybedecek bir ?eyleri olmayan, hi?bir ?eyden korkmayan, her ?eyi yapabilecek bir grup su?lunun aras?nda ya?amaya mahk?m edilen Dostoyevski ise ?ok farkl? bir tutum tercihinde bulundu; bir t?r H?ristiyan karde?li?i ?slubu geli?tirdi. Bu onun i?in yeni bir ?ey de?ildi, hen?z bir ?ocukken babas?n?n ?zel bah?esindeki demir kap?ya yakla??p cezaland?r?lmay? g?ze alarak hastanedeki yoksul hastalarla sohbet ederken, yine Darovoye’nin k?yl?-serfleriyle konu?urken ve tarlada ?al??an zavall? kad?nlara yard?m ederek onlar?n sevgilerini kazanmaya ?al???rken bunu ??renmi?ti. Daha sonralar? ba?kentin k???k kafelerinde ve i?ki d?kk?nlar?nda Petersburglu yoksullar? inceledi?i, onlarla bilardo oynad???, kalplerinde yatan s?rlar? ortaya ??karmaya ?al??t??? s?rada onlara istedikleri i?ecekleri ?smarlarken o karde??e ?slubu tak?nm??t?. Dostoyevski iyi kesimli ceketleri, modaya uygun kravatlar?, bo? kafalar?, kans?z kalpleri ve renksiz ruhlar?yla kibar insanlar?n doldurdu?u zarif konuk salonlar?n? s?k s?k ziyaret ederek asla iyi bir yazar olamayaca??n?n fark?na varm??t?. T?m yazarlar, ac?lar?n? bo? laftan ?r?lm?? pe?elerin ard?na saklama sanat?n? hi? ??renmemi? olan basit ruhlara s?rtlar?n? yaslar. Yasnaya Polyanal? k?yl?ler, Tolstoy’a Moskoval? arkada?lar?n?n ??retebilece?inden ?ok daha fazla ?ey ??retmi?tir. Av gezilerinde Turgenyev’e e?lik eden k?yl?ler, kendisine Avrupal? arkada?lar?ndan daha ?ok ?zg?n fikir vermi?lerdir. Dostoyevski de s?rt?n? yoksul halka yaslam??, ?ocuklu?undan itibaren i?g?d?sel olarak onlara eri?menin yollar?n? aram??t?r. Halihaz?rda belli d?zeyde edinmi? oldu?u bu teknik ona en b?y?k hizmeti Sibirya’dayken sa?layacakt?. Dostoyevski kendini mahk?m arkada?lar?na nas?l sevdirdi?ini bizden saklamam??t?r. Budala roman?nda, att??? ilk ad?mlar? ayr?nt?l? olarak anlat?r. Avrupa k?lt?r?ne sahip ?ok k?kl? bir aileden gelen Prens M??kin, so?uk bir k?? g?n?nde seyahat etmektedir. Kendisi bir Rus olmas?na ra?men t?m gen?li?ini ?svi?re’de ge?irmi?tir, anavatan? hakk?nda pek az ?ey bilmektedir. Rusya son derece ilgisini ?ekmekte, onu cezbetmektedir; Rusya’n?n ruhuna inmeyi, s?rlar?n? ke?fetmeyi arzulamaktad?r. Prens yoksul oldu?undan ???nc? mevkide seyahat eder. Z?ppe de?ildir; kaba, s?radan yol arkada?lar? onda tiksinti uyand?rmaz. Bunlar g?rd??? ilk ger?ek Ruslard?r; ?svi?re’de yaln?zca Avrupal?lar? taklit eden ayd?nlarla ve ad?na Rus?a dedikleri korkun? bir aksanla konu?an ve ulusumuzun kutsal hayallerinin temsilcileriymi? gibi davranan siyasi m?ltecilerle tan??m??t?r. Prens M??kin o ?na dek yaln?zca kopyalar ve karikat?rlerle kar??la?m?? oldu?unu fark eder, en sonunda as?l Ruslar? tan?maya can atmaktad?r. ???nc? mevkideki arkada?lar?na sempatiyle bakarak onlarla muhabbete girmesini sa?layacak ilk c?mleyi bekler. Yol arkada?lar?ndan biri onu merakla g?zlemlemektedir, daha ?nce b?yle bir ku?u bu kadar yak?ndan g?rmemi?lerdir. Prens’in kibar davran??lar? ve Avrupai k?yafeti onlara sa?ma g?r?nmektedir. Belki onunla e?lenirler diye alay etmek ?zere kendisiyle sohbet etmeye ba?larlar. Prens’in s?yledi?i ilk s?zlere kaba bir ?ekilde g?ler, birbirlerini d?rterler; fakat Prens konu?maya devam ettik?e, yava? yava? g?lmeye son verirler. B?y?leyici nezaketi, z?ppelikten uzak hali, sanki onlar kendi e?itiymi?, kendi d?nyas?ndan birileriymi? gibi masumane bir davran?? sergilemesi bu insanlar?n e?ine ender rastlanan ilgin? bir yarat???n (ger?ek bir H?ristiyan’?n) huzurunda bulunduklar?n? fark etmelerini sa?lam??t?r. Gen? Rogojin s?zkonusu H?ristiyan kibarl???n?n ?ekimini hissediyor, y?re?inde yatan s?rlar? kendisini ?ok b?y?k bir ilgiyle dinleyen bu se?kin yabanc?ya bir an ?nce a?mak istiyordu. Rogojin okuma yazma bilmiyor olmas?na kar??n ?ok zeki biridir, Prens M??kin’in kendisinden ahlaken daha ?st?n oldu?unu anlamaktad?r. Ona hayranl?k duyar, sayg? g?sterir fakat bu yoksul Prens’in ya?am hakk?nda hi?bir ?ey bilmeyen kocaman bir ?ocuk, saf bir hayalperest oldu?unu da a??k?a g?rmektedir. O ise d?nyan?n ne kadar k?t? ve amans?z bir yer oldu?unu bilmektedir. Bu b?y?leyici Prens’i koruma fikri Rogojin’in soylu kalbine d??er. Petersburg istasyonunda onun yan?ndan ayr?l?rken “Say?n Prens,” der, “l?tfen gelip beni ziyaret ediniz. Sizin i?in i?i k?rkl? bir manto haz?rlataca??m; size, para ve konumunuza uygun muhte?em k?yafetler verece?im.” Dostoyevski Sibirya’ya so?uk bir k?? g?n?nde ula?t?. Anavatan?n ba?r?ndan ??kar?p Sibirya’n?n farkl? infaz istasyonlar?na g?nderdi?i h?rs?zlar ve katillerle birlikte ???nc? mevkide seyahat ediyordu. Yeni arkada?lar?n? merakla g?zlemledi. ??te en sonunda orada, bo? yere Petersburg’ta arad??? ger?ek Rusya’dayd?! Slavlar ile Mo?ollar?n, d?nyan?n alt?da birini fetheden ilgin? kar???m? olan ?u Ruslar i?te oradayd?. Dostoyevski yol arkada?lar?n?n kasvetli y?zlerini inceledi, t?m ciddi yazarlar?n az ya da ?ok sahip olduklar? alt?nc? his, onlar?n d???ncelerini de?ifre etmesini ve ?ocuksu kalplerini okumas?n? sa?lad?. Kendisiyle birlikte y?r?yen mahk?mlara sempatiyle bak?yordu, ilk f?rsatta onlarla sohbete giri?ti. Mahk?mlar ise ona dost canl?s? olmaktan uzak, sorgulayan g?zlerle bak?yorlard?. Soylu de?il miydi; serflere k?pek gibi davran?p onlar?, efendileri a??r?l?k i?inde ya?as?n diye b?t?n hayatlar? boyunca zahmet ?ekmeye mahk?m edilmi? k?leler olarak g?r?p tepeden bakan ?u u?ursuz kal?tsal tiranlar s?n?f?ndan gelmiyor muydu? Dostoyevski’ye g?lmeyi ve onu mutsuz ederek kendilerini e?lendirmeyi umut ederek onunla sohbete ba?lad?lar. ?lk s?zlerini duyduklar?nda birbirlerini d?rt?p babamla alay ettiler, fakat babam konu?maya devam ettik?e alaylar ve kahkahalar yava? yava? kesildi. Tanr?’y? her ?eyin ?zerine yerle?tiren; ne s?n?f?n ne de e?itimin insanlar aras?nda bir ayr?m yaratabilece?ine, herkesin Tanr? nezdinde e?it oldu?una i?tenlikle inanan; b?b?rlenmek i?in de?il etraf?na da??tabilmek i?in k?lt?rlenecek kadar u?urlu ger?ek bir H?ristiyan, bilge ve m?tevaz? bir adam g?rm??lerdi. Mujiklerin ger?ek soylulara, ger?ek bar?ye[45 - Rus halk kitlelerinin soylulara ve ayd?nlara verdi?i isim.] ili?kin d???nceleri bu y?ndeydi ama heyhat! Bu t?r soylulara pek nadiren rastlam??lard?. Dostoyevski’nin a?z?ndan ??kan her s?zle birlikte yol arkada?lar?n?n g?zleri daha da a??l?yordu. Dostoyevski kahramanlar?ndan birinin ?ahs?nda kendi portresini ?izmek ve ya?am?n?n bir d?nemiyle ili?kilendirmek istedi?inde s?zkonusu kahramana o d?nemde sahip oldu?u t?m d???nceleri ve duygular? aktar?r. Su?lu olmayan, hayat?nda hi? yarg?lan?p h?k?m giymemi? biri olan Prens M??kin’in (Budala’da) Petersburg’a vard?ktan sonra ?l?me mahk?m edilen bir adam?n son anlar?ndan ba?ka bir ?ey hakk?nda konu?mamas? biraz tuhaf g?r?n?yor. Kendisinin tamamen bu d???nce taraf?ndan ele ge?irilmi? oldu?unu hissediyoruz. Dostoyevski bu tuhaf davran???, zavall? Prens’in ailesi taraf?ndan g?nderildi?i sanatoryumun y?neticisinin kendisini bir idam? izlemek i?in Cenevre’ye g?t?rm?? oldu?unu s?yleyerek a??klar. ?svi?relilerin, sinir hastalar?n?n tedavisiyle ilgili tuhaf bir fikri var gibi g?r?nmektedir; Prens’i tedavi etmeyi ba?aramam?? olmalar? ?a??rt?c? de?ildir. Babam biraz abart?l? bu a??klamay? Prens M??kin’in ger?ekte hapishane ya?am?ndaki ilk y?l? boyunca idam iskelesindeki an?lar?yla hipnotize olan ve ba?ka hi?bir ?ey d???nemeyen talihsiz h?k?ml?, siyasi kumpas?? Fyodor Dostoyevski’den[46 - Dostoyevski’nin kendisini Prens’le ?zde?le?tirirken z?ppece bir e?ilim i?inde olmad???n? s?ylemeye gerek yok. Halka z?ppece de?il de bir karde?, bir H?ristiyan gibi davrand???nda ailesinden gelen y?ksek bir k?lt?re sahip birinin engin ahlaki n?fuzunun kitleler ?zerinde etkili olabilece?ini g?stermek istemi?tir.] ba?kas? olmad???n? halktan gizlemek i?in kullanm??t?. Budala’da Prens M??kin ?l?me mahk?m edilen bu adama dair t?m izlenimlerini Epan?in ailesinin hizmetk?r?na anlat?r. Daha sonra kendisine idamla ilgili soru sorduklar?nda Prens ??yle cevap verir: “Hizmetk?r?n?za izlenimlerimi aktard?m, bunun hakk?nda daha fazla konu?amam.” Epan?inler, M??kin’i bu konuda konu?turmakta b?y?k g??l?k ?ekerler. Dostoyevski’nin tavr? da tam olarak buydu; ?ekti?i ac?lar? h?k?ml?lere anlatt? fakat sonralar? Petersburg’un ayd?nlar?yla bunlar? tart??may? reddetti. Onu bo?u bo?una hevesle soru ya?muruna tuttular, Dostoyevski ka?lar?n? ?at?p konuyu de?i?tirdi. Nastasya Filippovna’ya ???k olan Prens M??kin’in kad?nla evlenmeye talip olmamas?, kendisini seven ve onunla evlenmek isteyen bir gen? k?za ise, “Ben hastay?m, asla evlenemem,” demesi son derece etkileyicidir. Bu muhtemelen Dostoyevski’nin ilk erkeklik d?neminde sahip oldu?u anlay??t?; hapishaneden ??kana dek bunu de?i?tirmeyecekti. Dostoyevski ile kahraman? aras?ndaki benzerlik en k???k ayr?nt?lar? dahi kapsamaktad?r. Prens M??kin Petersburg’a bavulu olmadan, i?inde yaln?zca temiz bir ?ar?af?n bulundu?u k???k bir paket ta??yarak gelir. Bir kope?i bile yoktur, General Epan?in ona yirmi be? ruble verir. Dostoyevski de Sibirya’ya polisin getirmesine izin verdi?i, i?inde ?ar?af bulunan k???k bir paketle gelmi?ti; bir kope?i bile yoktu, Aral?k??lar’?n e?leri ona ?ncil’in sayfalar? aras?na gizlenmi? yirmi be? ruble vermi?ti. Dostoyevski’nin Sibirya’da yan?na ald??? ?ncil. ?yi itibar? onu takip ediyordu; Omsk’ta kendisiyle birlikte hapis yatmakta olan yol arkada?lar? yeni dostlar?na, cezas?n? kendileriyle birlikte ?ekecek olan bu tuhaf adamdan, Dostoyevski’den bahsetmi?ti. Baz? iyi huylu h?k?ml?ler bu gen? hasta adam?, romanlar?ndaki kahramanlar? d???nmekle son derece me?gul oldu?undan ger?ek hayat? incelemek i?in hi? vakit ay?ramam?? olan bu hayalperesti, nas?l koruyabileceklerini d???nmeye ?oktan ba?lam??lard?. H?k?ml?ler kendi kendilerine ?ocukluktan beri t?kenmi?lik ve yoksunlu?a al??k?n olduklar? halde onlara a??r gelen ya?am?n, konfor i?inde yeti?tirilen ve her ?eyden ?nemlisi, toplumsal konumu sayesinde herkes taraf?ndan sayg? g?rmeye al??m?? biri olan Dostoyevski i?in ne kadar zor olabilece?ini d???n?yorlard?. Ya?am?n uzun, kendisinin ise h?l? gen? oldu?unu, sal?verildikten sonra mutlulu?un kendisini bekledi?ini s?yleyerek onu teselli etmeye ?al??t?lar. Rus k?yl?lerine ?zg? bir duygusal hassasl?k g?sterdiler. Babam ?l?ler Evinden An?lar’da hapishanede ?zg?n bir ?ekilde dolan?rken h?k?ml?lerin nas?l gelip ona politika, yabanc? ?lkeler, kraliyet ve b?y?k ?ehirlerdeki ya?amla ilgili sorular sordu?unu betimlemi?tir. “Verdi?im yan?tlara pek ilgi g?steriyormu? gibi g?r?nm?yorlard?,” diyor babam; “Neden bu gibi bilgiler edinmeye ?al??t?klar?n? hi? anlayamad?m.” Gelgelelim bunun yan?t? olduk?a basitti; iyi kalpli bir h?k?ml? Dostoyevski’nin tek ba??na, bir t?r r?yadaym?? gibi bo?lu?a bakarak y?r?d???n? fark etmi?ti. Onu d???ncelerinden kurtarmay? istiyordu. Bir beyefendinin baya?? ?eylerle ilgilenmesi onun kaba zihnine imk?ns?z g?r?nm??t?, dolay?s?yla insan ili?kilerinde usta olan temiz kalpli bu adam babamla politika, y?netim, Avrupa gibi afili konulardan konu?mu?tu. Yan?tlar ilgisini ?ekmiyordu fakat amac?na ula?m??t?. Dostoyevski uyanm??t?, canl?l?kla konu?uyordu, melankolisi defolup gitmi?ti. H?k?ml?ler babam?n i?inde ?zg?n ve ac? ?eken bir gen? adamdan fazlas?n? g?r?yorlard?. Onun dehas?n? sezmi?lerdi. Okuma yazma bilmeyen bu mujikler bir roman?n tam olarak ne oldu?unu bilmiyorlard? fakat y?ce bir ?rk?n yan?lmaz sezgisiyle Tanr?’n?n bu hayalperesti d?nyaya muhte?em i?ler yapmas? i?in g?nderdi?ini anlam??lard?. G??l? ahlak?n?n fark?na varm??lard?, ona bakabilmek i?in ellerinden geleni yapt?lar. Dostoyevski An?lar’?nda h?k?ml?lerin banyoya g?nderildikleri bir g?n, i?lerinden birinin babam? y?kamak i?in izin istedi?ini anlatmaktad?r. Bu i?i b?y?k bir dikkatle yapm??, ?slak tahtalarda kaymas?n diye t?pk? bir ?ocuk gibi ona destek olmu?tu. Adam?n g?sterdi?i t?m bu dikkat kar??s?nda b?y?lenen Dostoyevski, “Beni sanki ?iniden yap?lm???m gibi y?kad?,” der. Babam hakl?yd?. Asl?na bak?lacak olursa o, m?tevaz? dostlar?n?n aras?nda de?erli bir nesneydi. Rus toplumuna b?y?k hizmetlerde bulunaca??n? hissettikleri i?in hepsi onu koruyordu. Bir g?n, kendilerine verilen yemeklerden dolay? ?ileden ??karak bir g?steri d?zenlediler ve Omsk Kalesi Kumandan?’n? g?rmek istediler. Babam bu g?steride yer alman?n kendisi i?in bir g?rev oldu?unu d???nm??t? fakat h?k?ml?ler onun kendilerine kat?lmas?na izin vermeyecekti.[47 - Yukar?da Dostoyevski’nin M?hendisler Kalesi’nde hi?bir g?steride yer almad???n? belirtmi?tim. Kendini h?k?ml?lerle ?zde?le?tirerek onlara Rus soylular?na ve ayd?nlar?na g?stermi? oldu?u sayg?dan daha fazlas?n? g?stermi?ti.] “Senin yerin buras? de?il,” diye ba??rarak hapishaneye geri d?nmesi konusunda direttiler. H?k?ml?ler ger?ekle?tirdikleri protesto nedeniyle a??r bir cezaya ?arpt?r?lma riskini ?stlendiklerini biliyor, Dostoyevski’yi korumak istiyorlard?. Bu m?tevaz? mujikler ??valye ruhuna sahipti. Babama kar?? Petersburglu arkada?lar?ndan, gen? ya??nda elde etti?i ba?ar?y? zehretmek i?in ellerinden geleni yapan k?t? ve k?skan? yazarlardan ?ok daha c?merttiler. E?er h?k?ml?ler babam? koruduysalar, onlar ?zerinde b?y?k bir ahlaki etki b?rakm?? demektir. Kendisinden bahsetmek i?in fazlas?yla m?tevaz?yd? fakat Nekrasov bunu herkese duyuracakt?. Bu ?air b?y?k bir g?zlem yetene?ine sahip biriydi. Nekrasov, dergisinde b?y?k bir i?tahla yay?mlad??? ?nsanc?klar’da Dostoyevski’nin zek?s?n?n fark?na varm??t?. Gen? roman yazar?yla tan??t???nda kalbinin safl???ndan ve soylu zihninden etkilenmi?ti. D?nemin Rus yazarlar?n?n i?inde ya?ad??? dar, k?skan?l?k dolu, entrikac? ?evre Nekrasov’un babam?n arkada?? olmas?n? engellemi?se de onu asla unutmad?. Dostoyevski Sibirya’ya g?nderildi?inde Nekrasov s?k s?k onu d???n?yordu. Bu ?air, k?yl?lerin ruhlar?na ili?kin engin bilgisiyle di?erlerinden ayr?l?yordu. T?m ?ocuklu?unu babas?n?n k???k m?lk?nde ge?irmi?, ya?am?n?n ilerleyen d?nemlerinde de her yaz oraya gitmi?ti. Rus halk?n? ve Dostoyevski’yi tan?yan biri olarak h?k?ml?lerle gen? roman yazar? aras?ndaki ili?kilerin nas?l olabilece?ini kendi kendine sorup duruyordu. ?airler ?ark?larla d???n?rler, Nekrasov da bize muhte?em bir ?iir b?rakm??t?r. Zavall? adl? ?iiri, Dostoyevski’nin su?lular aras?ndaki ya?am?n? betimlemektedir. Ondan ismiyle bahsetmez -o d?nemde ?ok kat? olan Sans?r Kurulu buna izin vermezdi- fakat edebiyat ?evresinden arkada?lar?na ve daha sonras?nda da bizzat Dostoyevski’ye kahraman?n kim oldu?unu s?ylemi?tir. Hik?ye, bir anl?k k?skan?l?kla bir kad?n? ?ld?ren, eskiden toplumun iyi kesimine mensup biri olan bir h?k?ml?n?n a?z?ndan anlat?l?r. Hapishanede en rezil su?lularla ili?kiler kurar, onlar hakk?ndaki d???ncelerine kar??n onlarla i?er, onlarla kumar oynar. Di?erlerinden farkl? olan bir mahk?m dikkatini ?eker. ?ok zay?ft?r, sesi ?ocuk gibidir; sa?lar? a??k renkte ve ku? t?y? gibi g?zeldir.[48 - Prens M??kin’i betimlerken Dostoyevski onun ?ok zay?f oldu?unu, hasta gibi g?r?nd???n? sa??n?n ise neredeyse beyaz denilebilecek kadar sar? oldu?unu s?yler.] ?ok sessizdir, di?erlerinden uzakta ya?ar, kimseyle arkada?l?k kurmaz. H?k?ml?ler ondan ho?lanmaz, ??nk? kendisi a??r i?ler yapamaz. B?t?n g?n u?ra?mas?na kar??n zay?fl??? nedeniyle ?ok az ?ey yapabildi?inden dolay? onunla kafa bulup ona “k?stebek” derler. Onu itip kakarak kendilerini e?lendirir, gardiyanlar?n ac?mas?z emirleri kar??s?nda beti benzi at?p dudaklar?n? ?s?rd???n? g?rd?klerinde ona g?lerler. Bir ak?am h?k?ml?ler hapishanede iskambil oynay?p kafay? ?ekmektedir. Uzun s?redir hasta olan mahk?mlardan biri ?lmek ?zeredir; h?k?ml?ler onunla dalga ge?mekte, inanc? hor g?ren a??tlar yakmaktad?r. “Sefiller! Tanr?dan korkmaz m?s?n?z siz?” diye yakar?r korkun? bir ses. H?k?ml?ler ?a?k?nl?kla etraflar?na bakarlar. “K?stebek”tir konu?an, ?imdiyse bir kartal gibi g?r?nmektedir. Onlara sessiz olmalar?n?, ?lmek ?zere olan adam?n son anlar?na sayg? g?stermelerini emreder. Tanr?’dan bahsederek e?i?ine s?r?klenmekte olduklar? u?urumu onlara g?sterir. O g?nden itibaren vicdanlar?n? yitirmemi? olanlar?n ?stad? haline gelir. Onu h?rmet dolu bir kalabal???n i?ine al?r, s?zlerini kana kana i?erler. Bu mahk?m ilim irfan sahibidir; h?k?ml?lerle ?iir, bilim, Tanr? ve her ?eyden ?nemlisi Rusya hakk?nda konu?ur. ?lkesine ???k, Rusya’n?n ?n?nde b?y?k bir gelecek bulundu?unu ?ng?ren bir vatanseverdir. Konu?malar?nda dilbazl?k yoktur, ?slubunun g?zelli?iyle ?n plana ??kmaz; fakat ??rencilerinin ruhlar?na nas?l seslenece?ini, kalplerine nas?l dokunaca??n? bilmektedir. ?iirde s?zkonusu mahk?m, h?k?ml?lerin h?rmet ve sevgisiyle sarmalanm?? halde ?l?r. Hastal??? boyunca ona b?y?k bir adanm??l?kla bakarlar; bir t?r sedye yaparlar, temiz hava al?p ?ok sevdi?i g?ne?i g?rebilmesi i?in onu her g?n hapishane bah?esine ??kar?rlar. ?l?m?nden sonra mezar? o b?lgede ya?ayan insanlar i?in bir hac mek?n? haline gelir. Babam Sibirya’dan d?nd???nde Nekrasov ona ?iiri g?sterip ??yle demi?tir: “Bu ?iirdeki kahraman sensin.” Dostoyevski bu s?zler kar??s?nda ?ok duygulanm??t?; ?iiri ?ok be?enmi?ti, fakat edebiyat ?evresinden arkada?lar? ona Nekrasov’un kendisini ger?e?e sad?k kalarak anlat?p anlatmad???n? sorduklar?nda g?l?mseyerek ??yle demi?tir: “Ah hay?r, benim ?nemimi abartm??. Tam aksine, as?l ben h?k?ml?lerin ??rencisiydim.” Nekrasov’un mu yoksa Dostoyevski’nin mi hakl? oldu?unu s?ylemek g??. Bu ?iir ?airane bir hayalden ibaret olabilir, bununla birlikte Nekrasov’un babam hakk?ndaki d???ncelerini ortaya koymaktad?r. Nekrasov, t?pk? “Zavall?” ?iirinde yapt??? gibi ne zaman Dostoyevski’den bahsetse, babam?n edebiyat ?evresindeki rakiplerinin al?ak?a karalamalar?n?n hepsinin intikam?n? al?r. Nikolay Strahov d???nda Dostoyevski’nin ya?am?yk?s?n? yazan Rus yazarlar?n, ?nsanc?klar’?n ba?ar?s?n?n ard?ndan gen? yazarlar taraf?ndan uydurulan a?a??l?k iftiralar? ger?e?e son derece ba?l? kalarak aktarm?? olmalar?na ra?men hi?birinin Nekrasov’un ?iirinden bahsetmemi? olmas? ilgin?tir. Ne var ki Dostoyevski’nin bu ?iirin kahraman? oldu?unu bilmiyor olamazlar, zira Dostoyevski bu konuyla ilgili olarak Nekrasov’la aras?nda ge?en konu?may? bizzat Bir Yazar?n G?nl???’nde kayda d??m??t?r. Neredeyse ?airin, roman yazar?yla ilgili g?r??lerini halktan gizlemeyi tercih etmi?ler gibi g?r?nmektedir. H?k?ml?lerin Dostoyevski’ye ??rettikleri Dostoyevski’nin, mahk?mlardan “??retmenlerim” diye bahsetmesinin baz? nedenleri vard?. Hakikaten de ona, onun i?in ??renmesi her ?eyden daha ?nemli olan bir ?eyi, g?zel ve c?mert Rusya’m?z? tan?may? ve sevmeyi ??retmi?lerdi. Kendini, hayat?nda ilk kez ger?ek bir ulusal merkezde buldu?unda kalbinde annesinin kan?n?n ?ok daha fazla ve ?ok daha y?ksek sesle konu?tu?unu hissetmi?ti. ?lkemizin ger?ek g?c? olan Rus cazibesini fark etmeye ba?lam??t?. Rusya, d??manlar?n? ate? ve k?l??la fethetmemi?tir; engin Rus ?mparatorlu?u’nu in?a eden ?ey Rusya’n?n kalbidir. Ordumuz zay?ft?r, zavall? askerlerimiz s?k s?k ma?lup olur; fakat ge?tikleri her yerde ?l?ms?z an?lar b?rak?rlar. Yenilenleri ezmek yerine onlarla karde?lik ba?? kurar, onlara kalplerini a?ar, yolda?lar?ym?? gibi davran?rlar; bu c?mertlikten etkilenen yenilenler ise onlar? asla unutmazlar. “Rus bayra?? bir yerde dalgaland? m? orada baki kal?r,” deriz Rusya’da. Yurtta?lar?m cazibelerinin bilincindedirler. Êîíåö îçíàêîìèòåëüíîãî ôðàãìåíòà. Òåêñò ïðåäîñòàâëåí ÎÎÎ «Ëèòðåñ». Ïðî÷èòàéòå ýòó êíèãó öåëèêîì, êóïèâ ïîëíóþ ëåãàëüíóþ âåðñèþ (https://www.litres.ru/chitat-onlayn/?art=69403330&lfrom=688855901) íà Ëèòðåñ. Áåçîïàñíî îïëàòèòü êíèãó ìîæíî áàíêîâñêîé êàðòîé Visa, MasterCard, Maestro, ñî ñ÷åòà ìîáèëüíîãî òåëåôîíà, ñ ïëàòåæíîãî òåðìèíàëà, â ñàëîíå ÌÒÑ èëè Ñâÿçíîé, ÷åðåç PayPal, WebMoney, ßíäåêñ.Äåíüãè, QIWI Êîøåëåê, áîíóñíûìè êàðòàìè èëè äðóãèì óäîáíûì Âàì ñïîñîáîì. notes 1 Rus k?yl?s?. (?.n.) 2 Bu imrenme Dinyeper k?y?lar?nda ya?ayan, Ukraynal?lar?n ve Ruslar?n atas? olan Slavlar?n kendileri ad?na Norman prenslerinin onlar? y?netmesini arzulamalar?na yol a?m??t?. Prens Rurik’e Kiev B?y?k D?kl???’n?n tac?n? sunmak i?in bir heyet g?nderdiler. Muhtemelen Litvanya’n?n bir b?lgesini y?netmekte olan bir Norman prensinin karde?i ya da k???k o?lu olan Rurik tac? kabul ederek Norman maiyetiyle birlikte Kiev’e ge?ti. Rurik’in soyundan gelenler ilk ba?ta B?y?k D?k, sonralar? ise ?ar s?fat?yla on yedinci y?zy?la dek Rusya’da h?k?m s?rd?ler. Rurik soyundan gelenlerin sonuncusu Moskova’da ?ld??? zaman Rusya bir anar?i d?neminden ge?ti; ta ki boyarlar Litvanya k?kenli, yani son derece Normanla?m?? bir Slav aileye mensup Mihail Romanov’u ?ar se?inceye kadar. Romanovlar birka? y?zy?l boyunca s?rayla h?k?m s?rd?ler, Rus halk? taraf?ndan sevilip sayg? g?rd?ler. Rus milletinin iki kez Normanlar? ya da Normanla?m?? Slavlar? prens olarak se?mi? oldu?u ger?e?i, yurtta?lar?m?n kavgac? karakteriyle kolayca a??klanabilir. Sonunda tek bir anlaml? s?z dahi s?ylemeden on saat boyunca nutuk ?ekmeye kadir, s?zlerine son vermek nedir bilmeyen konu?mac? ve tart??mac?lar olan Ruslar asla anla?amazlar. Akl? ba??nda, s?zden tasarruf edebilen, icraatta ?retken Normanlar, Ruslar?n birbirleriyle bar?? i?inde ya?amalar?n? sa?lam??, ?lkemizde d?zeni sa?lam??lard?r. 3 Tuna b?lgesinde, Transilvanya’da, Rusya’da soylulara verilen unvan. (?.n.) 4 Litvanya ve Ukrayna tarihiyle ilgilenen modern tarih?iler Normanlardan nadiren bahseder. Bununla birlikte s?kl?kla Vareglerden s?z eder ve bunlar?n Litvanya’da hatta Ukrayna’da b?y?k rol oynad???n? ?ne s?rerler. Varegler asl?nda Normand?r, ??nk? vareg kelimesi eski Slavcada “d??man” anlam?na gelmektedir. Normanlar s?rekli olarak Slavlar? alt ettikleri i?in Slavlar onlar? “d??man” olarak anm??t?r. Slavlar genel olarak az merakl? insanlard?r, kom?ular?n?n hangi ?rka mensup olduklar?n? bilmekle pek ilgilenmezler; onlara s?sl? isimler vermeyi tercih ederler. Bu nedenle Ruslar, Almanlarla ticarete ba?lad?klar?nda onlara eski Rus?ada “budala” anlam?na gelen “Nemzi” ad?n? vermi?lerdir, ??nk? Almanlar onlar?n dilini anlamam??, sorular?na cevap verememi?tir. Rus halk? Almanlara h?l? “Nemzi” der. “Alman” ya da “T?ton” isimleri yaln?zca ayd?nlar taraf?ndan kullan?l?r. 5 (?ng.) Litvanya’n?n D?n? Bug?n?. (?.n.) 6 Rusya ve Polonya’ya duyduklar? nefret nedeniyle Litvanyal?lar damarlar?nda Slav kan?n?n akt???n? dahi reddetmi?lerdir. Yine de Finno-T?rk’ten daha ziyade Slav olduklar?n? g?rebilmek i?in onlara bir bak?? atmak yeterlidir. 7 Hi?bir ?ekilde ba?kalar?yla kar??mam?? Finno-T?rkler olan Finler, Estonlar ve Letonlar Protestanl??? ?evkle kabul edip buna sad?k kalm??lard?r. Litvanlar?n Protestanl??a kar?? her zaman g?stermi? olduklar? d??manl?k kendilerinin Slav kan?na sahip oldu?unu geri kalan her ?eyden ?ok daha ikna edici bir ?ekilde kan?tlamaktad?r. Ortodoks ya da Katolik inanc?n? kolayl?kla kucaklayan Slavlar, Luther’in ??retisini asla anlayamad?lar. 8 Bununla birlikte Almanlar, Litvanya’n?n, Litvanyal? Borussi kabilesinin ya?ad??? bir b?l?m?n? ellerinde tuttular. Bu b?lgeyi Almanla?t?rarak buraya Prusya ad?n? verdiler. Prusyal?lar Alman de?il, Litvand?r; ?nce Normanla?t?r?lm?? sonra da Almanla?t?r?lm??lard?r. G??l? karakterleri ve Almanya’da oynad?klar? ?nemli rol kendilerinin Norman karakterinden kaynaklanmaktad?r. Prusyal? Junkerlerin b?y?k bir ?o?unlu?u do?rudan kadim Norman ?eflerinin soyundan gelmektedir. 9 Ortodoks Kilisesi’nde yaln?zca ke?i?ler -Kara Ruhbanlar- ba?piskopos olabilir. Beyaz ruhbanlar, yani evli rahipler ?st mevkilere y?kselemezler. E?lerini kaybettiklerinde genellikle ke?i? olur, kariyerlerinin pe?inden gidebilirler. 10 Kendisinin Litvanya’n?n D?n? ve Bug?n? adl? ?al??mas?na bak?n?z. 11 Hetmanl?k, Ukrayna askeri hiyerar?isinde en ?st r?tbedir. Bu s?zc???n, dilimizdeki “ataman” s?zc???nden geldi?i d???n?lmektedir. (?.n.) 12 Ele?tirmenler beni her zaman e?anlaml? olmayan “soylu” ve “ayd?n” kelimelerini birbirine kar??t?rmakla itham edebilir. Fakat unutmamalar? gerekir ki bir zamanlar proletarya ve orta s?n?flar i?in e?itim almak imk?ns?zd?. Litvanya’n?n ba?l?ca e?itimcileri olan Katolik ve Ortodoks din adamlar? yaln?zca soylular?n ?ocuklar?yla, yani gelece?in yasa koyucular? ve ?lkelerinin y?neticileriyle ilgileniyorlard?. 13 B?y?k Leh ?air Mickiewicz’in Litvanyal? oldu?u d???n?lmektedir. ?iirlerinden biri ??yle ba?lar: “Litvanya, ?lkem.” 14 Leh ve Litvan soylular?n?n soy isimleri “ski” sonekiyle biter. 15 Litvanya k?kenli b?y?k Rus aileler aras?nda ?zellikle son zamanlara dek h?k?m s?ren ailenin Borussi kabilesine mensup atalar? Romanovlar?; Litvanca isimleri Saltik olan Solitikovlar? ve D?k Guedimin’in soyundan gelen Golitsinleri saymak gerekir. Polonya’da da Jagellon kraliyet ailesi de dahil olmak ?zere aristokrat ailelerin ?o?unlu?u Litvanya k?kenliydi. 16 Verst, 1,0668 kilometreye kar??l?k gelen Rus ?l?? birimidir. 150 verst yakla??k olarak 160 kilometreye kar??l?k gelmektedir. (?.n.) 17 Kal?tsal soyluluk unvan? ta??mayan kimse soyluluk k?t???ne kaydedilmezdi. Rus soylular Leh, Litvan, Ukraynal?, Balt?k ve Kafkas soylular?n? birliklerine hevesle kabul ettiler. 18 On sekizinci y?zy?lda Ruslar kal?tsal soylular?na h?l? Schliahetstvo diyordu. Bu s?zc?k art?k kullan?lm?yor, ayr?ca Rus soylular?n?n b?y?k bir ?o?unlu?u kal?tsal soyluluk kurumlar?n?n Litvanya k?kenli oldu?unun fark?nda de?ildir. 19 Babam?n m?thi? arkada?? yazar Strahov, hat?rat?nda kendisinin Dostoyevski’yle ciddi ?eyler konu?mak istedi?ini, onun ?akalar?n? dinlemeyi sevmedi?ini ??nk? kendi kan?s?na g?re Dostoyevski’nin her zaman ? la fran?aise (Frans?z tarz?) bir mizah anlay???na sahip oldu?unu s?ylemektedir. Frans?z mizah?n?n ?z? olan s?z ve imge oyunlar? daha kat? muhabbetleri seven yurtta?lar?m taraf?ndan pek de?er g?rmemektedir. Strahov, Dostoyevski’nin yaln?zca sohbetlerinde de?il yaz?lar?nda da ? la fran?aise mizah yapt???n? d???nmekteydi. Hi? ??phe yok ki bu, Dostoyevskilerin zihinlerinin kal?tsal olarak Latinle?mesinin sonucuydu. yaln?zca kendi akrabalar?yla g?r??t?. Ne bir ?ocukluk arkada?? ne de babas?n? ziyarete gelecek eski dostlar? vard?. 20 Karamzin’in History of Russia (Rusya Tarihi) kitab?, babam?n en sevdi?i kitapt?. ?ocuklu?unda bu kitab? tamamen ezberleyene kadar tekrar tekrar okumu?. Bu durum son derece ilgi ?ekicidir zira Rusya’da yaln?zca ?ocuklar de?il yeti?kinler dahi ?lkelerinin tarihi hakk?nda ?ok az ?ey bilir. 21 Litvanyal?lar ormanlar?n? asla unutmazlar, nesiller ?nce terk etmi? olsalar bile onlara tapmaya devam ederler. Bir Yazar?n G?nl???’nde Dostoyevski ??yle der: “B?t?n hayat?m boyunca mantarlar?yla, meyveleriyle, b?cekleri, ku?lar? ve sincaplar?yla orman? sevdim; ?slak yapraklar?n?n kokusuyla mest oldum. ?u an bunlar? yazarken bile hu? a?a?lar?n?n kokusunu alabiliyorum.” 22 B?y?kbabamlar?n d?rt o?lu ve d?rt k?z? olmak ?zere sekiz ?ocu?u vard?. Bunlardan biri, Vera Halam?n ikiz karde?i ?l? do?mu?tu. Babaannem yaln?zca ?ocuklar?ndan birini, geri kalan herkesten daha ?ok sevdi?i en b?y?k o?lu Mihail’i emzirebilmi?ti. Di?er ?ocuklar, Moskova ?evresindeki k?yl? kad?nlar aras?ndan se?ilen s?tanneler taraf?ndan emzirildi. 23 Ukrayna’da e?ine s?k?a rastlanan bir ad olan Kotelenitski ailesine mensuptu. Ayd?nlardan olu?an bir aileydi, babaannemin amcas? olan Vasil Kotelenitski Moskova ?niversitesi’nde profes?rd?. Hi? ?ocu?u yoktu, b?y?k ye?enlerine ?ok d??k?nd?, s?kl?kla babam? ve erkek karde?lerini Novinskoye’deki evinde uzunca bir s?re kalmaya davet ederdi. 24 Derebeylik toplum d?zeninde toprakla birlikte al?n?p sat?lan k?le. (?.n.) 25 Andrey Amcam hat?rat?nda b?y?kbabam?n, o?ullar?n?n yaln?z ba??na d??ar? ??kmalar?na asla izin vermedi?ini ve onlara hi? para vermedi?ini s?yler. Onlar?n davran??lar?n? b?y?k bir k?skan?l?kla izler; en masum fl?rtle?meye bile tahamm?l etmezmi?. Bu gen? sofular yazd?klar? ?iirler haricinde kad?nlardan bahsetmeye cesaret dahi edememi?lerdi. Gen? Ruslar?n a?k maceralar? erken ya?ta ba?lad???ndan onlar?n bu iffetli halleri M?hendishane’deki arkada?lar? i?in pek tabii ki b?y?k bir e?lence kayna?? olmu?tu. Dostoyevski, kendi ad?na, arkada?lar?n?n kinizminden ?ok ?ekmi? olmal?. Karamazov Karde?ler’de babam Alyo?a’n?n okul arkada?lar?n?n m?stehcen konu?malar?n? i?itmemek i?in kulaklar?n? kapad???n? anlat?rken muhtemelen kendi tecr?belerinin bir resmini ?izmekteydi. 26 O g?nlerde demiryolu yoktu. Yolcular genellikle at arabas?yla ya da troykayla seyahat ederdi ki bu ?ekilde Moskova’dan Petersburg’a gitmek neredeyse bir hafta s?rerdi. 27 B?y?kbabam, o?lunu Petersburg’taki okula yerle?tirdi?inde ?nemli bir idari g?revde bulunan akrabas? General Krivopi?in’in nezaketine g?venmi?ti. Ama Krivopi?in Moskoval? akrabas?n? sevmiyordu ve babam i?in hi?bir ?ey yapmayacakt?. Gelgelelim b?y?kbabam?n vefat?n?n ard?ndan General y?k?ml?l?klerini hat?rlad?, babam? g?rmek i?in M?hendishane’ye giderek onu evinde kalmaya davet etti. O zamana dek on sekizine basm?? olan Dostoyevski, karde?i Mihail’e yazd??? mektuplarda kendilerinden sevgiyle bahsetti?i b?t?n Kripovi?in ailesinin g?zdesi haline gelmi?ti. 28 M?hendishane, Petersburg’ta bu isimle biliniyordu. Paul Saray? asl?nda kadim bir kaleye benziyordu. 29 B?y?kbabam?n Moskova’daki konumu bir albay?nkine denkti. 30 Arkada?lar?n? hor g?rmesine ra?men onlarla ili?kisini asla kesmedi. M?hendishane’nin eski ??rencileri onun, okula geldiklerinde yeni ??rencileri korumaya her zaman haz?r oldu?unu, onlar? b?y?k ?ocuklar?n tiranl???na kar?? savundu?unu ve derslerinde yard?mc? oldu?unu hat?rlarlar. S?zkonusu d?nemde s?n?flar?n belletmenli?ini ?stlenen gen? bir subay olan General Saveliyev hat?ralar?nda okul y?netiminin Dostoyevski’nin g??l? bir karaktere, derin bir haysiyet anlay???na sahip y?ksek k?lt?rl? bir gen? oldu?unu d???nd?klerini belirtmektedir. ?stlerinin emirlerine g?n?lden uyar, fakat kendisinden b?y?k arkada?lar?n?n buyruklar?na boyun e?meyi reddeder ve onlar?n g?sterilerinden uzak dururdu. Bu olduk?a karakteristik bir ?zellikti, zira Rus okullar?nda ?ocuklar genellikle b?y?klerine, ??retmenlerinden daha ?ok sayg? g?sterirlerdi. 31 Babam?n bu d?nemde ba?ka bir arkada?? daha olmu?tu, ?ermak’?n okulundan eski arkada?? gen? ?itlovski. Bilmedi?im bir nedenden dolay? ?itlovski ?ok seyahat eder, bazen Reval’e bazen de Petersburg’a giderdi. Gen? Dostoyevski’ye g?nderilen ?eylerin ta??y?c?s? g?revi g?r?rd?. ?itlovski bir ?air, idealist ve bir mistikti. Babam ?zerinde b?y?k bir etkisi olmu?tu. Muhtemelen Litvanya k?kenliydi. 32 Aile i?inde anlat?ld???na g?re Dostoyevski ilk sara n?betini babas?n?n ?ld???n? duydu?unda ge?irmi?. Nas?l bir ruh halinde oldu?unu ancak tahmin edebiliriz, zira a?abeyi Mihail’le aralar?nda ger?ekle?en ve ya?am?n?n bu b?l?m?ne ???k tutabilecek t?m yaz??malar yok edildi. Sonras?nda ise karde?ler mektuplar?nda babalar?ndan hi? s?z etmediler, muhtemelen bu konu her ikisi i?in de fazlas?yla ac? vericiydi. Babas?n?n katledilmesinden ?nceki son mektupta yer alan baz? c?mlelerden Dostoyevski’nin, babas?n?n ta?radaki hayat?yla ilgili ?e?itli olaylardan haberdar oldu?u sonucuna ula?abiliriz. “Zavall? babam!” diye yazm?? a?abeyi Mihail’e, “Ne ola?an?st? bir karakter. Ah! Ne talihsizlikler geldi ba??na! Onu teselli edemiyor olmam ne yaz?k! Ama biliyor musun, babam?z?n herhangi bir ya?am felsefesi yok. Elli be? y?ld?r ya??yor ve insanlara ili?kin g?r??leri h?l? otuz ya??ndayken sahip olduklar?yla ayn?.” Her zaman oldu?u gibi Dostoyevski’nin ?ng?r?s?, babas?n?n talihsizliklerinin ba?at nedenini tahmin etmesini sa?lam??t?. B?y?kbabam b?t?n hayat?n? bir Litvan olarak s?rd?rd?, Ruslar?n karakterini anlama zahmetine girmedi. Cehaletinin bedelini a??r ?ekilde ?dedi. 33 Yukar?da da g?rd???m?z ?zere buras? b?y?kbabam?n ?ld?r?ld???, ?erma?naya’da yer alan arazisine giden g?zerg?hta yer al?yordu. 34 Ba? a?r?lar?, sindirim g??l?kleri vb. fiziksel rahats?zl?klar ve ruhsal g?revlerde gev?eme ve bitkinlik bi?iminde g?r?len, sinirsel g??lerin zay?flamas?ndan do?an nevroz, sinir arg?nl???. (?.n.) 35 Eugenie Grandet’nin muhte?em ?evirisini bu d?nemde ger?ekle?tirmi?ti. 36 Bu kitab?n ad? ?nsanc?klar’d?. Bu roman? yazmaya koyulmadan ?nce babam bir trajediye, daha sonra Boris Godunov adl? bir drama yazmak i?in bir kenara b?rakaca?? Mary Stuart’a ba?lam??t?. Bahsi ge?en konu se?imleri ?ok ?nemlidir. Muhtemelen ilk gen?li?inde baba taraf?ndan atalar?n?n Norman kan? ile Moskoval? atalar?n?n Mo?ol kan? Dostoyevski’nin kalbinde birbiriyle sava??yordu. Fakat en g??l?s? Slav mizac?yd?, Norman ve Mo?ol atac?l???na bask?n gelmi?ti. Dostoyevski, Mary Stuart ve Boris Godunov’u terk edip bize Slavlara ?zg? b?y?leyici ac?ma duygusuyla dolu ?nsanc?klar’? verdi. 37 Turgenyev, babam?n komik bir tablosunu ?izdi?i bir ta?lama kaleme alm??t?. 38 Dilimize ?nsanc?klar olarak ?evrilen roman?n Rus?a asl? Bednyye Lyudi, yani “Yoksul ?nsanlar” ad?yla yay?mlanm??t?r. (?.n.) 39 Dostoyevski ?teki ?zerinde ?ok d???nm??t?. Sibirya’dan d?nd?kten sonra a?abeyi Mihail’e yazd??? bir mektupta ??yle diyordu: “Bu m?thi? bir fikirdi, ilk kez benim taraf?mdan yarat?l?p sunulacak, b?y?k bir sosyal ?neme sahip yeni bir t?rd?.” 40 Babam?n arkada?lar? hat?ratlar?nda onun kafelerde tan??t??? yabanc?lar? s?k s?k misafirli?e davet etti?ini, b?t?n g?n?n? onlar?n sohbetlerini ve ?yk?lerini dinleyerek ge?irdi?ini aktar?yorlar. Babam?n arkada?lar?, onun b?ylesi e?itimsiz insanlarla konu?maktan nas?l bir zevk duydu?unu anlayam?yorlard?; sonra, romanlar?n? okuduklar?nda kar??la?m?? olduklar? bu tipleri tan?d?lar. T?m yetenekli gen? adamlar i?in ge?erli oldu?u gibi Dostoyevski’nin de bu d?nemde yaln?zca do?al modelleri kullanarak bir resim ortaya koyabildi?i a??kt?r. Daha sonralar? modellere ihtiyac? kalmad?, kendi tiplerini kendi yaratt?. 41 Babam?n ?ok sevdi?i ve muayene oldu?u Dr. Yanovski, Dostoyevski’nin hapse d??meden ?ok ?nce epilepsiye ?ok benzeyen bir sinir rahats?zl???ndan mustarip oldu?unu s?ylemektedir. Yukar?da da bahsetti?im gibi, babam?n ailesi onun ilk n?betini b?y?kbabam?n trajik ?l?m?n? ??rendi?inde ge?irdi?ini belirtmi?ti. Bu rahats?zl?k Dostoyevski’nin hapisli?inin ertesindeki ?iddetli haline b?r?nmemi? olsa da sekiz ya??ndayken halihaz?rda epilepsiden mustarip oldu?u a??kt?r. 42 Babam? ya?am?n?n o d?nenimde ?ok iyi tan?yan Dr. Riesenkampf hat?rat?nda ?unlar? yazar: “Yirmi ya??ndaki bir gen? adam genellikle kad?nlar? kafas?na koyup t?m gen? g?zellerin pe?inden ko?ar. Dostoyevski’dekine benzer bir duruma daha ?nce hi? ?ahit olmam??t?m. Kad?nlara kar?? kay?ts?zd? hatta onlara kar?? antipatisi vard?.” Riesenkampf, bununla birlikte Dostoyevski’nin arkada?lar?n?n a?k ili?kileriyle ilgilendi?ini ve duygusal ?ark?lar s?ylemekten ho?land???n? ekler. Bahsi ge?en ?ark? s?yleme al??kanl??? ?mr?n?n sonuna kadar ona keyif vermeye devam etmi?tir. Odas?nda tek ba??nayken genellikle k?s?k sesle ?ark? s?ylerdi. 43 Petra?evski ?rg?t?n?n ?yelerinden biri, ki?isel g?r???ne g?re ekipteki tek tipik kumpas??n?n Dostoyevski oldu?unu s?ylemi?ti. Sessiz ve sakindi, Rus anlay???n?n pe?inden gidip kalbindekileri herkese a?maya yatk?n biri de?ildi. Bu suskunluk ya?am? boyunca devam etti. Anneme kar?? bile bu tavr?n? korumu?tu, kad?nca??z evliliklerinin ilk g?nlerinde babam? ge?mi? ya?am?yla ilgili konu?turmakta ?ok zorlanm??t?r. Ancak daha sonra, Dostoyevski ikinci kar?s?n?n kendisine ne kadar ba?l? oldu?unu fark etti?inde kalbini a?m??, hi?bir s?rr?n? ondan gizlememi?tir. 44 I. Nikolay’?n h?k?mdarl???n?n ba?lar?nda ona kar?? kurulan siyasi kumpasa kar??an ki?iler. Otokratik y?netimi devirme giri?imlerini aral?k ay?nda ger?ekle?tirmi?lerdi, bu nedenle isimleri “Aral?k??lar”d?. Cezalar?n? ?ekecekleri yere g?nderilmi?, e?leri de onlar?n pe?inden gitmi?ti. Kad?nlar, Petra?evski kumpas? d?neminde cezalar?n? ?oktan tamamlam?? olan, fakat h?l? Sibirya’da polis g?zetiminde kalmalar? gereken kocalar?ndan daha ?zg?rd?ler. Aral?k??lar, Rusya’da bir aristokrat cumhuriyet ilan etmeyi ve iktidar? soylular birli?i mensuplar? aras?nda b?l??t?rmeyi istemi?lerdi. Soylular, Aral?k??lar’a her zaman derin bir sayg? beslemi?, onlar? ?ehit olarak g?rm??lerdir. 45 Rus halk kitlelerinin soylulara ve ayd?nlara verdi?i isim. 46 Dostoyevski’nin kendisini Prens’le ?zde?le?tirirken z?ppece bir e?ilim i?inde olmad???n? s?ylemeye gerek yok. Halka z?ppece de?il de bir karde?, bir H?ristiyan gibi davrand???nda ailesinden gelen y?ksek bir k?lt?re sahip birinin engin ahlaki n?fuzunun kitleler ?zerinde etkili olabilece?ini g?stermek istemi?tir. 47 Yukar?da Dostoyevski’nin M?hendisler Kalesi’nde hi?bir g?steride yer almad???n? belirtmi?tim. Kendini h?k?ml?lerle ?zde?le?tirerek onlara Rus soylular?na ve ayd?nlar?na g?stermi? oldu?u sayg?dan daha fazlas?n? g?stermi?ti. 48 Prens M??kin’i betimlerken Dostoyevski onun ?ok zay?f oldu?unu, hasta gibi g?r?nd???n? sa??n?n ise neredeyse beyaz denilebilecek kadar sar? oldu?unu s?yler.
Íàø ëèòåðàòóðíûé æóðíàë Ëó÷øåå ìåñòî äëÿ ðàçìåùåíèÿ ñâîèõ ïðîèçâåäåíèé ìîëîäûìè àâòîðàìè, ïîýòàìè; äëÿ ðåàëèçàöèè ñâîèõ òâîð÷åñêèõ èäåé è äëÿ òîãî, ÷òîáû âàøè ïðîèçâåäåíèÿ ñòàëè ïîïóëÿðíûìè è ÷èòàåìûìè. Åñëè âû, íåèçâåñòíûé ñîâðåìåííûé ïîýò èëè çàèíòåðåñîâàííûé ÷èòàòåëü - Âàñ æä¸ò íàø ëèòåðàòóðíûé æóðíàë.